9˚ Anne

16.2K 1.2K 437
                                    

Monsta X - Dramarama







Her zamanki gibi sıkıcı bir güne sıkıcı bir dersle başlamıştım. Dersler ciddi anlamda çok bunaltıcıydı ve hala neden bu bölümü okuduğumu bilmiyordum. Aslına bakarsanız ömrümün sonuna kadar, en azından yaşlanıncaya kadar basketbol oynamayı düşünüyordum. Milli takımlara girer, ünlü bir basketbolcu olurdum. Fakat annemler beni zorla üniversiteye yazdırmış, bir kaç yıla kuracakları şirketlerinin başına geçmem için işletme bölümünü seçtirmişlerdi. Her ne kadar boktan bir durum olsa da azıcık minnettardım çünkü artık basketbol oynayamayacaktım.

"Boğuluyorum ben bu derste ya. Bir dahakine girmeyelim." Taehyung yanımda homurdanırken onaylarcasına başımı salladım. Dirseğimi masaya yaslayıp başımı da elime yasladığımda derin bir nefes alıp dakikaları saymaya başladım.

Evet üniversitede dersten çıkabiliyordunuz, bu serbestti fakat bu hoca... Galiba bizi hala lisede sanıyordu ki katiyen çıkmamıza izin vermiyordu. Daha önce çıkamayacağımı söylediğinde gülüp geçip çıkmıştım fakat bir sonraki gün karşımda müdürü bulmuştum. Müdür bu hocayı çok sevdiği için -akraba kayırması resmen ama çaktırmayın- tüm dediklerini yapardı.

Liseyi bitirip tekrar liseye başlamış gibi hissediyordum kendimi burada.

"Ah bu arada dün akşam yurda girmeden önce Hyejeong'u gördüm bahçede. Kendi yurdunun önündeydi." Taehyung fısıldayarak anlatmaya başladı. "Ee? Bu çok normal bir şey değil mi aptal herif. Bizim yurda mı gelseydi kız?" Gözlerimi devirip fısıldadığımda bana mal mısın bakışlarını atıp alttan ayağıma bastı.

"Siktir yavaş be! Acıdı of." Ayağımdaki acıyı hissetmemle homurdana homurdana oturduğum yerde sırtımı sandalyenin arkasına yasladım ve anlattığı şeye devam etmesi için Taehyung'a el kol hareketi yaptım.

"He işte. İlginç kısıma geliyorum şimdi." Taehyung heyecanla sandalyesini bana yaklaştırıp sırıttığında kaşlarımı kaldırıp söylemesini bekledim. "Yanlız değildi. Yanında Jeongguk vardı." En yakın arkadaşımın ağzından dökülen kelimeler ile ağzımın bir karış açılmasına engel olamamıştım. Anında irileşen gözlerim ile yumruğumu sıkmıştım istemsizce.

Ciddi anlamda kuduruyordum. Bu olayların hepsi beni kudurtuyordu. Bir kez konuşmuşlardı ve Hyejeong bunun nedenini bile söylememişken ikinci kez de konuşmuşlardı? Hem de Hyejeong'un yurdunun önünde. Demek ki Jeongguk onunla konuşmak için yurdunun önüne gitmişti.

"Siktir ya neler dönüyor böyle..." Kendi kendime mırıldandığımda Taehyung omuzlarını silkip kaleminin arkasını dişlemeye başladı. "Valla bilmiyorum ama öğrenmemiz lazım. Ne alakası olur Jeongguk'la Hyejeong'un?" Daha çok kendi kendine konuşur gibi söylenirken derin bir nefes aldım. Olanlara hiç bir anlam verememem beni sinir ederken, Hyejeong'un da hiç bir şey söylememesi ayrı sinir ediyordu.

"Hyejeong hiç bir bok anlatmıyor ama neyse. Kokusu çıkar yakında." Önümdeki kitabı kapatırken Taehyung'a doğru fısıldadım. Katıldığını belli edercesine başını sallarken, dersin sonunda bitmiş olmasının verdiği mutlulukla hızla sınıftan tüydük.

"Ee Yoongi beyle işler nasıl gidiyor? Bir bok anlatmıyorsun bana ve sana bu yöntemi uygulamanı söyleyen bendim!" Taehyung hayıflanarak konuştuğundu gülümsedim. "Haklısın. Öyle aynı gidiyor işte." Omuzlarımı silkip konuştuğumda inanmamışçasına kaşlarını kaldırdı.

"Ya tamam. Bak o kafeteryadaki konuşmayı hatırlıyorsun değil mi?" Pes edip konuştuğumda kaşlarını çatıp hayır anlamında başını hızla iki yana salladı. "Anlattım ya andaval!" Hatırlamamasına karşı sesimi yükselttiğimde gözlerini devirdi.

PAYBACK. ⠀⠀[ YOONMIN ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin