Eskici Amcanın Şeytani Yüzü

167 5 6
                                    

Eskici ise, pencerenin dışından bütün bu konuşulan komplo teorilerinden habersiz sokakta gezmektedir. Dört bisiklet tekeri üzerinde giden tezgahını azimle itmektedir. Apartmanın pencerelerinden seslenen kadınlara eski eşyalar karşılığında; plastik kova, leğen, mandal, lavabo pompası arabasında ne varsa verir.

Üç bölüme ayrılmıştır arabası. Üstteki tezgahta kenarlardan takas aracı olmak üzere arabaya özenle yerleştirilmiş naylon eşyalar, ortada ise evlerden aldığı eskiler, bozuk çamaşır makineleri, buz dolapları, ütüler bulunmaktadır. Eşya seçmez eskici hanımlar ona ne verirse versin yaylı kantarında tarttıktan sonra uygun karşılığını vererek hurdayı alır. Eskicinin dünyasında öncelikli olan ağırlıktır. Onun için eski bir lavabo bir bilgisayardan bir kaç mandal daha değerlidir.

Eskicinin gün boyunca takip ettiği bir parkur vardır. Sokakların arasında dev bir tur atıp evine döner. Ama her gün farklı yönden tamamlar parkurunu. Bir gün düz, bir gün ters. Böylece sabah erken saatlerde önünden geçtiği evlerde uyanmamış kadınlar var ise ertesi gün aynı evlerden akşam üstü geçip kadınları uyanık yakalar. Bu sayede parkurundan maksimum verim almış olur. 

Akşam olduğunda fakir hanesine gelmiştir. Kasabanın dışında gecekondu, kulübe arası bir evde yaşar. Önce evin arkasındaki boş alana gidip o gün takasta kazandığı eski eşyaları yığar. Daha sonra arabasının tekerleklerini kontrol eder. Evin dışındaki işi artık bitmiştir. Arabanın sığacağı şekilde sonradan genişletilmiş kapısını açar ve arabasıyla birlikte içeri girer. Evde onu bekleyen kimse yoktur. Ayakkabılarını çıkarır lavaboya gidip elini yüzünü yıkar. Perdeleri henüz açmaz çünkü önce yemek yemesi lazımdır. Tek odalı evinin mutfak köşesindeki dolapların birinden kocaman bir kazan çıkarır ve ocağın üstüne koyar. Kendisi tarafından kazana sonradan eklenmiş parçaların yardımıyla kazanı ocağa tutturur, yerinden oynamasın diye vidalarını iyice sıkar. Sonra bir şişe fındık yağının tamamını kazana boşaltır, ocağı yakar. Ocak kısık ateşte kazanı ısıtır. 

Eskici arabasına doğru yönelir. Arabasının yanına gittiğinde üçüncü bölmeyi açar. İçinden dört yaşlarında bir erkek çocuk çıkarır. Çocuk baygındır veya uyuyordur. Çocuğu görünce kendi boğazını tutar, gün boyunca çocuğun sesini bastırmak için ne kadar bağırması gerektiğini hatırlamıştır. Ocağın üzerindeki dolaptan boğaz pastilini çıkarır ve ağzına bir tane atıp kutuyu yerine koyar. Sonra işine geri döner. Çocuğun giysilerini özenle çıkarır, artık uyanmasını sağlamak zorundadır.Çocuğu ocağın yanına getirir ve bir iki tokat atar. Çocuk kendine gelince sakallı kaplı suratı, kap kara gözleri,paçavradan giysileri  ve keskin ter kokusuyla eskici amcayı görür. 

Eskici amcayı ilk olarak sokakta görmüştür. Onu arabasının altına bir top kaçtığını kendisinin oraya girmek için çok büyük olduğunu söylemiş ve çocuktan yardım istemiştir. Çocukta topu almak için üçüncü bölmeye girince bölmenin kapağı kapanmıştır. Çocuk uzun süre ağlayıp sızlamıştır ama sesini kimseye duyuramamıştır. En sonunda da sıcaktan bayılmıştır. Karşısında eskiciyi gören çocuk tekrar ağlamaya başlar. Bu sefer eskicinin bağırıp çocuğun sesisin bastırması gereksizdir çünkü etrafta çocuğu duyacak kimsecikler yoktur. 


S.H.DHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin