2. Bölüm

2.4K 241 33
                                    

@1DFantasyFiction , thank you for your permission!

Zil çaldı ve eşyalarımı toplamaya başladım. Bitirdiğimde herkes çoktan çıkmıştı, hala yanımdaki sırada oturan Harry’i bekliyordum.  Sandalyemden kalktım, dönmemek ve ona neden hala orda oturduğunu sormamak için çok sıkı deniyordum ama düşündüm ki sadece başkalarının işlerine burnumu sokmamalıyım. Yürüyorken, arkamdan şiddetli adım sesleri duydum ve onun o olduğunu biliyordum ama bunu göz ardı etmeyi seçtim. Bayan Behl’e baktım ,hernasılsa umuyorum ki benim isyanımı fark edecek ama o kağıtları sınıflandırmakla meşguldü. 

Onun ne yaptığını bilmeye ihtiyacım vardı. Sinirleniyordum;aşırı derecede sinirleniyordum. Kafama hafifçe çevirip pencereden dışarıya bakıyormuş gibi yaparak göz ucuyla ona baktım. Onun dövmeleri ve kötü çocuk tarzı beni oldukça büyülüyor ama bundan daha çok göz korkutucu. Ona bakar bakmaz gözleri benimkilere kilitlendi ve onunla etkileşime girdim. Hızlıca etrafımda döndüm ve odadan hızlıca çıktım. Tabii ki koridorlar çoktan boştu. Görüşte bir öğrenci bile yoktu ve benim sinirim beni teslim aldı. Neden beni takip ediyordu?  Benden ne istiyor?  Hızımı aldım ve gürültülü adımları duydum, bu sefer tam arkamdaydı.

“Ne istiyorsun?” Açıkça sordum ona. Ben bile sesimin tonundan dolayı şaşırdım ve oda biraz şaşmış görünyordu ve birkaç adım geri gitti sanki hiç kanıtı yokmuş gibi. Tanrım, neler oluyor?

“Not defterini düşürdün.” Onun yoğun aksanı boş koridorda yankılandı ve ben rahatlayarak iç çektim.Sesimi yükselttiğim için biraz kötü hissettim ve umarım benim patronluk taslayan birisi olduğumu düşünmez.

“Oh”  Nefesimi rahatça dışarıya verdim. ”Teşekkür ederim.” Not defterini elinden almak için eğildim, parmak uçlarım onunkilerine değdi ve yarım saniyeliğine çok acayip şeyler hissettim. Bir kıvılcım mı? Hayır. Elektriklenme mi? Hayır. Bu neydi bilmiyorum ama içimi hoplattı. O da bunu hissetmiş olmalı çünkü parmaklarımız deydiğinde ona baktım ve gözleri büyümüştü. Saniyeler içerisinde gözleri açık yeşilden koyu bir yeşile dönüştü ve ben hemen elimi çektim.  

“Teşekkür ederim.”  Diye tekrar ettim.  “Bunu zaten söylemiştin.”  İfadesiz yüzüyle bana hatırlattı. Yavaşça dudaklarının kenarlarını yaladı ve parmaklarını yarı kıvırcık saçlarına götürdü ve saçlarını ovaladı.

“Evet” dedi monoton bir şekilde ve çabucak topuklarında döndü. Küçük sohbetimizi bitirerek benden uzağa doğru koridor boyunca oldukça hızlı yürüyordu.

“Bayan Crore!” Eski fen hocam Bay Lee arkamdan seslendi. Harry’nin yürüyüşünü izledim, neden birden bire gittiğini merak ettim ve neden bana çok tuhaf baktı?  Belki yüzümde bir şey vardır.

“Neden sınıfta değilsin?” 

“Ben …uh  sınıfın nerede olduğunu bilmiyorum..” Koridordan sıyrılırken yalan söyledim.

“Aleevonne, bu yeni okul değil, sadece yeni bir sömestır okulu çoktan unuttun mu?”  Gülümsedi.

“Öyle sanıyorum.”  Hafifçe kıkırdadım.

“Ne tarafa gidiyorsun?”  

 “Beden Eğitimi.” dedim.

“O yöne doğru gidiyordum. Seninle yürüyeceğim.” diye önerdi.

“Tabii ki.” diye kabul ettim. 

Jimnastik salonunun olduğu bodruma doğru yürüdü ve Noel tatilimin nasıl geçtiğini sordu. Bana eşi ve akrabalarıyla birlikte Almanya ‘da vakit geçirdiklerini anlattı. O Alman. Geçen sene benim favori hocamdı. Hiç abartısız hiçbir şeyi önemsemiyordu, mesela bir ödevi unuttuğunzda “Bir ara yap” diyor .Bir öğretmenin bunu yapması iyi değil, profosyonel değil ama öğrenciler onu sever ve bunu umursamazlar.

Pain [Türkçe Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin