but... i love u{satzu}

5

Tzuyu:Kapıma çiçekler bırakmaktan vazgeçmelisin Sana.

Bunu sana kaç kere demem gerekiyor bilmiyorum..

Ama bu doğru değil.

Sana:İleride soğuk bir taşa bırakmak yerine kapınızın önüne bıraktığım çiçeklerin lütfen solmasına izin vermeyin.

Hayatın geri dönüşü yok.

Eğer bu çiçekleri siz hala nefes alıyorken size vermezsem,dünyadan pişmanlıklarım ile beraber göçeceğim.

Birine çiçek vermek için illa mezarının önünde diz çökmemeliyiz.

Sizi nefes aldığım her saniye mutlu etmek istiyorum.

Kapınızın önüne koyduğum o beyaz goncaları aldınız mı?

Tzuyu: Ah evet aldım.

Çok güzeller.

Sana:Bayan Tzuyu..

Lütfen onların solup gitmesine izin vermeyin.

Çiçekler çok hassas varlıklar.

Onlara bana vermekten korktuğunuz sevgiyi bolca verin.

Onları şefkatle büyütün Bayan Chou.

Tzuyu:Onlar da senin gibi kırılgan ve narinler.

Sen de büyütülmeyi bekleyen,şefkatin kollarına koşmak isteyen küçük bir kız çocuğusun.

Bunu biliyorum.. hem de çok iyi biliyorum..

Ama..

Nedensiz yere o şefkati tuzla buz etmeliymişim,seni kollarına alan ben olmalıymışım gibi hissediyorum.

Tanrıya yemin ederim ki bunun yanlış olduğunu biliyorum.

Ama bu yanlışı çiğneyip; gecenin üçünde evimden apar topar çıkarak beceriksizce arabamı çalıştırıp hızlıca senin evinin önüne gelip,merdivenlere çökerek kafamı dizlerimin arasına saklayıp ölürcesine ağlamak istiyorum.

Çünkü kapını çalacak cesaretim yok.

O kapıdan içeri adım atacak cesaretim yok.

İçinde saklanan o küçük kızın gözlerine bakamam Sana.

Eğer bakarsam,bir daha gözlerimi çekemem senden.

Bu lanet olası dünya da hala yanlışsın,yanlışız..

Ama yine de çok güzelsin.