Yorucu bir lise hayatından sonra yaz tatiline çok ihtiyacım vardı. İşte bu sabah uyandım ve tüm sabahlardan daha enerjik olduğumu düşündüm. Sanki kırk yıl uyudum da kalktım. Kendime yeni, tertemiz bir sayfa açma vakti gelmişti. İlk olarak sporumu ihmal etmedim tabii. Formumu korumak gerek. Ardından simidimi aldım ve eve doğru adımlarımı artırdım. Çünkü karnım çok acıkmıştı. Hemen masayı kurdum. Cam kenarında vişne ağaçlarına bakarak kahvaltı etmek gibisi yok doğrusu.
Tabii yaz tatili denince akla ilk gelen deniz ve kumdur çoğunlukla. Bende ilk günden eve tıkılmayacağım. Nerde benim telefonum?!
-Alo?
+ Irmak hiçbir şey söyleme hemen plaj çantanı hazırla bu güzel günün tadını çıkarmalıyız.
- Tamamm, o zaman saat 12'de plajda buluşuyor muyuuz?
- Sakın gecikme . Ayrıca yanıma bronzlaşma yağını aldım, bu sefer benden kaçamayacaksın! O tenin çikilata gibi olucak !
(plaja giderler)
İkimizde birer yüzücü olduğumuzdan birbirimizle şakalaşıp eğleniyorduk. Daha sonra güneşlenme vakti gelmişti tabii. Mp3'lerimizi alıp bronzlaşma vaktii!! Bir süre sonra gözüme bir şey çarptı. O da ne?! İki tane yahuşuhlu çıcık bize bakıyordur.Gözüme çarptı doğrusu. Yoksa ben hiç dikizler miyim canıım saçmalamayın -.- Birkaç saat böylece uzaktan bakıştık. Acaba bu duygu o şey mi? Şey işte? Aniden kalktım ve bu aptallığımla yere kapaklanıyordum fakat beni tutan bir kol vardı.
