2*Just like second mom?

11.1K 833 654
                                    

Siyah konverslerimi geçirdiğim sağ ayağımı sürekli yere vuruyordum. Arada bir kafamı kaldırıyor, onu görmeye çalışıyordum. Ama hayır... Bir türlü bana ceketini veren hyungu göremiyordum. Sıkılmaya başlıyorum ama! Tae'de gitti. Beklemedi beni gıcık! Of Tae cidden alacağım olsun...

Yanaklarımı hava ile doldurup yavaş yavaş geri bıraktım. Büzülen dudaklarımı bir süre öyle bıraktım. O sırada binadan çıkan bedeni buldu eşşek gözlerim. Kulağındaki beyaz kulaklıklar ve okul forması ile çok yakışıklıydı. Keşke onun gibi yakışıklı olsaydım.

{Ama ben anca sevimli olabilirim(!) Duy beni Tae!}

Omuz silkip hyunga doğru yürümeye başladım. Burnumu çekip önünü peçete ile sildim. Karşısına sümüklü sümüklü çıkmak istemiyordum. Kulaklıkları yüzünden beni duymayacağını biliyordum o yüzden önüne çıktım. Yerde olan başı ani haraketim sayesinde hemen yukarı kalktı. Beni gördüğüne şaşırmış gibi duruyordu. Neden şaşırdığını boşverip dudaklarımı düz bir çizgi haline getirip, gülümseme ile karışık bir ifade yarattım suratımda. İfadelerim bile tuhaf. Oyh...

"Merhaba hyung. Şey..."

Elimde tuttuğum ceketi ona uzattım. Oda kulaklıklarını indirip bir bana, bir de elimdeki cekete tip tip baktı. Alsa da eve gidip zıbarsam diye düşünüyordum sürekli. Ama o beklenmedik bir şekilde davrandı. Çatık kaşları ile ceketi elimden aldı ve çantamın bir kolunu tuttu. Sonrada çantamı çıkarmamı sağladı.

"Eee, hyung. Ne yapıyorsun acaba?"

"Hastasın hasta! Ben daha da üşüme diye sana ceket veriyorum sen çıkartıp bana veriyorsun."

"A-ama bu senin ce-"

"Yarın verebilirsin."

Çantamı yere koyup bana ceketini giydirdi, ardından da fermuarı boğazıma kadar çekti. İçimdeki kapşonlu ceketin şapkasını çıkartıp kafama geçirdi ve çantamı tekrar omuzlarıma yerleştirdi.

{Şeye benziyor... İkinci anne?}

Geri çekilip eserine baktı ve keyifle gülümsedi. Ama ben sıradan bir mimik değil, onun o tavşan dişlerinin göründüğü bir gülümseme istiyordum.

"Güzel... Artık daha sıcak, huh?"

"Hyung zaten sıcaktı. Çıkarsam-"

"Hayır kesinlikle olmaz! Doğru eve git ve uyu. İlaçlarını iç. Kendini sıcak tut. Ayh! Sana güvenemiyorum, yolda çıkartırsın sen."

"Ama sıcak hyung~"

Bir-iki saniye büzdüğüm dudaklarıma baktıktan sonra biçimli kaşlarını çatıp sağa çevirdi kafasını. Sağ tarafta çok ilginç gerçekten(!) Bana bak bana!

"Buldum! Seni evine ben bırakacağım."

"A-ama-"

"Bugün ne kadar çok ama dedin sen. Hadi, ısrar yok. Gidelim."

"Pekiii..."

Ufak adımlar ile bahçeyi terk ettik. Bulunduğumuz caddede sessiz bir yürüyüş gerçekleştiriyorduk. Benimle henüz konuşmamıştı. Bende konuşmak için çaba harcamıyordum. Kafam kaldırımda, boş boş çizgilere bakıyordum. Kafamda pek bir düşünce yer almıyordu. Sadece arada garip hissediyordum ve kafamı kaldırıp hyunga bakma ihtiyacı hissediyordum. Bakınca da, önüne baktığını görüyordum. Aslında... Adımı nerden bildiğini ve ona adının ne olduğunu sorabilirdim. Immm... Mantıklı!

Jacket _JiKook_Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin