Her(1+2)

68 13 19
                                    

Merhaba Arkadaşlar. Yine ben ilk önce sorayım. Nasılsınız? Teşekkür ederim ben de iyiyim.

Hermetis adlı hikayemi de kısa bölümlü yazmayı düşünüyorum. Ama her an uzun uzun bölümler yazabilirim. Dengesiz biriyim.

Umarım beğenirsiniz. Buyrun okuyun.


"Artık git buradan. Vaktin geldi." Deyip, beni dışarıya fırlattılar.

Tek kelime edemedim. İmtihanımın geldiğini biliyordum. Yavaşça süzülmeye başladım havada.

Biz uçmayı pek sevmezdik. Kimse cesaret edemezdi doğru düzgün uçmaya ama bana iyi hissettiriyordu ve hiç bir kuvvet benim uçmama engel olamazdı.

Kanatlarım yorgun düştüğü anda yere indim.

Nereye gidecektim şimdi? Bizim kanatlarımız pek güçlü değildi. Nereye kadar uçacaktım?

Beynim o an dediklerimi yanıtladı.

"Rüzgarın götürdüğü yere."

Fazla klasikti ama yönü olmayan birisi için gayet iyi bir fikirdi.

Fakat akşamı burada geçirmem gerek.

Kendime sığınacak bir yer bulup, oraya çöktüm.

Korkulacak bir yer gibiydi. En azından Şakraların yanında olmaktan iyidir.

Gece çökmüş. Ben ise karanlık da titreye titreye bekliyordum.

Baya korkuyordum.

Bu sırada yanıma bir karga geldi.

Kraliçeler beni kargalar içinde uyarmışlardı.

"Ne işin var burada küçük kelebek? Kovanda olman lazım senin."

"İmtihan için çıktım." Dedim.

Korkarak, ona doğru yürüdüm.

"Bana zarar vermeyeceksin değil mi?"

"Yok neden sana zarar vereyim ki? İkimizde kanatlıyız. Sana yardım edebilirim."

Dedi. Mutlu olmuştum. O zaman neden kargalara yaklaşmayın dediler ki?

Yeni avladığı Solucanı önüme attı.

Ben Solucan sevmezdim ki.

"Neden yemiyorsun?"

"Biz solucan yemeyiz." Dedim.

"Hem neden onu öldürdün yazık değil mi?"
Dedim. Güldü.

"Döngü bu, ben onu yemezsem ölürüm. Sonra başka biri beni gelip yer. Düzen böyle."

"Seni de mi yiyorlar?"

"Beni bırak seni bile yerler." Dedi.

Nasıl yani? Bizi de mi yiyorlardı?

"Kim yiyor bizi?" Dedim.

Çok mantıksız bir soruydu ama merak ediyordum.

"Duyduğuma göre insanlar."

"Şakralar mı demek istedin?" Dedim.

"Aynen. Şakralar. Evrenin en korkunç yaratıkları. Gördün mü hiç?" Dedi.

"Hayır. Ama görmek için geldim."

"Ben daha demin onların içinden geldim. Çok değişikler biliyor musun?"

"Hayır bilmiyorum." Dedim.

"Doğru nereden bileceksin ki? Seni oraya götürmemi ister misin? Hem orada sana yiyecek buluruz." Dedi.

Mantıklıydı aslında ama ben çok korkuyordum.

"Ama ben çok korkuyorum."

"Bir İnsan Atasözü der ki; "Korkunun ecele faydası yok."

"Ecel ne?" Dedim.

"Ben de bilmiyorum ama bu söz gitmemiz gerektiğini gösteriyor. Hadi gel benimle."

"Ben uçamam. Kanatlarım çok yorgun ve güçsüz."

"Sorun değil bin sırtıma. Beraber uçarız. Hem sana ikinci evimi gösteririm."

Gözlerimi iyice açtım.

"İkinci evin mi var?"

"Tabi ne sandın? Hem Orman da hem de şehir de." Dedi ve beni sırtına attı.

"Bu arada adın ne?" Dedi havalanırken,

Korkudan ismimi kekeleyerek söyledim.

"A-adım He-Hermetis." Dedim ve kalktığımız an da çığlığı basmam bir oldu. Zaten adım o sıra toz dumana karışmıştı bile.

Umarım bölümü beğenmişsinizdir.

Son Görülme: 21.21 ve BELİRSİZ adlı hikayelerimi de okumayı unutmayın.

Sizi Seviyorum.

Hoşçakalın.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 22, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Hermetis (Segment Değişiklikleri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin