1-BAŞLANGIÇ

261 4 4
                                    

  Robert  Pyle  olacaklardan  habersiz  yatağında  derin  bir  uykuya  dalmış  uyuyordu . Yaklaşık  saat  08:59’du.Ve  günlerdir  uyutmadığı  o  lanet  olası  alarmı  çalmıştı . Zaten alarmını  kurmak ve  kurmamak  arasında  kararsızdı.Tam bir sorundu zaten.Kaç gündür uykusuzdu  ve  bir sürü  işi  vardı . Üstelik  bu  gün  doğum günüydü.

   Ve  yaptı.Saati beş dakika  daha  ileri  aldı.Ve yine çaldı.Eli yine saate gitti ama ertelemedi.Aksine  durdurdu.Sinirle yatağından  kalktı.

  Yüzünde  uyku  yüzünden  hafif buruşuklar  vardı.Gözlerinin  altı  uykusuzluğu  yüzünden  şişmiş  ve  garipsi bi kızarıklık vardı.Simsiyah  saçlarında  bir  tane  bile  beyaz  tel  yoktu.Üzerinde  beyaz  atleti  ve  pembe  boxerı  vardı .3 oğlundan  en  büyüğü  olan  Jay  her zaman  babasının bu  boxerıyla  dalga  geçerdi.Birden  aklına  Jay  geldi .Şimdi  ünüversitedeydi.

Robert  üstünü  giyinip  elini ve yüzünü  yıkadıktan  sonra  telefonunda  3  cevapsız  aramayı  gördü.Hepside  karısı   Amy  ’ye  ayitti.

“Alo hayatım. Ne oldu .Neden aradın bu kadar.”

Robert  böyle  kısa  cümleleri  severdi.Aynı  zamanda  eşinide.

“-Seni  kaldırmak  için  aramıştım  hayatım.Eeeee  gidiyor muyuz  alışverişmerkezine.”

Ne ! Kaldırmak  içinmi  aramıştı. Saat 9:30  du.Hem  daha  alışverişmerkezine  gideceklerdi .Bunu  tamamen  unutmuştu.

“-Evet hayatım.Gideceğiz  ama  biraz  geç  olacak.Atölyede  işlerim  var.11:00  gibi  gideriz.”

   Rob  2  katlı  lüks  evinden  merdivenleri  indi.Merdiveninin 3. Basamağının  kırık  olması  dikkatini  çekti.Ama  fazla  takmadı.Herhalde  çocuklarının hatasıydı.Küçüktü  ama  olsun.Atölyesi  için de  evin  içindeki  bir  odayı  kullanmıştı.Zaten  küçük  bir  odaydı.İçinde  1  sandalye 1 de  masa  vardı.sandalye  beyaz  bambu  bitkisinden  yapılmış   gibiydi .Güneş  ışığının  aydınlattığı  bu  küçük  odada  hoş  duruyordu.Masa L  şeklindeydi. Üzerinde  birçok  kağıt , cetvel  ve  kalem  vardı. Tam  bir mimar  masasıydı.Rob  bir  mimardı.Bir  holding  patronuna  ev  tasarlaması  gerekiyordu.Tam  olarak  bir  ev  değil  bir  villa  tasarlaması  gerekiyordu.

  Aklında  duvarlara  kare  şekli  verilmiş  toz  beyazı  bir renk  düşünüyordu.Bu  tasarımı  dış  duvarlar içindi .Terasa   ayrılmış  bir  bölüm  olacaktı .Teras  tavanından  kulplu  tek yöne  bakan  lambalar  kullanılacaktı. Terasın önüne  1  metre  yüksekliğinde  ve  yaklaşık  1 metre  eninde  bir  duvar  çekilecekti.duvarın  üstünede  bembeyaz  bir  mermer  çekildimi  süper  olurdu.Ev  iki  katlı  olacak ve 3.  Kat yerine  kare  şeklinde  tavan  arası  yapılacaktı.Müşterisi  Bay  White  kesin  bayılırdı  bu  işe.

     Günlerdir  proje  üzerinde  çalışıyordu.Aslında  proje  için  çok  para  ödemişlerdi.Ve  şimdiye  kadar  aldığı  en  büyük  projeydi.

   Kapının çaldığını  duyan  Robert  yerinden  kalktı  ve  kapıya  doğru  yöneldi.Kapının  zili  eve  göre  biraz  demode  çalıyordu. Eski  telefon  sesine  benzer,  kulak  çınlatıcı  bir  sesti. Bu  sesi  hiç  sevmemesine  rağmen  değiştirmemekte  de  bir  o  kadar  ısrarcıydı. Gelenler  karısı  ve  çocuklarıydı.

   Zili  çalışından  anlamıştı  bunu. Her  zaman  2  kez  çalardı  kapıyı. Amy  uzun  boylu  ,sarı  saçlı  ve  beyaz  tenli   güzel  bir  kadındı. Çok  ama  çok  titizdi. Çağrı  merkezinde  çalışıyordu. İşten  sonra  çocukları  Bill  ve  Jhony’yi   genelde  o  alırdı.

  Zaten  herkez  hazır  olduğu  için  hemen  çıktılar. Amy  vakit  kaybetmeyi  sevmezdi. Kapıyı kapatırken  çok  ince  ve  insanı  gıcık  eden  bir  ses  duydular. Görünüşe  göre  bu  ses  sadece  onları  rahatsız  etmemişti. Çiçeklerini  sulamak  için  bahçeye  çıkan  komşuları  Mr.  Cooper  bu  sesten  daha  çok  nefret  etmiş  gibi  gözüküyordu.

   Robert  bembeyaz  Audi  A5  arabasına  binerken  kapının  önündeki  küçük  kedi  dikkatini  çekti. Elbette  kedi  ilginç  değildi  ilginç  olan  şey,  hareketleriydi. Sanki  hasta  gibi  Robert’la  bakışıyorlardı. İşin  ilginç  tarafı  kaçmamasıydı  ve  suratındaki  o  ruhsuz  haliydi.

*    *    *

   Bugün diğer günlerden farklıydı. Bugün hava önceki günlerden daha sakindi. İnsanı boğan bir hava vardı. Dışarda fazla insan yoktu. Son bir ay hava git gide renksizleşiyordu. Hayvanlar hastalanıyor hastalıklar artıyordu. Çoğu insan grip nezle gibi küçük nedenlerden dolayı işe gidemiyordu. Mr. Cooper da bunlardan biriydi.

Hastalanmayı pek sevmez hatta nefret ederdi. Yinede bu gün çok kötüydü. Robertla araları pek iyi değildi. Robert bunun nedenini bir türlü bulamıyordu. Belki aralarında ki yaş farkı neden olabilirdi.    

Robert derin derin düşünürken gözleri araba farlarına gitti. Kendi kendilerine yanmıştı. Şimdi ise kapanıp açılıyordu.Önünü görmekte zorlanıyordu. İstemsizce ve bi anlık heyecanla gaza biraz yüklendi. Çocuklar korkmuştu. Ve ani bir şey Robert'in durmasına neden oldu.

YALNIZ DEĞİLİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin