Okura İthafen

6 0 0
                                    

UYARI: Kesinlikle bir önsöz değildir!

Herhangi bir harabeyi çok rahat görebilirlerken, neden içlerindekileri göremiyorlar? Neden içimdekileri göremiyorlar?

İçimdeki çok şeyi yıkmak zorunda kaldım. İçimdekileri yıktım, hiçime attım. Unutmaya çalıştım. Unuttum da. Ancak bu, akan bir suyu toprakla durdurmaya çalışmak gibi bir şeydi.

Bir gün illa yıkıntılarından geri doğar. O içinde öldürüp hiçine attığın harabeler canlanınca kalbini parçalarlar. Canını yakarlar. İçin kanar; dışa, gözyaşı olarak akar. O gözyaşıyla harabe parçaları birleşir. Yüzleşmek istemediğin kocaman bir "Anı Yığını" oluştururlar.

Unuttuğun her şeyi hatırlarsın. Ağlamazsın. Çünkü ağlarsan zavallısın. Kanlarını içine akıtırsın. O kanlar içine aktıkça harabeler güçlenir. Daha da yıkılmaz hale gelirler. Bir daha yıkamazsın bu sefer, unutamazsın.

Bu gibi durumlarda "Acı Anılar Şatosu" haline gelen birleşmiş harabe parçalarıyla barışık ol. Oraya kan akıtmaktansa, git yaşa içinde. Hayat acı çekip ağlamayacak kadar uzun değil.

Ağlamak istemiyorsan acı çekme. Acı çekmek istemiyorsan kendi "Acı Anılar Şato"nun içinde yaşa. Geçmişinle barışık ol. Emin ol geçecek...

Unutma! Bu hayat bir oyun, ve sen de bu oyunun en güzel parçasısın.

İçimizdeki HarabelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin