GİRİŞ
Hayatları bir anda tepetaklak olan insanların hikayelerini izlemeyi severdi, onların acılarını paylaşarak kendine işkence ettiğinin farkında olmazdı. O istiyor diye, hiç inandırıcı gelmeyen, duygularımızı sömürdüğünü düşündüğüm dram filmlerini izlerdim. Dışardan ahkam kesmenin ne denli yanlış olduğunu anlayalı takvime göre 1 ay, bana göre yıllar oldu. Tam her şeyin yolunda gittiğini, bizi hiçbir şeyin ayıramayacağını düşündüğüm zamanda, avuçlarımın arasından kayıp gitmişti pamuğum. Ona pamuk derdim, o kadar narin ve beyazdı ki. Pamuk gibi yumuşacıktı, kimi zaman sarılmaya bile kıyamazdınız, kollarınızın arasında kaybolacakmış gibi olurdu. Onu daha sıkı sarmadığım güne lanet okuyorum şimdi..
Ne zaman geleceği belli olmayan ölüm, onunla beraber benim de hayatımı söndürmüştü. O uysallığının yanında tek asi tarafı motor sevdasıydı. Saçlarının uçuşmasını, kendi rüzgarında yeniden doğmayı, özgür olduğunu hissetmeyi severdi. Keşke bu kadar korkak olmasaydım da onunla beraber o uçurumdan yuvarlansaydım, son nefeslerimizi verirken son gördüğümüz insanlar olarak kalsaydık. Belki ellerimiz kenetlenmişken soğumaya başlardı sıcak bedenlerimiz. Belki belirli belirsiz “seni seviyorum” çıkardı dudaklarımdan, ne zaman görsem içimi eriten tebessümüyle karşılık verirdi o da ve ben onunla beraber ölürken aynı zamanda yeniden doğardım.
Kokusunu özledim, başka hiçbir şeyden aynı tadı alamadığım o eşsiz kokusunu. Parfüm olsaydı o izlediğimiz filmlerdeki başroller gibi alıp koklayabilirdim, ama onun o kendine has koklarken bütün sorunları unuttuğunuz kokusunu hiçbir firmanın üretebileceğini sanmıyorum.
Hiçbir zaman kötü bir insan olmadım ama o varken ben kesinlikle daha iyi bir insandım. Yavaş yavaş etrafındaki herkesten nefret eden ve kendinden de ısrarla nefret ettiren bir canavara dönüşüyorum. En çok zevk aldığım şeyler bile bana o kadar uzak ki.. Yazı yazamıyorum, kalemi tutarken bile ellerim titriyor. Hep onun cümleleri, onun hikayeleri geliyor aklıma. Kafamdaki karakterlerin hepsi ona benziyor ama hiç biri o değil. Yakında onu yazıp kendi yarattığı karaktere aşık olan takıntılı bir adam olmaktan korkuyorum..
