ENGEL YOK

Ben Eren Taşpınar. 19 yaşındayım. ve doğuştan gelen bir görme problemim var, kısaca körüm. En sevdiğim renk siyah çünkü tek bildiğim renk o. sakın bana siyahın bir renk olmadığı zırvalığından bahsetmeyin çünkü bütün renkler beni doğarken terk ederken o gitmedi. bu renksiz hayatıma garip bir şekilde renk kattı.

Bugün Ezgi ile birlikte hayatıma nasıl eğlence getiririz onu düşündük. ve sonuç olarakda garip.. çok garip bir ironi ortaya çıkardık. Erkek kesmeye gidiyoruz. bende dedim tüş diye. ama dinlemedi deli. bazen bu kız benimle dalga mı geçiyor diye düşünüyorum hani. Ezgi erkek kesicek ve bana anlatıcak, kısacası abazalık yapıcaz. plan bu. ne plan ama hey Alla'hım. Allah biliyorda vermiyor mu demeliyim bu durumda? bence kessinlikle öyle demeliyim. düşünsenize gözleriniz görmüyor ama erkek kesmeye gidiyorsunuz.

Ezgi ' nin de yardımı ile hazırlandım. sahile inicekmişiz yani öyle bir şeyler zırvaladı Yonca . parti mi ne varmış. Ya bu arada Ezgi den bir şeyler geliyor koluma. su gibi bir şey ama çözemedim. durup durup beni ıslamaya falan mı çalışıyor ki? nasıl bir fantezi yaşıyor arkadaş. ben bunlarla kafamı meşgul ederken çoktan ezberlediğim evin merdivenlerinden sokağa çıktık. yaklaşık yirmi dk sonra Ezgi' den. " işte geldik!" diye bir çığlık koptu.

erkek kesiyoruz. daha da doğrusu o kesiyor bana anlatıyor. sabahtan beri en az 60 erkek kesip en iyisini seçmeye çalışıyor . ben tipini seçemiyeceğim için o seçiyor ve bana anlatıyor. çokta anlıyorum zaten (!). bu hayatta daha hiç insan görmedim ki. ama ellerimi yüzlerinde gezdirirsem zihnimde bir şeyler beliriyor. neyse, nerde kalmıştık. Ezgi ' yi kafaya takamam tabikide. o konuşur ben dinler o gidince dinlediklerimi sindirip hazmedince tuvalete gidip kusup fisonu çekerim.

" kızıımm . bir erkek görmüşüm.. yok böyle bir şey. yeşil gözlerine kurban olurum lan ben onun. hele saçları .. dikmiş havaya böyle. çok tatlı bir şey bu ya! kaslar meksika dalgası gibi böyle ımmm- bu sırada parmağını şıklatma sesi geliyor- hıh buldum, hafif hafif ama belirgin kasları var. ayyy! bu çocuk olur kızım, işte bulduk. " ne yapmamı bekliyor bulduğu erkeğin üstüne atlamamı felan mı? o bana bakardı zaten. " Allah aşkına Yonca! kim benim gibi kör bir kıza bakar ki?! " böyle diyerek düşüncelerimi dışıma vurdum. İyi yaptım mı bilmiyorum ama Ezgi' den çıkan insan dışı gürleme bunun kötü olduğunu net belli ediyor. " Hıh! salak mısın kızım sen! sen kendi güzelliğini farkındamısında konuşuyorsun ha? benim imrenerek baktığım o erkeklekler hayatlarında kaç defa senin gibi bir güzellik görmüşlerdir.? buraya gelene kadar kaç erkek yanındaki erkeği dürterek seni gösterdi haberin var mı? kaç kızın kıskanç bakışlarının altında kaldın bundan haberin var mı? tabikide yok!

fizik desen .. fazlasıyla. kaş desen yay gibi. gözler badem gibi. burun var mı yok mu belli değil. dudaklar Allah'a bin şükür ki Maşallah'ı var. dolgulu, dolgulu. hiç biri olmasa gözlerindeki o mavilik.. turkuaz mavisi gözlerin var daha ne ister insan ya . saçların toprağın bütün tonlarını besliyor bizim manyak hâla bana bakar mı diyor! bir gün sana biri nazar edicek diye günde kaç kere okuyup üzerine üflüyorum haberin var mı senin? " ay kıyamam ben buna ya. benim için okuyup üflüyormuş bide. bir dakika ya. bir dakika, bir dakika.. hayıır ya!

" ıyy Allah seni kahretmesin emi. üff bende diyorum gün boyu bu kızdan su gibi bir şey geliyor. nasıl fantezi falan diyorum az ötede yaşı Ezgi ya"

" hı? ne yani o kadar şey söyledim. sonunda senin için okuyup üflediğimi falan söyledim sen takıla takıla üflerkenki sıçrayan tükürüklere mi takıldı. yazıklar olsun. hayır yani okuyup üflemekte suç oldu "

" okuyup üflemek mi, pardon? okuyup direk tükürmek olmasın o? "

" hııı. ben onu bir kere direk etkili olsun diye öyle yaptım. mesela aşı neden direk etkili oluyor? ben söyliyim çünkü direk kişi ile iltibata geçiyor. benimkide o tekni.." " hhhh kızım daha demin kestiğimiz çocuğun olduğu tarafa bakıyorsun ve dahada kötüsü çocuk bunu farketti, hhhhh! çocuk sana göz kırptı. çabuk ya kafanı oradan çek yada görmüş gibi yapıp tebessüm et. yada dur dur hadi burdan gidelim. " ezgi nin bu kadar heycanlı ve ard arda konuşmasına koca bir kahkaha bastım. tabi bu arada nereye baktığımı bilmeden baktığım yere bakmayı kesmek için Ezgi nin sesinin geldiği tarafa kafamı çevirdim. " hhh. of Eren of! çocuk senin gülmeni yanlış anladı sanırım arkadaşları şu anda seni süzüyor. " daha ne olduğunu anlamadan Ezgi beni kolumdan tutup sürüklemeye başladı. " Ezgi düşücem yavaşla! "

" Eren iki dakka bir sus ya. seni ordan uzaklaştırmam gerekiyordu. Zaten sahilden değil sahildeki partiden uzaklaştık. şurda bir bank var gel seni otutturiyimde bir şeyler almaya gidiyim acıktım. kafamla aşağı yukarı yapıp onu onayladıktan sonra beni tekrardan peşinden sürüklemeye başladı. beni bir banka oturtturdu. " bak sakın burdan kıpırdama gözüm üstünde iki adım uzağındayım zaten. yada ya vaz geçtim. sende benimle gel " daha yeni oturdum ama ağağağa.

" niye yaa" diye mızmızlı bir şekilde konuştum. " kızım dizilerde falan olur ya, çocuğun canı pamuk şeker ister annesi sen burda dur ben alıp geliyim der sonra alır gelir ve puff! çocuk yok ! " onun bu sözlerine gözlerimi devirmek o kadar çok isterdim ki. " birincisi ben çocuk değilim ikincisi sen anne değilsin üçüncüsü ise sen kendin acıktın ben değil. beni de peşinden sürükleme."

" o zaman yerinden kıpırdama. bak sakın "

kendi kendime sırıttım. " tamam annecim. ha bu arada anne telefonundan müzik açta dinliyim."

Ezgi hâla sımsıkı tuttuğu kolumu gevşetip bıraktı. kolum acımış ya. aşağı yukarı sallıyimde geçsin bari biraz. ayı. ben elimi aşağı yukarı sallarken Ezgi kulağıma kulaklıkları takıp baybay dedi ve gitti. şarkıda