Petrichor°2won/HyungWonho

•3•Kaybet

Sonunda haftasonu diyerek ve keyifle uyandı Hyungwon. Gördüğü rüyanın garipliğini üzerinden atamamıştı. Neden Wonho'yu görmüştü ki ? Ve,ve çok gerçekçiydi. Galiba bilinçaltım bana oyun oynuyor diyerek doğruldu. Elini yüzünü yıkayıp aşağı indi. Mısır gevreğini dökecekken bitmiş olduğunu gördü. Üzerine kapşonlusunu ( inanın ne bilmiyorum wlzhksjd ) geçirip anahtarını ve telefonunu alarak dışarı çıktı. Markete gitmesi için yokuş inmesi gerekiyordu. Kulaklığını taktı ve 'How long' şarkısını açtı. Markete girdi mısır gevreğini aldı. Yavaş ve düşünceli adımlarla evine doğru yürüdü. Kapısına geldiğinde bir not buldu.

'Günaydın uyuyan prens. Seni evde bulmayınca telaşlandım. Bir daha evden çıkma'

Hyungwon söverek içeri girdi. Yeter artık! Buda kim oluyordu. Evine izinsizce giriyor,kapısına notlar bırakıyor ve daha önemlisi Hyungwonu korkutuyordu.
Hyungwon,Minhyuk'a mesaj atmış ve yanına gelmesini istemişti. Bunları anlatabileceği tek arkadaşı oydu. Yemeğini yemeğe başladı ve düşüncelerin bedenini ele geçirmesine izin verdi.
.
.
.
Kapının çalma sesiyle irkildi Hyungwon. Gelen Minhyuk olmalı diyerek kapıya doğru yöneldi. Kilitleri çevirdi ve kapıyı açtı. Ve karşısındaki kızıl saçlı çocuğa sarıldı. Minhyuk neye uğradığını şaşırmıştı. Hyungwon fiziksel temastan hoşlanmazdı ve aksine nefret ederdi. Hyungwon yavaşça geri çekildi. Ve Minhyuku içeri davet etti. İçeri geçtiler,Minhyuk koltuğa uzandı

"Anlat bakalım beni neden çağırdın ? "

Hyungwon söze nasıl başlaması gerektiğini bilmiyordu. Bunun yerine pat diye söylemeyi tercih etti.

"Evime birisi giriyor,notlar bırakıyor."

Minhyuk doğruldu. Ve şaşkın bir biçimde bunun ne zamandan beri olduğunu sordu.
Hyungwon 1 haftadır cevabını verdiğinde Minhyuk hem sinirli hem de üzülmüş bir şekilde neden bana bunu daha önce söylemedin diye diretiyordu.
Hyungwon ona herşeyi baştan anlatmaya karar verdi. Ve Minhyuk'a biraz da çekinerek

"Benim evime taşınırmısın ? Korkuyorum"
.
.
.
.
Minhyuk Hyungwon'a taşınalı 3 gün olmuştu. Ve tesadüf ki notlar gelmiyordu.
Alarm çaldığında Hyungwon okula gitmek için kalktı. Minhyuk çoktan kalkmış ve kahvaltı hazırlamıştı. Birlikte kahvaltı yapıp okula doğru yola çıktılar. Okula girdiklerinde daha 20 dakika vardı. Minhyuk kantine Jooheonun yanına gitmişti. Hyungwon adımlarını yavaşlatarak merdivenden çıkmaya başladı. Minhyukun onunla yaşaması ona iyi geliyordu. Hyungwon sırasına yöneldiğinde Wonho'yu sırada oturuken gördü. Wonho ona yol vermek için ayağa kalktı. Hyungwon wonhoya bakmadan yerine geçti. Aklına cuma günü son ders yaşananlar geldi. Hyungwon

"Wonho,yanlış anlama, o an hmmm.. Nasıl desem öyle gel-"

Hyungwonun sözünü tamamlamasına izin vermeden Wonho ona cevap verdi.

"Sorun değil,gerçekten anladım. Sana yardım edebildiysem ne mutlu bana. Sadece,sadece bir daha yapma lütfen"

Hyungwon onaylar bir biçimde kafasını salladı. Zil çaldı,öğretmen içeri girdi ve sınıfa göz gezdirdi. Gözleri yeni bir simaya çarpıyordu. Wonho'yu kaldırdı ve kim olduğunu nerden geldiğini sordu. Wonho

"Adım Wonho. Yurtdışından geliyorum. Ortaokulu seoul'da okudum. Ailemle yaşıyorum."

Bütün dikkat Wonho'ya toplanmıştı. Kızlar hayranlıkla ona bakarken Hyungwonda ondan gözlerini alamıyordu. Wonho,gerçekten çok güzeldi. Wonho yerine oturdu ve Hyungwon'a döndü. Hyungwon aniden kafasını çevirdi.
Tenefüste kızlar Wonho'dan randevu istemek için Hyungwonun sırasına gelmişlerdi. Hyungwon sinirlenmişti çünkü etraf çok kalabalıktı ve hyungwon kalabalığı sevmezdi. Aslında o içindeki kalabalıkla daha mutluydu. Wonho kızlara döndü ve

"Üzgünüm kızlar,randevuya çıkmam gereken başka biri hatta bir sevgilim var"

Dedi. Kızlarla birlikta Hyungwon'da şok olmuştu. Ve yüreğinde bir sızı hissetmişti. Uzun zaman sonra. Düşüncelerini beyninden ışık hızıyla silerek kafasını sıraya yasladı. Tam o sırada elinde bir sıcaklım hisseti. Kafasını kaldırdı ve elin sahibine bakarken Wonho konuşmaya başladı.

"İşte sevgilim Hyungwon. Anladınız mı ?"

Dedi. Hyungwon bir anda elini kendine çekti. Ve kızların dağılmasını bekledi. Kızlar gidince Wonho'ya

"Ne yaptığını zannediyorsun ?"

Diyerek sinirli bir şekilde bağırdı. Wonho güldü ve

"senin yaptığın aynısını yaptım neden bu kadar kızdın ki"

Dedi. Hyungwon şaşkınca arkasını döndü. Kulağının yanındaki nefesle irkildi.

"Hem ben senden hoşlandım. Sende bana karşı boş değilsin. İnkar etme. Gözlerin,bana söylüyor. Hyungwon.
.
.
.
.
Bu bôlümü boş derslerde,öğle aralarında tenefüslerde yazdım. Umarım beğenirsiniz. Yorum yapın ki bizim hikayemiz olsun. Hep beraber devam edelim. Bir dahaki bölümde görüşmek dileğiyle..