17* # Işıkların İçinde #

2K 292 47
                                    

Beni hatırladın mı? Bak ben tanıyorum seni. Kalbimi hisset. Uzaklarda değilim hemen yanındayım ben.

Görsene beni! Bak artık, gözlerimin içine bak. İkimizin ruhu bir. Bir baksan bana, nasıl karşı koyamıyorsam sana öyle sen de bana karşı koyamayacaksın.

Öpsene beni.. Öp, nefessiz bırak. Nefesim ol. Bana yaşamı sen verdin. Öperken nefessiz kalırsam ölmem merak etme! Sensizlikte nefes alırsam ölürüm.

Vücudun bile tanıyor beni. Kanının ateşini bende söndürmeye var mısın? Ben hep hazırım senin için.

Gel artık. Uzakta durma. Yanıma gel. İçime gel. Dayanamıyorum sana.

Ruhun benim. Vücudunu da istiyorum. Sıcaklığını içimde hissetmeliyim. Terin de benim olacak. Bütün vücut sıvılarını istiyorum-

Jimin kalbinin hızına yenik düşüp nefes nefese uyandı. Ömrü boyunca bu kadar erotik bir rüya görmemişti. Rachel McAdams'lı olan da dahil.

Jimin uyanmıştı ama rüyası gözünün önünden gitmiyordu.

Aydınlıktı her yer. Beş adım önünde biri vardı ama yüzü ışıklar içindeydi gözükmüyordu. Sadece o vardı sanki. Nerde olduklarını bile anlayamıyordu. Fısıltıyla konuşuyordu, sesi tanıdık gelmiyordu. Sadece konuşarak kendinden geçirtmişti Jimin'i.

Rachel McAdams'ı gördüğünde resmen sevişmişti kadınla. Her şeyi hissetmesine rağmen onda bile bu kadar kendini kaybetmemişti.

Derin derin nefes alıp sakinleşmeye çalıştı. Kendisine sarılmış huzurla uyuyan Jungkook'un ona sarılı kollarını çözdü. Jungkook çok masum ve sevilesi bir şekilde uyuyordu ancak acilen banyoya gitmeliydi.

Jimin ayaklandığında odanın kapısı açıldı. Jin Hyung Jungkook'a bakmaya gelmişti.

Jin ilk önce Jungkook'un huzurlu ifadesine bakıp sonra Jimin'e döndü. Baştan aşağı süzdü onu. Bakışları Jimin'in aşağılarında bir yere ilişince dudaklarını sıkıp çıktı odadan.

Ha siktir dedi Jimin içinden. Hemen Jin'in peşinden çıktı.

-Hyung! Hyung dur!

Jin mutfağa doğru gitmeyi kesip ona döndü.

-Günaydın Jiminie.

-Şey az önce oldu ya.. Hani gördüğünün Jungkook ile ilgisi yok. Gece bi ses duydum merak ettim bi baktım odasından geliyor-

-Jimin sakinleş. Önemli değil, bana açıklama yapmanı gerektirecek bir şey yok. Arkadaşsınız sonuçta. Birlikte uyumanız sorun değil.

-Hyung sen iyi misin? Aslında kalmayacaktım yanında onu sevdiğini biliyorum ama o şey-

-Jimin. Bunu seninle konuşmadık mı biz? Zeki çocuksun sen. Neden kendimi tekrar ettiriyorsun?

-Zeki olduğum için tekrar ettiriyorum.

Derin bir nefes aldı Jin.

-Bak kendime yeni bir sayfa açmaya çalışıyorum ben. Bu haftasonu bir randevum var biriyle.

-Yalan söylüyorsun.

-Neden söyleyeyim?

Jimin bocaladı soruyla. Hakikaten neden yalan söylesindi ki Jimin'e?

-Kimle randevun var Hyung?

-Çikolatacı çocukla.

-Ne?! Konuştun mu onunla?

-Sadece mesajlaştık. Hadi laflama da banyoya git artık. Kıvranmaya başlamana ramak kalmış. Üstüme atlama sonra.

Gülüp mutfağa doğru yöneldi Jin. Aslında Jimin durumu irdelerdi ancak şu an yapamazdı, koşar adım banyoya gitti.

*******

-Bana yazarak cevap verdi Jungkook. Yazısını getireyim mi? Çok da güzel yazıyor Hoseok Hyung bir görsen. Değil mi Jungkook?

Jungkook hafifçe gülümsedi yine. Onun gülücüğünü gören Jin'in nefesi kesilmişti.

Hep birlikte masaya oturmuş kahvaltı yapıyorlardı. Jimin iştahla yemek yerken dün ne olduğunu anlatıyor, yediklerinden zorla Jungkook'a da yediriyordu. Jungkook uzunca bir süredir gerçek anlamda bir yemek yememişti. Yine de Jimin'in ona uzattığı ufak parçaları yerken halinden memnun gözüküyordu.

Şimdiki hali Jin'in onu en son sağlıklı bir şekilde gördüğü zamanla kıyaslanamazdı elbette. Yine de bunca zamandır Jin ilk defa ona bakınca Jungkook'un gerçekten yaşadığının ayrımına varıyordu. En kısa sürede Junghyun'la konuşmalıydı bunu.

-Jimin bugün dersin var mı?

-Eh pek sayılmaz. Ama kütüphaneye gidip yeni edindiğim matematik bilgisiyle etkilemek istediğim birileri var Hyung.

-Sadece kütüphaneye gideceksen yanında Jungkook'u da götürür müsün? Sizi ben bırakırım.

-Benim için sıkıntı olmaz, Jungkook'la takılmaktan mutluluk duyarım. Ama olur mu dersin Hyung? Kızmaz mısın?

-Üniversite kampüsü yeterince güvenli. Jungkook sen Jimin'le gitmek ister misin?

Umutla ona da tepki vermesini bekledi ama Jungkook, Jin'e bakmak yerine Jimin'in ellerini izliyordu.

-Benimle gelmek ister misin Kookie? Birlikte okuluma gidelim mi?

Jungkook Jimin'e bakıp gülümseyerek başını salladı.

~~~~~~~

Yazıyorum da okuyan var mı emin değilim. Daha da gelmezse lomusmaxima ya akrostiş yazacağım bir dahaki bölümde.




Being Alive ~ JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin