Bölüm 2

28 4 0
                                    

Yeni yılın ilk haftasında artık her yeni yılın başında yapıldığı gibi,tüm eyalet liderlerinin bir masa da bulunduğu,barışa,birliğe,sadakata, kadehlerin kalktığı birlik buluşması gerçekleşmekteydi. Dikdörtgen şeklinde bulunan ince uzun masanın en başında Merkezin yöneticisi ve diyarın lideri olan Alemşah oturmaktaydı. Masa baştan başa yemekler,meyveler ve içecekler ile donatılmıştı. Altay lideri Cihangir'in kendi eyaletinden getirdiği sanatkarlar arka tarafta François Atlan'ın "Durme" adlı eserini icra etmekteydiler. Herkesin keyfi yerinde,siyasetten ve düşmanlıktan uzaklaşılmış,sohbetler edilmekteydi.

Gecenin ilerlemesi ile kahkahalar bir an Alemşah'ın tok bir şekilde öksürmesiyle kesilmiş,dikkatler onun üzerinde toplanmıştı. Alemşah önemli bir konuşmaya başlamadan önce bu şekilde iki kere öksürür ardından usulca ayağa kalkıp ellerini arkadan bağlar ve -şu an yaptığı gibi- masanın etrafında dolanmaya başlardı.

Alemşah;
- Bilirsiniz ki oğlum Şirvan uzun zamandır Saka lideri Toycan'ın kızı Kurretül-Ayn'ı beğenmekte,yüreği onunla hoşnut olmaktadır. Artık ikisinin de yaşı geldiğine göre bu birlikteliği bir evlilik ile neticelendirmek için daha fazla beklemeye gerek yoktur. Derhal hazırlıklara başlayarak üç ay sonra bu evliliği gerçekleştireceğimizi bilmenizi isterim.

Lider Toycan,merkez yönetimi ile akraba olacağına ve gelecekte ki yöneticinin kendi kanından biri olacağına pek çok sevinmekteydi. Ancak Alemşah'ın söylediği her şey tamamen doğru sayılmazdı. Aslında Kurretül-Ayn,Altay lideri Cihangir'in oğlu Timurşah ile bir aşk yaşamaktaydı. Bu öyle bir aşktı ki,babasının bin bir uyarısına rağmen Timurşah onu dinlemez, Merkez varisi Şirvan'ın Kurretül-Ayn'ı istemesini düşünmezdi bile.

Bu duruma içerlenen Cihangir;

- Bence artık bu diyarda ki herkes kiminle evleneceğine karar verebilecek kadar insan konumunda olmalı.

Alemşah bir kaç saniye donuk bakışıyla Cihangir'in yüzüne baktı. Cihangir'in gözleri ise cümlesini söylemeden önce masaya vurduğu şarap kadehinde dikiliydi. Alemşah bir kaç saniye sonra Cihangir'i duymamış gibi yaparak masasının başına geçti ve kadehini eline alarak havaya kaldırdı.

-Yakın zaman da gerçekleşecek olan evliliğe!

Kadehler tokuşturuldu ancak bundan sonra ki her sohbette bir soğukluk hissedildi. Gece yarısı olduğunda herkes bir köşeye dağılmış,kimi avluda içmeye devam etmekte,kimi han odasında uyumakta idi.

Sakaların Merkez ile kan bağı durumuna geçmesine Koçak lideri Tezalp çok içerlemiş,bu durumu besbelli kıskanmıştı. Artık Sakalar,merkeze bu kadar çok yakın olmanın verdiğe yetkiye güvenir,korkuları azalır daha fazla Koçaklar ile uğraşmaya başlarlardı.

Altay lideri Cihangir ise oğlunun mutsuzluğunu ve huzursuzluğunu düşünmekteydi. Yıllardır bir sevdayla tutkun olduğu Kurretül-Ayn'ın bir başkasıyla evleneceğini duyunca kim bilir ne hale düşerdi? Cihangir bunu düşündükçe han odası ona dar gelmeye başladı. Yanında getirdiği askerleri ve konuklarına hemen toparlanma emri verdi. Burada daha fazla kalmak istemiyordu. Tez zamanda hazırlanıldı ve yola koyuldu.

  Cihangir'în habersiz,aniden ve izinsiz ayrılışı Alemşah'ın pek tabii hoşuna gitmemişti.
Alemşah gücünü ve itibarını her zaman korumaya çalışmış bir liderdi. Herkesin kendisine saygı göstermesini ister ve bu saygıyı zorla yaptırmaya çalışmak yerine kazanmayı yeğlerdi. Her eyalet liderine iyi davranırdı. Alemşah'ın gücünden ve otoritesinden de kimseler şüphe etmezdi. Savaş meydanlarında kullandığı o gürzü üç adet kaslı kuvvetli adam bir araya gelse şüphesiz yine de yerinden oynatamazdı. Oğlu Şirvan'ın gücüne diyecek yoktu ancak saygı konusunda aynı şeyi söylemek pek mümkün değil gibi. Yaşının yirmiye gelmiş olmasına rağmen hala çocuk gibi davranır,eğlence için yaşardı. Gücünü oyuna çevirmişti. Kimseye saygı duymaz,herkesle alay ederdi. Hatta bazen sırf can sıkıntısı gidermek için Güruh bölgesine gider,hayvan avlarmış gibi insan avlardı. Onun bu acımasız,zalim tavırları daha şimdiden diğer eyaletlerin içine bir korku salmaktaydı.
  Diyar merkez tarafından yönetilmese,büyük ihtimalle Altaylar tarafından yönetilirdi. Cihangir her zaman onurunu korumuş,diyarın en karakterli yöneticilerinden olmuştur. Herkes tarafından sevilir,sayılırdı ve en az düşmana sahip olan yönetici de Cihangir idi. Oğlu Timurşah ise onur ve itibar konusunda şimdiden babasını geçmiş,babasından daha çok konuşulur olmuştu. Bilgiliydi,şairdi. Çok iyi strateji ve plan kurardı. Marangozlukta ve icat yapmada ustaydı. Yeni icat ettiği sulama kanalları projesi ile iki hasat döneminde ki erzak tek hasat döneminde elde edilmeye başlanmıştı. Ve daha nice projeler icatlar..
  Timurşah Kurretül-Ayn'ı bir başka diyar toplantısında bundan altı yıl önce tanımıştı. Tanıştıkları günden itibaren birbirlerine karşı hep çok sıcak,sevgi dolu olmuşlardı.

  Üç günlük seyahatin sonucunda Cihangir topraklarına ulaştı. Erken gelmesi beklenmeyen Cihangir için karşılama hazırlıkları da henüz hazırlanmış değildi. Umursamadı. Onu gören halkı etrafında toplanmaya başladı ve adını haykırıyorlardı. Yine umursamadı, atını hanına sürdü ve hanın önüne geldiğinde atından indi. Yavaş adımlarla hana doğru ilerlerken kapıda bekleyen Timurşah'a ve diğer iki oğluna sarılıp içeri girdi. Taht odasına geldi ve eşi Rana'ya uzunca sarılıp,alnına bir öpücük kondurdu. Babasının ardından taht odasına giren Timurşah yüksek sesle;

-Çabuk yemekler hazırlayın,içeçekler getirin. Babamın anlatacak çok şeyi olmalı..

   Aslında babasının diyar toplantısında konuşulanları anlatmasını pek sevmezdi. Ancak babasının bunları anlatmayı çok sevdiğini bildiği için hep ilgiliymiş gibi yapardı.
  Timurşah'ın sesini duyan hizmetçiler hemen koşuşturmaya başladı ve bir kaç dakika içinde ziyafet sofrası hazır hale gelmişti bile.
  Timurşah babasının karşısına oturdu.

-Anlat bakalım baba,neler konuştu Reis Alemşah?

Babası bir an donup kaldı. Derin bir iç çekti ve düşünmeye başladı. Gözleri sabit bir noktaya bakmaktaydı ve Timurşah'ın içine kurt düşmemesi için hiçbir neden yoktu...

EFGAN-I DİYARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin