Bunca yorgunlukların arasından çıkmak zor. Hiçbir organını kaybetmeden çıkmak imkansız. Grinin boğduğu gerçekler, mavilerin yücelttiği yalanlar varken hele, birde şu anılar yok mu ? Hatırlarız eskilerdeki gülüşlerimizi, kahkahalarımızı. Veyahut burnumuzu kolumuza sildiğimiz zamanlar. Kalmak isterdim o günlerde, tek derdimin kırılan kalbimin değilde, kırılan oyuncaklarıma ağlayışlarım olsun isterdim. Yada göz altlarımın degilde, düştüğümde bacaklarımın ve kollarımın morardığı zamanlarda kalmak isterdim.
Sahi geçecek mi bir gün bu yorgunluğumuz ? Azalacak mı yaralarımız ?...
Hiç siyah yada beyaz olmadım ben, hep gri oldum. Hep arasında kaldım hayatın. Hiç net kararlarım, planlanmış tatillerim olmadı benim. Hepsi ansızın gelen isteklerden ibaretti sadece. Açtığınız yaralara 18 dikiş gerekirdi, fakat ben dokundurmadım kimseye. Haykıra haykıra bağırıp anlatmayı diledim içimdekileri. Karşıma çıkan ilk insana veya insanlara yoruldum demek istedim. Güçlü olmayı ben seçmedim, güçlü olmak zorunda bırakıldım. Her ne yaptımsa bir şeyleri düzene sokmak içindi fakat elime yüzüme bulaştırdım. Anlatacağım, yardım alacağım kimse yoktu etrafımda. En yakın sandığım arkadaşlarım bile bi hayli uzaktı aslında. Kime anlatabilirdim ki başka ? Delirdim, kendi kendime yardım edememekten. Delirdim, kafamdaki seslerden, düşüncelerden. Dünya karışık, hayat karışık, kafam karışık..
Her ne kadar kötüde olsa bunu buraya bırakıyorum sonuçta kendi içimden gelenler. Şimdiden okuduğunuz için teşekkür ederim. 😊🎀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sea in the sky🌙
Random"Tek bir şiir size öyle anılarınızı hatırlatır ki kendinizi kızarmış gözlerinize hakim olmaya çalışırken yakalarsınız." ~İçimden bi parça...