Bölüm 1

44 4 1
                                    

   Gelecek zamanın geçmişinde,yarının dününde..Belki son kullanma tarihlerinin varoluş nedeni,belki de bizi öldüren tek şey.. Yahut bilim insanlarının dediği gibi sadece tek yönlü bir boyuttur;  dur deyince durmayan,hadi deyince de geçmek bilmeyen zaman..  

   Çok emek verildi,verilen emekten çok daha çok kayıplar. Yüzyıllar süren kavga ve çatışmaların,dökülen kanların,uzun savaşların sonucunda taşlar yerine oturmuş, topraklarda barış ve huzur sağlanmıştı. Uzun zamandır savaşmışlardı ve hala savaşıyorlardı. Şuan ki Reis Alemşah'ın büyük büyük dedesi Abruy; yüzyıllar boyu savaşıp bir sonuç alınamadıysa,bundan sonra savaşılsa bile bir birlik ve beraberliğin sağlanamayacağını düşünüp,diplomatik zekasını ve ikna ediciliğini kullanıp,yakın sınırında bulunan eyaletler ile müttefikliğe girişmiş ve herkesi en sonunda bir çatı altında toplamayı başarmıştır. Pek tabii bu birliği kabul etmeyenler olduğu için yine savaşılmıştır ancak müttefikleriyle çok güçlü olan Abruy'a birleşmeyi kabul etmeyen 4 küçük eyalet karşı koyamamıştır. Ve halen bu Reddi birliğin cezasını çekmektedirler. Merkez şuan Abruy'un torunun torunu Alemşah tarafından yönetilmekte ve tüm eyaletlerin Reisi olarak kabul görülmektedir. Diğer yedi eyaletin tam orta noktasında bulunan Merkez bu diğer yedi eyalet için başkent görevi görmektedir. Yüce Abruy'un yüce eyaleti. Eyalet yöneticilerinin bağlılığına diyecek yok,bu birlikten herkes çıkarlı ve kâra geçmiş durumda. Alemşah'da diğer yöneticiler tarafından sevilmekte,sayılmakta..

   Merkezin batısında bulunan Sakalar kurdukları entrikalar ve güçlü diplomasileri ile ünlüdür. Tüm diyarın her yerinde haberci kuşları vardır. Diyarın en doğusundan en batısına gönderilen haber yerine ulaşmadan Sakalara ulaşır,Sakalar ise bu haberleri her zaman kendi çıkarları için kullanmaya çalışıp kâr elde etmeyi düşünürler. Diyarın en korkulması gereken,en güvenilmez, en saman altından su yürüten topluluğu burasıdır. Bu topluluk Toycan tarafından yönetilir ve güney sınır komşuları olan Koçaklar ile sürekli didişme halindedirler.

   Koçaklar,Sakalar ile olan bu didişmelerinde -suçsuz olmalarına rağmen- Merkez yönetimi gözünde her zaman suçlu duruma düşen taraftır. Sakalar,Koçakları kışkırtır,türlü oyunlar düzenler,hakaretler eder ve Koçaklar buna dayanamayıp tepki koyduklarında, Sakaların yine sinsice planları ve yalancı şahitleri sayesinde suçlu duruma düşer,Merkez tarafından cezalara çarptırılırdı.

   Bu iki eyalete de sınır komşusu olan ve Merkezin güneyinde bulunan Altaylar,bu iki sınır komşusu Koçaklar ve Sakaların yoğun çabalarına rağmen didişmeye girmezdi. İki düşman eyalet,kendilerini bölgede güçlendirmek,daha üstün taraf olabilmek için Altayları yanlarına çekmeye çalışmaktan hiçbir zaman vazgeçmedi. Altaylar ise bu duruma denge politikasıyla karşılık verirdi. Bazen Koçakların bazen Sakaların yanında olur,kimi haklı görürse onu savunur,iki eyalet ile de arasını bozmak istemezdi. Altaylar her şeyden önce kültüre,sanata ve insana değer verirdi. Diyarın en ünlü sanatçıları, şairleri,cerrahları ve alimleri bu toplulukta yetişirdi. Zaten Abruy'un yıllar önce sağladığı bu birlikte,merkezin ilk yanında olan ve tek bir ana yönetimi kabul eden de Altaylar olmuştu. Hiçbir zaman en güçlü olmayı,bu toprakları yönetmeyi istememiş,kendilerini insanlık yönünden ileri taşımayı ve üstün kılmayı hedeflemişlerdi. Başardılar da. Diyarın tüm eyaletleri Altayları severdi. Altaylar ise Koçaklar ve Sakaların arasındaki bu gerilimi sevmezler ve bu iki eyaletleri kendilerine samimi dost olarak görmezlerdi. Ancak Diyarın diğer iki topluluğu olan Görezler ve Ceylanlar ile samimi dost,tam bir müttefik durumundaydılar.

   Görezler ise Sakalarla tam anlamıyla düşman,koçaklar ile düşmanlığa yakın bir eyalet. Savaşı çok iyi bilen,Merkeze en gözde askerleri yetiştiren,savaşmayı sanat haline getiren bu eyaletin tek sorunu nüfus idi. Sakaların yarısı kadar nüfusu bulunur,durum böyle olmasa belki de ikisine de karşı net bir üstünlük sağlayabilirlerdi.

   Ceylanların,Sakalar ile kan bağı bulunurdu. Bu akrabalık sadece sözde kalmış, net bir samimiyete dönüşmeyen ve arada hep bir soğukluk barındıran bir akrabalıktı. Ama akraba,sonuçta akrabadır. Ceylanların kadim dostu Görezler olmuştur hep. Görezlerin Sakalar ile olan düşmanlığına karışmaz,ikisiyle olan iyi ilişkilerini korurdu. Sakaların Koçaklar ile olan düşmanlığında ise Sakaların hatalı olduğunu bilir bu yüzden bu duruma da karışmak istemezdi. Ceylanların güçlü yönü ise paralarıdır. Bu zenginlik sayesinde ordularının tümü Görezlerin yetiştirdiği o kıdemli askerlerden oluşur,halkını savaşa ve asker olmaya zorlamazdı. Bu sayede de nüfusu oldukça yoğundur. Yine de bu yoğunluk bir sıkıntı yaratmazdı çünkü bu toplulukta yaşayan herkes bu diyarın en zenginleri ve en rahat yaşayanlarıdır. Merkezin Görezlerden sonra ki gözde eyaleti burasıdır,ne de olsa Merkeze en çok parayı burası aktarmaktadır. Alemşah yılda üç veya dört kez bu eyalete uğrar,hoş sohbetler ederdi. Sonuçta kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez.

   Geriye kalan son eyaletimiz Güruh; Buraya eyalet demeye bin şahit ister. Bir liderleri yok,bir gelirleri yok,dışlanmış,alt sınıf kabul edilen,insan yerine bile konulmayan ancak en geniş ve en çok nüfusa sahip olan eyalet. Aslında dört küçük eyaletin birleşiminden oluşan,diyarın kuzeyini boylu boyunca kaplayan geniş bir bölgeydi Güruh. Diyarda birleşmeyi sağlayan o yüce lider Abruy'a karşı gelen,tek bir yönetimi kabul etmeyen ve sonucunda Abruy'a yenik düşen bu 4 küçük eyalet,bunun bedelini ezilmiş,aç,yoksul kalarak ödemek zorunda kalmıştır. Abruy vefat edeli iki yüz on sene geçti ve bu durum hiç değişmedi. Güruh bölgesindeki insanların bu bölgeden dışarıya çıkmasına, dışarıdan bir eyaletle ticaret yapmasına da izin verilmezdi.

EFGAN-I DİYARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin