Ali ve Esma dünyanın bu vehametinde yaşamaya çalışan kendi hallerinde bir çifttir. Esma 1.60 boylarında, hafif kilolu, her an ağlayacakmış gibi gözleri buğulu, yufka yürekli, 30 yaşında bir bayandı. Ayrıca 2 aylık hamileydi. Ali ise heybetli, sürekli evde spor yapan, sert bakışlı ve yıllardır baba olma hasretiyle yanıp tutuşan biriydi. Her zaman umutla ve birgün yeniden huzura kavuşacaklarına olan inancı tamdı. Ali her zaman olduğu gibi sabah kalktı. Hafif bir antrenmanın ardından bir şeyler atıştırdı. Zaten dolapta da biraz peynir üç beş zeytinden başka bir şey yoktu. Korinilerin yanındaki mecburi ama biraz erzak dışında hiç birşey kazanamadığı işine gitmek için yola koyuldu. Herkes aynı Ali gibi erkenden kalkmış ve iş için çıkmıştı. Lakin dışarda insanların birbirleri ile konuşması yasak olduğundan şehir daha çok zombi şehrini anımsatıyordu. Okula giden çocuklar bile korkudan tek kelime etmiyorlardı. Okulda ise sadece Korinilerin işlerine yarayacak kadarı öğretiliyordu. Ali okula zombi çiftliği demeyi daha doğru buluyordu. Çalışacağı yere iyice yakınlaştı. Önce bir kuyruğuna girdi. Sırası geldiğinde içeri girip hayatından bir gün daha çalınacağı için mutsuzdu. Kuyruktan ses çıkmıyordu. Ta ki biri yere düşüp bayılana kadar. Korinilerin çalışanlardan sorumlu Droneları geldi. "13242F hemen ayağa kalk" diye yüksek bi ses duyuldu Drone'dan. 2. ye tekrar etti. Adam ayağa kalkmayınca Drone ateş açtı. Bu öyle güçlüydü ki herkes kulaklarını kapatıp yere attı kendini. Bayılan adamın tozu bile kalmamıştı yerde. Ali öfkeden deliye döndü ama hiç birşey yapamayacağı için susup yoluna devam etti. Sonuçta eşi bebek beklemekteydi. "Bende olmazsam onların hali ne olur" diye düşündü. Sırasında beklemeye devam ederken sağ yanağından bir yaş süzüldü. Bu esaret her zamankinden fazla canını yakmaktaydı. Sonunda çalışacağı madene vardı ve delirmişcesine çalışmaya başladı. Çünkü biraz yavaşladığında karısı ve doğmamış çocuğu o gece aç kalabilirlerdi. Her ne kadar kızgın olsada hayata devam etmem zorunda olduğunun bilincindeydi. Madende taş toprak dışında ne çıkarsa alınıyor ve bir yere götürülüyordu. Sadece ilgisini çeken bir taş görmüştü. Elmas türlerini az çok bilirdi ama bu taş hiç onlara benzemiyordu. Ne olduğu üzerine de çok fazla düşünmemişti. Ki bilse bile eşinden başka kimseye anlatamazdı. Öğle vakti geldi, herkes yemek sırasına geçti. Ali de yemek almak için sıraya girdi. Ama gelen yemeği hiç beğenmedi. Aslında yemek ayırt etmezdi ama çürümüş sebzelerden yapılmış ne olduğu belli olmayan hatta içinde hareket eden şeyleri görünce midesi bulandı "ögh!" diye ses çıkardı istemsizce. Karşısındakine sessizce "Bu iğrenç şeyi yememi mi bekliyorsun gerçekten." der ama adamdan ses çıkmaz. Bunu duyan Korini güvenliği "Sessiz olun yoksa 13242F'nin yanına yollarım" ve kahkaha atar. Ali'de kısık sesle "En azından kurtçukları pişirseydiniz." diyerek köşesine çekilip, yemeğini yanındakine verdi. Akşam iş çıkışı herkes ortasında iğne olan bir daireye parmak basmak zorundadır. Koriniler insan kimliklerini anlamak için kanlarını kullanırlar. Parmağını iğneye batıran küçük bir torba erzak ile dışarı çıkabilir. Ali de herkes gibi erzak alabilmek için parmağını bastı ve evinin yolunu tuttu. Yine tek sıra halinde yine sus pus insan konvoyuyla. Ali tanık olduğu infaza çok kızgındı ama Esma'ya hiç belli etmedi. İçeri geçip oturdu ve eşine getirdiği torbayı göstererek. "Çok bişey vermediler bugün, öğlen verdiklerini ise dillendirmek bile istemiyorum" Esma " Nasıl yaşacağız Ali artık dayanamıyorum" o sırada dışarıdan bir ağlama sesi duyarlar. Ali bir çocuğun dışarıda olduğunu anlayıp, hemen cama koştu görmek için. Korini gardiyanı onu sürükleyerek götürüyordu. Esma dayanamadı ve dışarıya çıkıp uzaylıya bağırdı. "Lütfen onu bırak o daha bir çocuk" Gardiyan "İnsan evine gir" Ali "Esma bırak birşey yapamazsın" dedi ama nafile. Esma gardiyana iyice yaklaşarak bağırmaya devam etti "Yeter artık bırak çocuğu" dedi ve çocuğu çekmeye çalıştı. Gardiyan sinirlenip Esma'ya sol elinin tersiyle vurdu. Esma evin önündeki uzun otların içinde sürüklenir ve başından yaralanıp bayılır. Ali " Tamam tamam eve giriyoruz lütfen bize zarar verme" diyerek Esma'yı içeri çeker. Gardiyan çoçuğun feryatlarına aldırış etmeden sürüklemeye devam eder. Saatler sonra Esma uyanır. Ali yanında ağlıyordur. Ona dokunur Ali birden sarılır. "Senin için çok endişelendim." Esma "Ben iyiyim Ali endişelenme." diyerek Ali'yi telkin eder. Sonra hamile olduğu aklına gelir. Vücudunu kontrol eder ve kanı görünce. "Bu acıları çekilebilir kılan tek şeyi de kaybettim" diyerek sessizce gözlerinden yaşlar süzülür. Ali Esma'ya sarılır Esma buz kesmiştir.