Medya: Umay ve Giray
İYİ OKUMALAR :)Nefes almakta zorlanıyordu. Arkasına bile bakamadan koşuyordu, ciğerlerini parçalarcasına koşuyordu, titriyordu nefesi, gecenin karanlığında, terk edilmiş bir fabrikada yalnız başına koşuyordu. Çığlıklarının sesi boş fabrikada yankılanıyordu. Durakladı, kendini yönetemiyordu. Vücudu ondan bağımsız gibiydi adeta. Arkasına bakma cesareti bulduğunda ve üzerine gelen siyah şeyi gördüğünde,kendini korkuluklardan büyük çubuklarla birlikte aşağı attı.
********************************************Umay'ın Ağzından
Çığlıklar içinde uyandım. Yine aynı kâbustu. Titreyen ellerime baktığımda hâlâ hayatta olduğuna sevindim. Komidinin üzerindeki telefonumu elime aldığımda, saatin daha gece iki olduğunu görünce beni uyandıran ve uykumu kaçıran kabusa isyan ettim. Son zamanlarda aynı kâbusu görüp duruyordum. Kafamı şiddetle yastığa geri yapıştırdım. Uyumayan çalıştıkça sinirleniyordum. Bir kere daha annem ve babamın iş seyahatinde olduğunu hatırlayıp, Giray'ın yanına gitmeye karar verdim. Merdivenlerin üçer beşer indim, Giray'ı bu saatte televizyon karşısında göremeyince şaşırdım. Bir bardak su içtikten sonra tekrar yukarı çıktım. Odasının kapısını tıklattım.
" Giray?"
"Efendim baş belası?"
" Girebilir miyim? Girme deme şansın yok orası ayrı tabi ama müsait misin?"
Giray küçük bir kahkaha attı.
"Değilsem bile olana kadar gitmeyip, orada başımın etini yiyeceksin, o yüzden müsaitim gel."
Gülerek kapıyı açmamla suratıma yastığın gelmesi bir oldu. Yastığı yerden kaptığım gibi Giray'ın üstüne atladım. Yüzüne yastığı yapıştırmaya çalıştıkça, tek eliyle beni kafamdan ittiriyordu.
"Benden güçlü olmandan nefret ediyorum."
Giray'ın kahkahası kulaklarımdayken, dediği şeyle tam oturdu.
"Ne sandın kızım? Boşuna abi değiliz."
Direnmeyi kestim, ne laf yetiştirecek halim vardı, ne de yastık savaşı yapacak.. Göz devirmekle yetindim. Yatağından doğruldu. Oturur pozisyona geldiğinde yanını gösterdi.
"Gel buraya baş belası, yine neyin var?"
Yutkundum. Etrafı inceledikten sonra Giray'a baktım. Meraklı gözlerle anlatmamı bekliyordu.
"Aynı kâbustu, çığlığımı duymadın mı?"
"Kulaklık vardı, duysaydım yanına gelmiş olurdum. Diyorum ben sana baş belası, dizilerin ve filmlerin etkisinde kalıyorsun. İzlediğin dizilerde böyle sahneler var. Sanırım biraz ara vermelisin onlara."
Haklıydı. İzlediğim bazı dizilerin çok etkisinde kalıyordum. Hafif tebessüm ettikten sonra tekrar etrafı incelemeye başladım.
"Umay hadi kalk, kafanı dağıtabilecek türden bir film izleyelim. Mümkünse komedi olsun, etkisinde kalabileceğin filmlerin teklifini bile istemiyorum."
Gülümseyerek boynuna atladım, kahkahaları kulağımda yankılandıkça mutlu oluyordum. Yanağından kocaman öptüm.
"Hâlâ küçük Umay oluşunu, başıma bela olsan bile seviyorum."
Suratına baktım, evet yeter bu kadar duygusallık..
"Kes şu duygusallığı Giray Atay."
Merdivenlere doğru yöneldim. Böyleydik işte, biz abi kardeşten çok iki yakın arkadaş gibiydik, her şeyimi anlatabilirdim Giray'a. O da aynı şekilde, baş belası diye sever beni, ne kadar deli etse bile onu çok seviyorum.& 5 dakika sonra &
Tek tek film aramaya başladım. Giray hemen arkamdan gelmişti.
"Sen bir şeyler hazırla. Ben film seçerim."
Gözlerimi kısarak ona keskin bakışlarımı attığımda, sırıtarak film arıyordu. Çünkü biliyordu en uğraşlı işi bana bıraktığını. Kollarımı sallaya sallaya mutfağa yöneldim. Kaseler neredeydi, evet buldum, tamamdır. Telefonuma gelen bildirimle anlık sıçradım. Kalbim heyecandan çıkacakmış gibi atıyordu, neden böyle oldu bilmiyorum. Elimi cebime sokup telefonumu çıkarttım.BİLİNMEYEN NUMARA
Her kâbus görüşünde attığın çığlıklar fazlasıyla ürkütücü.Olduğum yere çivilendim, sanki dünya duruyor..
********************************************Titremeye başladı, aldığı her nefes içini parçalıyordu. Gözleri dolmuştu, ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Kimdi bu, bir an düşündüğünde aklına Giray gelsede böyle bir aptallık yapmayacağına emindi. "Umay nerede kaldın, seçtim film başlıyor." Giray'ın sesiyle kendine geldi.
Umay'ın Ağzından
Giray'ın sesiyle kendime geldim. Koşar adınlarla salona girdim. "Giray şey kapılar kilitliydi değil mi?" Giray suratıma anlamsız baktı, elimdeki mısır köşesinden bir avuç mısırı ağzına attı. "Evet, ne oldu?" Sağıma soluma bakındım. "H-hiç sordum sadece." Hemen yanına oturdum, gelen mesajı düşünmemeye çalıştım. Giray sırtını bana doğru yasladığından beri gayet mutluydu. Telefonuma gelen bildirimle, şarjımın bitmek üzere olduğunu anladım. Giray'ı ittirdim. "Öküz gibisin Giray, şarjım bitmek üzere şarj aletimi almaya çıkacağım, eşlik etmek ister misin?" Evet, diline düşecektim. Sırıtarak suratım bakmaya devam etti." Ne o baş belası korkuyor mu yoksa?" Elindeki mısır kasesinden mısır alıp suratına attım." Kapa çeneni Giray, kapa ve sadece olduğun yerde zıbar, uyuz köpek." Arkamdan sırıtmaya devam eden ağzına bir yumruk atasım gelse de ne de olsa bir abi..Telefonumu kurcalamaya başladım, aramasam karşıma çıkardı, nerede bu flaş? Sonunda bulduğumda koşar adımlarla yukarı çıktım. Flaşımı sağa sola tuttum. Güvenli olduğundan emin olduktan sonra içeriye adım attım. Elimle lambanın düğmesini aradım. Işığı yaktığımda bağırmama engel olamadım.
"GİRAY!" Perde hafif aralıktı, balkonumun kapısı açıktı. Betonda çıkan ayak seslerini duyabiliyordum. Biri balkonuma girmiş, ve aşağıya atlamıştı. Giray'ın ayak seslerini duyabiliyordum. Kapıyı sertçe ittirip içeriye girmişti. Yanıma gelip, omuzlarımdan tutup beni kendine çevirdi. "Ne oldu, Umay?" diye sordu hafif sesini yükselterek. Ağzımı açmaya çalıştım. Dilim lâl olmuş, konuşamıyordum. Korkudan ellerim titrese de, vücudum kaskatı kesilmişti. Giray'ın bakışları aralık balkon kapıma kaydı. Okkalı bir küfür savurarak balkona çıktı. Biraz sarkıp sağına soluna baktı. Kimseyi görememiş olacak ki avuç içlerini balkonumun demirliklerine vurdu.
Kendime gelebildiğimde Giray'ı içeri çekerek, odamın balkon kapısını kilitledim. Oda dönmeye başlamıştı sanki, göz yaşlarımı etrafı görmemi engelliyordu. Giray kollarını vücuduma sardığında, kendimi bir abinin kollarına sardım. "Geçti, geçti güzellik.." alnıma ufak bir öpücük kondurdu. Her ne kadar kötü bir olay yaşıyor olsamda, abimin kollarında dünyanın en huzurlu insanıydım. Giray'dan uzaklaştıktan sonra " Hadi baş belası, elini yüzünü yıka. Ben kapıda bekleyeceğim. Yarında bu işin peşine düşeceğim." Gülümseyerek lavaboya doğru yürüdüm. Şarj aletimi hatırladığımda elimi alnıma vurdum. "Giray bir şey isteyebilir miyim?" Ne kadar sinir etse de beni çok sevdiğini biliyordum. Telefonum titrediğinde ölümle burun buruna gibi hissettim.BİLİNMEYEN NUMARA
Seni korkutmak istememiştim.Çıldırmak üzereydim. Ellerim titremeye başladığında musluğu açıp elimi yüzümü yıkadım. Klozet kapağına oturdum, telefonum titreme başladığında, arama olduğunu anladım. Yavaşça ve korkarak açtım. "Kimsin sen?" Titreyen sesimi düzene sokmaya çalışarak, "Sana kimsin?"dedim. Suratıma kapanan telefonumla neyin içine düştüğümü anlamaya çalıştım. Daha anlayamadan tekrar gelen mesajla, telefonuma baktım.
BİLİNMEYEN NUMARA
Yakında..yakında öğreneceksin..
Telefonumda elimden yere doğru kaydı. Ellerim tekrar titremeye başladı. Gözlerim çeşme olmuş, akıyordu. Elimi yüzümü yıkadım. Bu mesajdan Giray'a bahsetmeli miydim?Bölüm nasıldı?
Beğendiniz mi?
Yorumları merak ediyoruuum💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVMEDEN EDEMEDİM
Teen FictionYorulduğumu hissediyorum. Sevmekten yorulduğumu. Sevilmemekten yorulduğumu hissediyorum. Aldığım her nefes ciğerlerime batıyor. Aldığım her nefeste umutlarım biraz daha parçalanıyor. Ve şu da var ki; ben hep sevdiğim yerlerimden kırılıyorum. Güvend...