33/3

332 27 3
                                    

Sabah saatlerinde beni erkenden uyandıran telefonumun sesi olmuştu.

Arayan kişi korkmama neden olmuştu.

Arıyor ; Ablam

Hemen açıp, konuşmasını beklediğim kadın biraz sonra konuşmaya başlamıştı.

Ablam ; Merhaba Jungkook, nasılsın? Umarım iyisindir. Hemen konuya gireceğim, Annemler bugün günü birlik işleri için Seul'e gelecekler ve aile yemeği yememizi istediler. Bu yüzden Hoseok'u yemeğe çağırmamı istedi ama şarjı yok sanırım. Sen söyleyebilir misin?

Immm... Olur!

Ablam : Jungkook iyi misin?

Evet. Şey ben artık gitmeliyim. Sonra konuşuruz unni. Kendine ve minik afacana dikkat et.

Ablam : Peki Jungkook anlıyorum yeni uyanmış olmalısın. Güzel bir gün geçir.

Unni telefonu kapattığı anda bende uykuma geri dönmüştüm.

Sabah sabah neden aramıştı ki? Mesaj atsaydı ya? Hoseok elbet telefonunu şarj edip açacaktı.

Birden duraksayıp aklıma gelen düşüncenin halen geçerli olacağını ummaya başlamıştım.

Yani umarım halen Hoseok görgü kurallarını önemsiyordur.

Tekrar uyandığımda tekrardan şirkete gitmeden önce kahvaltı masasında toplanmıştık.

Taehyung : Hoseok hyung nasıl yatağını özlemiş misin?

"Onun asıl yatağı benimki yada kollarımın arası." Diyememek büyük zulumdu.

5 gün kaldım Taetae ayrıca annemlerin evindekide benim yatağım.

Yoongi : Ama artık ailelerimizin evine gittiğimizde misafir gibi hissediyoruz, değil mi?

Namjoon : Aynen birde dışarıya ve anne babamıza fark ettirmemeye çalışmak ölüm gibi.

Jimin ; Birde benim herşeyimi anlayan, bilen abim var. Birde beni düşünün.

Yoongi ; Herşeyi fark eden diyor birde! Beni niye fark etmiyor?

Jimin ; Sen fark edilmeyecek kadar büyük bir olaysında ondan.

Birden diğerlerininde sustuğu anda Hoseok'a dönüp konuşmuştum.

Jiwoo unni aradı. Seni arayıp ulaşamamış. Ailen akşam için bir aile yemeği organize etmişler. Seninde katılmanı istiyorlarmış.

Peki teşekkür ederim.

Bu kadar mıydı yani? Görgü kurallarına hasta olan Hoseok neredeydi?

Görgü kuralları gereğince, benide yemeğe davet etmesi gerekmez miydi?

Peki o halde şirkete geçelim.

Herkes masadan kalkıp giyinmeye gitmişti. Bende kalıp, bulaşıkları makineye koyup akşama kadar kalınca kokacakları için zaten temiz olan birkaç tencereyide makineye sokup çalıştırmıştım.

Masayıda sildikten sonra hızlıca üstümü değiştirebileceğim vaktim vardı. Ancak üzerimdekiler fena değildi.

Birazdan herkes alt kata indiklerini gördüğümde çantamıda alıp evden çıkmıştım.

İlk bindiğim arabada hakimiyet kurarken, fazla saftım. Dün acılar ve milyon tane kalp parçasının üzerinde yatan ben değilmişim gibi şuanda takıldığım konular fazla ruhumu yoruyordu.

Hyung?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin