İnsan zorlukla sınanmadan içindeki gücü keşfedemez. Açılmamış kanatların büyüklüğünü kimse bilemez.
Kemal Sayar
''Sonunda rahat bir nefes alabildik'' diyerek kendisini rahatsız sandalyeye bırakmıştı Berk. Derin nefes alan genç adam karşısında dikilen arkadaşına bakarak '' Ne bakıyon lan öyle '' diye Taner 'e çıkışmıştı. Azıcık da olsa rahat verseler de birazcık kıçının üzerinde otursa fena mı olurdu. Yoğunluktan fırsat bulup akşam yemeğini bile yemek kısmet olmamıştı. Günün sonunda rahatlamak ve biraz da olsa dinlenmeleri en doğal haklarıydı.
Genç adamın söylediklerine takılmayan Taner ; her ne kadar Berk'in keyfinin kaçacağını bilmesine rağmen ekibini hazırlamalı ve narkotikten gelen ihbar üzerine olay yerine intikal etmeleri gerekliydi. Berk'in çıkışmalarına karşılık derin bir nefes alan Taner sabır dileyerek '' Hadi koçum '' diyerek ensesine bir tane şaplatmıştı. '' Naz yapma! Görev her şeyden önce gelir'' dedikten hemen sonra önden giderek karakolun çıkışına yönelmişti. Kendisi için tahsis edilen araca binerek ekibiyle birlikte olay yerine sürdüler.
Hayatta her zaman üzerimize düşen sorumluluklarımız vardır. Bunların gerek hakkıyla üstesinden geldiğimiz olurdu ; gerekse tökezleyip yanlışlarımızdan örnek alarak en iyisini yapmak için uğraşlar verirdik. Görevlerimiz kendimize yüklediğimiz sorumluluklardır ve hayatımız boyunca çalışmalarımızda sorumluluklarımız ve görev duygumuz bizi bir gölge gibi takip eder. Bilinçli bir insan olarak bu durum Taner için her zaman yerini ilk sıralara yazdıran , bir önem içermekteydi. Hayatında düzensizliğe ve disiplinsizliğe hiç bir zaman müsade ve tahamül göstermemişti genç adam. İşine olan bağlılığı onun hayatında ikinci bir önemli durumu gerekli göstermemişti. Taner için mesleği dışında her hangi bir şey önem teşkil etmemekteydi.
Issız , fakat çevresinin muhteşem bir korulukla sarmalandığı bir sokağa giriş yapmışlardı. Tenha olmasına karşılık sadece nezih insanları kabul edeceğini bas bas bağıran barın önünde durmuşlardı.Görüş alanlarını yalnızca barın şaşalı ışıkları aydınlatıyordu. Dağ başını aratmayan böyle bir yere insanlar ne diye gelebilirdi ki. Cevabı ortadaydı. Lüks ve gösterişinden ziyade elini kolunu sallayan ve önüne geleni almak tercihleri arasında değildi. Herşeyden önce müşteri memnuniyetiydi.
Kesilen siren sesleri ve araçlarından inen sivil ve üniformalı polisler Taner'den gelecek olan emirleri can kulağıyla dinlemekte ve dikkatli olmalarını emreden adamla birlikte ilerlemeye başladılar.
Bardan içeri girmeden önce önlerinde duvar gibi dikilen korumalara uzun boyunun verdiği avantajla yukarıdan bakış atan genç adam '' Polis '' diyerek elindekini pratik bir şekilde gösterip arka cebine koymuştu. Saygılı bir şekilde iri yarı adamın önünden çekilen korumalar geçmesi için yol göstermişlerdi. Mekan için tahminlerini destekleyen diğer durum temiz ve büyük şehirdeki , her girdiğin ortamda olduğu gibi kendisini sigara dumanlarıyla kaplı bir yerde bulmadığında teyit etmişti. Müşteriler sigara içmek için genellikle terasa çıkmaktalardı.
Ekip arkadaşları destek için gelen narkotikle birlikte ihbar üzerine burada olduğunu bildikleri zanlıyı aramaya koyulmuşlardı. Sakin ve dikkat çekmemeleri gerekliydi. Uzunca yapılmış bar taburelerinden oluşan kısıma yönelirken ekipler çoktan loca yerine teras tarzında yapılmış alanlarda kimlik kontrolüne başlamışlardı.
'' Polis! '' diyerek ortalığı ayaklandırmak istemediği için Berk ile birlikte ters yönlere dağılarak başlamışlardı aramaya.
Daha ilk dakikalarda aynı mahalleyi paylaştığı genç kızı görürkenden birden olduğu yerde put kesilmişti. Gözlerine inanamayarak tekrardan minyon tipli , gülünce baharı getiren tazelikteki , sevilesi yüze odaklanmıştı. Elindeki içkiyi yüzünde her ne kadar mecburi bir şekilde olsa bile , kalp yakan tebessümüyle karşısındaki adamın önüne bırakmıştı genç kız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan Kırmızı
Mystery / Thriller" Acı veriyorsa geçmiş ; geçmemiş demektir,, Muratgan Mungan