Yuriko'dan...
Sırf Kino malını gıcık etmek için ailemin yanına dönüyordum. Iyi mi oluyordu? Kesinlikle! Çoktan taksi tutmuş gidiyorken düşünmeden edemedim. Acaba giderken beni durduracak mı? Nedensizce huzursuzdum. Ya gelmezse? Benim bildiğim Kino gelir. Ama bu seferkini bilemeyeceğim... Içimden bir ses gelsin diye bağırıyordu. Hayır! Gelmemeli! Ya da gelmedi... Off!
"Buyrun geldik bayan."
"Teşekkürler."
Parayı ödeyip taksiden indim ve havaalanı na doğru seri adımlarla ilerledim. En sonunda bineceğim uçağın biletini aldım ve sadece çantamla geldiğimi fark ettim. Yok artık hiç giysim yok! Hem Kino'da yok... Kino'suz bir ay yaşanır mı ki? Kesinlikle hayır. Umarım şuradan bir yerden çıkar da gelir beni rahatsız eder... Ne olur öyle olsun. Ama, hayır. Gelmiyordu kimse...
Uçağa binmeden önce etrafa son kez baktım. Yoktu. Yapa yalnızdım. Sahte kalabalıklar vardı yalnızca. Doğal tabi. O kadar süründürdüm. Ben olsam çoktan terk etmiştim. O neden etmesin? En sonunda uçağa bindim ve koltuğumu aramaya başladım. Bulduğumda cam kenarına oturdum ve pencereden baktım. Kalkmak için son duyurular yapılıyordu...
Bense umursamadan kulaklıklarımı taktım ve müziği dinlemeye başladım.
O sırada arka koltukta oturan biri eliyle beni düştükledi. Müziği durdurup ona baktım. Ama...
"Yasakları duymadın mı prensesim?"
Bu, Kino idi! Inanmıyorum... Gerçekten gelmiş... Aptal olmalı. Ama olsun benim aptalım. Ne saçmalıyorum ya ben?! Şaşkınlıktan bir şey de diyememiştim. Ama nedensizce mutluydum. Bir başkasının yanına gitmek yerine beni seçmişti.
"Kino..."
Bana gülerek bakarken birden yan koltuğumda buldum onu. Bir şey diyemedim. Elimi öpmesine izin verdim. Aslında, garip bir şekilde ona bağlıydım. Ama nedense ona kötü davranmak içimden geliyordu... Içimden bir ses bunu diyordu.
"Gelmeyeceğim mi sandın yoksa? Bilirsin sülük gibi yapışkan olduğumu."
Ister istemez yüzümde bir tebessüm oluşmuştu. Ona rüyamda böyle seslendiğimden beri böyle diyor... Ama cidden yapışkan! Yaşarsanız anlarsınız.
"Biliyorum."
***
Saçma rüyam en sonunda birinin beni hayvan gibi dürtmesi ile son bulmuştu. Huysuzca gözlerimi açtım ve ona baktım. Salak...
"Bana bak milletin yanında canın dayak mı istiyor ha?!"
"Diyene bak. Kaç saattir omzumda uyurken ben neler çektim bilmiyorsun tabi."
"Ne çekmişsin?"
Dudakları yukarı doğru kıvrıldı bir anda. Ona 'hayirdir oğlum?' bakışı attım. Hala sırıtıyordu.
"Bir kere omzum ağrıyor."
"Yani?"
"Omzumun ağrısını nasıl geçirebilirsin diye düşün istersen."Elimi yumruk yapıp omzuna geçirdim.
"Nasıl, beğendin mi tekniği mi?!"
O ise dudakları bükülmüş resmen ağlayacak bebek gibi durmuş bana bakış atıyordu. Tek eliyle vurduğum omzunu tutuyordu.
"Prensesim, çok kötüsün."
Içten içe gülerek dil çıkardım.
"Dikkat ette, o dili benim ağzımda bulma.."
Yuh be sapık!
"Ne diyorsun lan sen?! Asabımı bozma benim. Az adam ol. Karı kılıklı."
Aslında onu üzgün görmeye dayanamıyordum ama... Bilmiyorum. Garip bir his.
***
En sonunda ailemin yaşadığı, benimde eskiden yaşadığım malikaneye gelmiştik. Kino anlayamadığım bir hızda kapıya, kapının önüne ışınlandı. Şu ışınlanmalara alışamadım. Umarım ailemin yanında öyle şeyler yapmaz. Yoksa annem valla bu oğlan cin musallat olmuş felan der atar.
"Hoş geldin!"
Annemin sesi ile bende sevindim. Annem Kino'yu seviyordu. Ama benim sevdiğim söylenemez. Mal herif ne olacak! İçeri gidip babamın önünde klasik, yani klasik olan babamdı! Gene ne etmiş bulmuş futbol izliyordu...
Bizde, yani ben babamın uzağında ki oturdum. Kino da babama yakın bir koltuğa oturdu ve o da futbola daldı.. Ah şu lanet erkekler!
Babam çoktan kendinden geçmişti.
"Ulan gerizekalı! Az daha kenardan vursaydın gol olacaktı!"
Kino'da tezahürata başlamıştı.
"Leleloyloy leleloyloy Real Madrid loy loy!"
Bu nasıl tezahürattır be... Hayattan soğudum. Annemle beraber kenardan olayları izliyorduk.
"Real Madrid! Real Madrid!"
"Yo yo dostum sen Real Madrid'i bilmiyor dostum.."
En sonunda annem cinnet moduna girmişti.
"Ay yeter! Başlatmayın Real Madrid'inize! Televizyonu kırdırtmayın bana."
Babam ile Kino duyduğu cümleler ile susmuşlardı. Ayağa kalkıp televizyonu kapattım. Tüm ilgi bendeydi.
"Ne?"
"Yok birşey."
"Anasının kızı ne olacak.."
Kino babamı dürtüp fısıldaşmaya başladılar. Ama sesleri geliyordu.
"Sevgili babacığım, sizi de karınız döver miydi?"
"Dövmek ne kelime her gün Çin işkencesi çekiyordum!"
"Aynı kader hacı baba..."
Babamın kaşları çatıldı ve Kino'ya mal mal baktı.
"Hacı Baba?"
Annemin sözleri ile diyalogları son bulmuştu. Ama o cümleyi dinlemesem de olurdu...
"Çocuklar tüm odalar kirli ve kitli. Kino ve Yuriko, aynı odada kalacaksınız. Zaten evleceksiniz. Yavaş yavaş alışın."
"Ne?! Ben bu sapıkla aynı odada...?!"
Kino pis pis sırıtırken sinirle elimdeki kumandayı kırdım. Ama sinirim gitmemişti.
"Evet bu..."
Ne dedi bu be?!
"Seninle aynı odada kalacağımı düşünüyorsan, yanılıyorsun!"
"Tamda öyle olacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diabolik Lovers: Isurgent Princess
Romantik"Her şeyim yalandandı; Kalbim, duygularım, ruhum, hayallerim, her şeyim..."