Mavi Ay

661 22 24
                                    

"Yalan söylüyorsun." diye tısladı kadın titreyen sesiyle. Eli ayağı buz gibi olmuş, neye uğradığını şaşırmıştı. Ancak buna rağmen güçlü görünmeye çalışıyordu, olabildiğince güçlü.

"Kanıtlayabilirim." dedi adam kendinden emin bir tavırla.

"Bir yalanı kanıtlayamazsın." dedi kadın.

Sesi giderek gücünü kaybediyordu. Hemen ardından ilk cümlesindekiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan güçlü sesini duyduğunda, gözleri kendi şaşkınlığıyla donanmıştı.

"Yalan söylüyorsun. Kanıtlayamazsın. Yalancı! Defol git buradan. Her şeyi berbat edeceksin, hayatımı berbat edeceksin. Buna izin vermeyeceğim. Defol!"

Artık sinir krizi geçiriyordu kadın. Hızla sıraladığı cümlelerin ardından, düşünceleri de zihnini hızla istila ediyordu. Adamın söyledikleri çok saçmaydı, hazmedilir şeyler değildi ve ona göre imkansızdı.

Saçlarını kökünden koparmak istercesine çekerken dizlerinin üstüne çöktü ve krizin getirdiği gözyaşlarıyla beraber sayıklamaya başladı kadın.

"Defol burdan. Bizi rahat bırak. Defol hayatımızdan. Defol, defol, defol..."

Dakikalarca aynı pozisyonda sayıklayan kadın omzunda bir el hissettiğinde sallanmayı bıraktı. Ancak elin sahibine bakmadı. Oydu, biliyordu. Odada onlardan başka kimse yoktu.

Tüm bu süre zarfında onu izleyen adamın eli omzundaydı ve normalde tiksintiyle karışık bir sinirle o eli istemesi gerekirken, kadın buna hiçbir tepki vermemişti. Bu tepkisizliğe her ikisi de oldukça şaşırmıştı.

Hareketsiz ve sessiz geçen birkaç saniyenin ardından beklenenin aksine konuşan kadın oldu.

"Ne istiyorsun?"

Sesi boğuk çıkıyordu kadının ve bununla beraber duruşu da her an bayılabileceğinin bir kanıtı gibiydi.

Adam boğazını temizleyerek sadece iki kelime söyledi.

"Artık bırak."

Adamın dediğine bir anlam veremeyen kadın göz kapaklarının kapanmasına engel olmaya çalışırken "Neyi?" dedi bıkkınlıkla.

Gerçekten bıkmıştı, bu yaşadıkları çok ağırdı. Kadın sürekli bunları hak edecek ne yaptığını sorguluyordu. Bu gecenin bir şekilde bitmesini istiyordu. En kötü ihtimal, ölüm, bile geceyi bitirebilirdi onun için. Geride kalanları düşünmeye yönelen şefkat dolu yanı, önemli olanın bu durumdan bir an önce kurtulmak olduğunu savunan usanmış yanından baskın gelemiyordu bir türlü. Bu yüzden ölüm onun için en iyi kaçıştı belki de. Ölesiye yorulan kadının, o eski, güçlü halinden eser kalmamıştı artık.

"İnkar etmeyi bırak artık Rüya. Yetmedi mi bunca sene inkar ettiğin? Bütün bunların sorumlusu sensin. Sen ve senin inkar etmelerin." Sesli bir şekilde yutkunup devam etti adam. "Bazı şeyleri kabullensen, bunların hiçbiri yaşanmazdı. Bu yüzden ne yaparsan yap, ama artık inkar etme."

Kadın adamın bu sözleri karşısında donup kalmıştı. Ne konuşuyor, ne de kıpırdıyordu. Gözlerini bir noktaya sabitlemiş öylece oturuyordu. Etrafında kimse yokmuş ve hiçbir şey olmuyormuş gibi. Duvardaki saatin tıkırdayan zembereği bile sesini yitirmişti. Yer ve zaman kavramı yavaş yavaş kaybolurken, bütün görüntüler bulanıklaşıyordu.

Adam kadının bu dünyadan uzaklaştığını fark ettiğinde ellerini iki omzuna da yerleştirip onu sarstı.

"Kendine gel Rüya, rüya görmüyorsun." dedi kadının gözlerinin içine bakarak.

"Vazgeç." dedi kadın ağlamaklı sesiyle.

Adam kadının böyle zayıf olmasından nefret ediyordu. İlk tanıdığı, güçlü, her şeye rağmen dimdik duran Rüya'yı geri istiyordu. Zamanla onu geri kazanabilir miydi? Zordu belki, ama yapabilirdi. En azından o, böyle düşünüyordu. Çünkü zayıflığı, bu kadına ait nefret ettiği tek şeydi.

"Bana bak." dedi adam hükmeden ancak o kadar da sert olmayan bir tonda.

Kadın farkında bile olmadan avuç içlerini gözlerine bastırdı. Bunu gören adam ağlamaya başlayacağını düşünerek iyice gerilmişti.

"Bana bak!" diye kükredi bu sefer.

Kadın hala aynı pozisyondaydı. Bunu kasıtlı olarak yapıp yapmadığını kendi bile bilmiyordu. Dünya dönmeyi bırakmış sanki biraz önce sıyrıldığı flu ortam yeniden yer etmeye başlamıştı.

Fakat adam bunun olmasına izin vermiyordu. Bu kadar yaklaşmışken olmazdı.

Adamın sert ama yalvarmaya benzeyen sesiyle kadının gözündeki tüm sis dağılmış, görüntüler parça parça netleşiyordu yeniden.

"Bana bak Rüya! Gözlerime bak!"

Kadın adamın ses tonundaki çaresizliğin farkına varmıştı. Bu, söylediklerinin doğru olduğunu gösterir miydi?

Ağır hareketlerle ellerini yüzünden çekip adamın suratına baktı. Gözlerine değil, çünkü çok iyi biliyordu ki "Gözler yalan söylemez." lafı bir klişeden ibaret değildi ve o an gözlerine bakacak gücü de yoktu.

Adam, kadının masum yüzünü gördüğünde bir an yumuşasa da hemen eski hükmeden haline bürünmüştü.

"Söylediklerim doğru." dedi adam.

Kadının onaylamayan bakışlarını gördüğünde ekledi. "Yoksa yine mi inkar edeceksin? Yıllar önce yaptığın gibi..."

Kadın, dolu gözleriyle adamın gözlerinin içine baktı. Haklı olduğunu biliyordu ama bunu ona söyleyemezdi. Söyleyecek başka bir sözü de yoktu. Konuşmaya başlasa adamın da dediği gibi inkar mekanizması devreye girecek ve hiçbir şeyi kabullenmeyecekti.

Başka bir şey söyleyemeyeceğini anlayan kadın titreyen parmaklarına bakarak yine o kelimeyi fısıldadı.

"Vazgeç, n'olur artık vazgeç." dedi gözyaşlarına boğularak.

Kararlılığından bir an olsun vazgeçmeyen adam, kadının sicim gibi akan gözyaşlarını gördüğünde içi titrese de bu kararlılığını sürdürmesi gerektiğinin bilincindeydi.

"Bana vazgeç deme Rüya. Her şeyi söyle ama vazgeç deme. Çünkü..."

Ne söyleyeceğini çok iyi bilmesine rağmen kelimeler boğazına dizilmişti adamın. Hafif bir öksürüğün ardından konuşmaya kaldığı yerden devam etti.

"Çünkü vazgeçmem, vazgeçemem." dedi ilk kelimeyi vurgulayarak.

Kadın yanaklarını ıslatan yaşları silerken adam yeniden konuşmaya başladı.

"Benim adım Gökay. Gökay ne demek biliyor musun?" diye sorduğunda bir yanıt beklemese de kadının gözlerinin içine baktı. "Mavi ay demek. Ne zaman gökteki ay mavi olursa o zaman vazgeçeceğim."

Kadının donuk bakışlarına karşılık kendinden emin bir tavırla uzanıp sehpanın üzerinde duran kumandayı aldı ve kadın bakışlarını ekrana yönelttiğinde düğmesine basıp videoyu başlattı.

≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈

Yeni hikayem!

Ne zamandır uğraşıyordum, en azından bir giriş paylaşayım istedim. Umarım beğenmişsinizdir ve tabii ki desteğinizi bekliyorum.

*Bu sadece bir girişti. Bölümler diğer hikayem tamamlandıktan sonra gelir, büyük ihtimalle (!)  -İhtimal sadece, belli olmaz-

Yazardan not: Beğendiğinizi fark ettirin.

En kısa zamanda görüşmek üzere!

1.8.14

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 14, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Mavi Ay ∞ AskıdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin