8.Bölüm

673 29 9
                                    

Bade heyecanlı bir şekilde Oğuzhan'ın kolları arasında sahaya doğru ilerliyordu.

Sahaya baktığında içinde tüm futbolcuları gördü Bade. Kalbi heyecandan pır pır atıyordu.

-"Yaa Oğuzhan yapamayacağım galiba. Hadi geri dönelim. Başka zaman tanışırız şimdi olmasın. Ayy ben çok heyecanlandım . "

-"Hayır Mavi. Şimdi tanıştıracağım seni herkesle. Ve herkes de seni çok sevecek. Bana güven. "

Bade Oğuzhan'ın kolunu sıkı sıkı tutarak futbolcuların yanlarına doğru yol aldı. Futbolcular onları fark edince işlerini bırakıp onlara baktılar.

-"Arkadaşlar bu gördüğünüz güzel kız arkadaşım Bade. Aynı zamanda yeni sağlık görevlisi."

Tabii Bade'yle ilk olarak tanışmaya Necip, Cenk, Dorukhan kısaca Türk futbolcular geldi. Necip kendini tutamadan hemen atıldı söze.

Necip:"Merhaba Bade. Ben Necip. Kısaca Neco diyebilirsin. Yanii bana burda herkes Neco der. Sen de diyebilirsin."

-"Peki Neco"

Cenk:"Merhaba Bade. Ben de Cenk, Cenk Tosun. Bilirsin zaten. Yeni işin hayırlı olsun."

-"Merhaba Tosun Paşa. Teşekkür ederim."

Dorukhan:"Merhaba yenge, aman pardon Bade işin hayırlı olsun.  Tanıştığıma memnun oldum."

Bade bu sözleri işittiğinde yanaklarına kanın hücum ettiğini hissetti. Utanmıştı.

-"Merhaba Dorukhan. Teşekkürler. Bende tanıştığıma memnun oldum."

Bu sözleriden sonra takımdaki diğer Türk futbolcularla samimi bir şekilde konuştular, tanıştılar. Bade mesleği gereği İngilizce biliyordu ve İtalyanlara olan merağından dolayı İtalyanca da biliyordu. Cenk Tosun'la konuşmasını bitirir bitirmez, gözleri onu, yani Gezzal'ı gördü. Bade bile nasıl fırladığını bilmiyordu Cenk'in yanından. Bir hışımla onun dibinde belirdi...

Aaa olamaz, maalesef ki o Fransızca bilmiyordu . İçinden "Ahh neden ben Portekizce bilmiyorum ki. Tam da ihtiyacım olan zamanda yine hayat bana tekmesini vurdu." Kara kara düşünürken Oğuzhan'ı kolundan tutup bir köşeye çekti ve gözlerini kapatarak içinden geçenleri sıralamaya başladı.

-"Ben Fransızca bilmiyorum ki. Gezzal ile hatta Rosier ile nasıl tanışacağım, onlarla nasıl iletişim kuracağım. Hayır yani bende de akıl. Sen İtalyanca'ya merak sarıp öğreniyorsun da, Fransızca niye bilmiyorsun. Gerçi İngilizce de bilir. Oh rahatladım Allah'ım konuşabilceğim."

Sözünü bitirdiğinde çok fazla konuştuğunu anlayan Bade, gözlerini tam açacakken kendini duvara yaslanmış ve hiç bir yere kaçamayacak halde buldu. Oğuzhan'ın onu duvar dibine çektiğini anlar anlamaz ona ters bir şekilde bakarak adım attı. İşler istediği gibi gitmemişti. Bir terslik vardı, normalde Oğuzhan'ın geriye adım atması gerekirdi ama geriye gitmek yerine aradaki mesafeyi azaltmayı tercih etmişti. Ve bir adım daha...

Bade "Allah'ım aklım çıkacak." diye içinden geçirirken bir andan da hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. Ne oluyordu ona böyle. İlk defa bu kadar kalbi ritim değiştiriyordu. Ve artık kaçma şansı yoktu, kilitlenmişti. Oğuzhan'ın elleri duvardayken gözleri dudaklarındaydı.

Artık her şeyi akışına bırakan Bade gözlerini kapattı. Oğuzhan yaklaştı, artık nefesini hissediyordu. Yaklaştı...

-"Yanakların..."

Bade sanki sarhoş olmuştu, Oğuzhan'ın nefesi onu sarhoş etmişti. Bade o anın verdiği duyguyla Oğuzhan'ın ne dediğini bile anlamamıştı. Kokusu aklını başından alıyordu. Oğuzhan biraz daha yaklaştı.

-"Mavi, yanakların..."

O an gözleri aniden açılmıştı. O kadar güzel ve şaşkın bakan Bade, Oğuzhan'ın gözlerinde kendini gördü. Bu an böyle bitmemeliydi. Bu sefer de Bade Oğuzhan'a yaklaştı.

-"Kokun..."

Tam o sırada Dorukhan'ın sesini duydular ve ikisi de yakalanmış masum çocuklar gibi o tarafa dönüp baktılar. Dorukhan da onlara sırıtarak bakıyordu.

Dorukhan:"Oğuzhan Ada geldi ve seni sordu. Yedek kulübesinde seni bekliyor."

Oğuzhan utanarak ellerini saçlarının arasından geçirdi.

-"Şimdi benimle gelmen gerek Mavi, seni biriyle tanıştıracağım."

Nazikçe Bade'nin elinden tutarak yedek kulübesine, Ada'nın yanına doğru yol aldılar.

Bade şaşkın bir şekilde Oğuzhan'la ilerlerken neler olduğunu anlamaya çalışıyordu ama anlayamıyordu.

-"Bunu tahmin ettiğim için seni tercümanımız Ada'yla tanıştıracağım. Böylelikle Gezzal ve Rosier ile konuşup tanışabilirsiniz. Şimdi Fransızca konuşun da sonra İngilizce konuşursunuz. "

Bade o sevinçle Oğuzhan'a sarıldı ve sevinçle çığlık attı.

-"Çok teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim."

-"Biliyor musun, böyle güldüğünde gözlerinin içi parlıyor ve gözlerinde kendimi görüyorum. Bu çok hoşuma gidiyor."

Bade ona tekrar teşekkür edip, Ada'ya elini uzattı.

-"Merhaba ben Bade, Beşiktaşımızın yeni sağlık çalışanıyım. Seninle tanıştığım için inan çok mutluyum."

Ada da gülümseyerek elini uzatı Bade'ye. Bade'nin içindeki mutluluğu enerjiyi bakışlarıyla hissetmişti.

Ada:"İnan senin gibi enerjik bir kızla tanıştığım için ben de mutluyum... haa bu arada utanınca yanakların seni ele veriyor haberin olsun."

O an Oğuzhan'ın ona göz kırptığını görünce utancı artarken bir yandan da "Allahım o kadar tatlı ki, o bakışı, gülüşü, kokusu, aaah ah." diye geçiriyordu içinden.

Oğuzhan'ın Bade'ye seslenmesiyle Bade iç sesiyle yaşadığı çelişkiye veda ederek, Oğuzhan'a döndü.

-"Geliyorum."

Ve hep birlikte Gezzal'ın yanına doğru gittiler.

Eveett arkadaşlar bu bölümün de sonuna geldik. İnşallah beğenirsiniz.Düşüncelerinizi yoruma dökerseniz sevinirim. Bu arada bu bölümü EsranurAlpygl ile birlikte yazdık. Beğenmeniz dileğiyle.😃

O-Ba//O.ÖzyakupHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin