Hades'in İntikamı

BİR SENTORLA TANIŞIYORUM

Okuldan çıkınca ilk işim eve gitmekti. Hele de bugün. Benim adım Pershe, 13 yaşındayım. Aslında size yetim bir çocuğum diyebilirdim ama artık diyemem. Dün annem bana babamın Morpheus diye birisinin olduğunu söyledi. Tamam iyi hoş da üstüne bir de onun tanrı olduğunu söyledi. Onu duyunca çok şaşırmıştım ve tabi ki de sinirlenmiştim. Ve bunu benim kimseye söylememem gerektiğini söyledi çünkü savaş yaklaşıyormuş. İşte o yüzden bende bu konu hakkında iyice bilgi edinmek için acele davranıyordum. Bir anda zaman donuverdi, kimse kımıldamıyordu. Ben adımlarımı kestim ve ben de durdum. İleriden bir ışık parıldadı ve hayatımda görmediğim yarı insan yarın at gibi tuhaf bir şey çıktı:
-Pershe, Morpheus'un oğlu.
-Sen kimsin?
-Bana güvenebilirsin. Zaten güvenmek zorundasın. Pershe benimle gel, anneni merak etme onun haberi var.
-Beni nereye götüreceksin.
-Pershe sen bir melezsin, baban tanrı annen ise insan. Seni melezlerin eğitim aldığı, savaşa hazırlandığı melez kampına götüreceğim.
-Kimsin diye sormuştum.
-Ben Kheiron, ve gördüğün gibi bir sentorum yani yarı insan yarı at.
-Melez kampı nerede.
-Atla.
Arkasına bindim ve beni o ışığa doğru götürdü. Işıktayken geçen süreyi h hatırlamıyorum. Ama gittiğim yer çok güzeldi. Kheiron:
-Buraya bakın millet size yeni bir melez getirdim. Onu iyice eğitin savaşta büyük görev üstlenecek.
-Bir dakika ya ne savaşı bir anlatır mısın?
-Üç büyük tanrı, Zeus, Hades,Poseidon. Zeus uzun zaman önce bir yasa çıkardı. 'Tanrıların çocukları olmayacak'. Ama Hades'in çocukları vardı zaten. Zeus bunu reddederek ceza olarak Hades'in karısını öldürdü. Ve Hades'in içini kin kapladı. Ve ordu toplayıp Olimpos'a yani tanrıların evini ele geçirecek.
-Peki Hades'in çocukları nerede?
-Bir başka sorun ise o. Çocukları ortada yok.
-Sen uyku tanrısı Morpheus'un oğlusun. Senin de özelliklerin var.
-Hmm. Bitti mi?
Oradan biri galiba bana seslendi:
-Hey sen Pershe'miydi? Ben savaş tanrısı Ares'in kızıyım. Adım Angela.
-Evet ben Pershe. Sanırım iyi anlaşacağız.
Angela'nın yanından bir erkek çıktı ve sessizce 'pek sanmıyorum' dedi.
-Efendim?
-Ben Jack, denizlerin tanrısı Poseidon'un oğluyum.
Birden gözlerimden kapkara duman çıktı ve Jack yere düştü.
Kheiron:
-Hey sen ne yapıyorsun? Melez kampı içerisinde büyü yapmak yasak!
-Be- ben ne yaptım ki? Büyü mü? Farkında değildim ben.
-Tamam Pershe sonra konuşuruz şimdi Jack'e yardım etmeliyim.
Arkama sert bir şey çarptı bir anda. Az daha yer düşüyordum ki bunun bir pelerin olduğunu anladım. Gri renkteydi ve üstünde yunanca Morpheus yazıyordu. Ve kendi kendine bile hareket edebiliyordu. Bir anda herkes bana baktı ve Kheiron:
-Morpheus'un pelerini. Pershe,  Morpheus onu sana göndermiş.
-Peki ya neden? Neden bana?
-Unuttun mu pershe, savaş yaklaşıyor belki de dünyanın sonu sizlere bağlı, melezlere. Ve sana göndermesinin sebebi senin,  onun tek çocuğu olman. Ve sana şunu söylemeliyim ki sen bazı özel özelliklerin var. Bu sadece sende değil bütün melezlerde var. Mesela Poseidon'un çocukları suları kontrol edebiliyor ama bunlar tabi ki de sınırlı çünkü siz melezsiniz. Ve pershe senin özelliğin istediğin zamanda istediğin kişiyi bayıltıp rüya görmesini sağlayabilirsin hatta bunu aylarca sürdürebilirsin. Ve bu önemli pelerinin sana çok yardımı dokunacak. Ve bu pelerin üstündeyken parmağını şıklatarak yüzlerce kişiyi aylarca bayıltabilirsin. Unutma sen Morpheus'un oğlususun.
Arkadan bir ses yükseldi ve bu sesin Jack'e ait olduğunu anladım:
-Hey sen hadsiz melez!
Aniden ayaklarımın altından sular çıktı ve beni havaya kaldırdı.
Kheiron:
-Jack dur yapma cezalanacaksın!
-Kheiron ilk o büyü kullandı. Ben suçsuzum ona gününü göstereceğim. Onun burada yeri yok! Hem o önemsiz bir tanrının oğlu.
Beni biranda çok uzak bir yere fırlattı .
                           ***
Ayıldığımda ki çok çabuk sürdü. Bir anda gök karardı, simsiyah oldu ve göklerden bir süre dumanlar inmeye başladı. Jack Morpheus'a önemsiz tanrı dediği için Morpheus sinirlenmiş olmalı ki bütün dumanlar Jack'i sardı. Jack sesinin yettiği kadar bağırdı ve gökten çok hızlı yağmur yağmaya başladı. Bu da, galiba oğlunun halini görünce Poseidon'un yaptığı bir hamleydi. Dumanlar ve yağmurlar çarpışıp yok oldular ve her şey tekrar aynı haline döndü. Gökyüzü her zamanki halini aldı. Kheiron:
-Tanrıları kızdırdınız! Jack haddini bil. Tanrılar hakkında düzgün konuş.
-Kheiron Tanrılar birlikte hareket etmez mi neden Morpheus ile Poseidon karşı karşıya geldi?
-Dinle Pershe, Tanrılar hep birbirleriyle uyuşmazlık içindelerdir. Onlar hep kendi çıkarları için hareket ettiği için hep ortaya tartışılıcak konular gelir.
-Tamam. Artık ben eve gidebilir miyim.
-Bu yaz burada kalıp eğitim alıcaksın.
-Burada ev yok ki.
-burada onlarca kulübe var. Ateş kulübesi, afrodit kulübesi, Zeus kulübesi... Ve sende Morpheus'un tek çocuk olduğun için tek başına onun kulübesinde kalıcaksın.
-Of ben buradakilerle nasıl anlaşacağım?
-Bir süre sonra aralarına sen de girersin.
-Tamam kulübem nerde peki?
-Jaime! Buraya gel. Pershe,  Jaime Hera'ın oğlu. O sana yolu gösterir şimdilik ben gidiyorum işlerim var.
                             ***
-Seninle çok iyi anlaşacağız ahbap ben Jaime.
-Ben Pershe.
-Hadi gel alıştırma yerlerine gidelim.
Orda büyü yapmak da var ama kimseye zarar vermeden.
-Tamam yapalım. Bir şey  soracağım, meleklerin yaptığı büyüleri insanlar nasıl göremiyor?
-Sis var tanrılar icat ettiği bir şey. O siz insanların büyüleri ve canavarları görmelerini engelliyor.
-Hmm. Tamam.
                              ***
Jaime'in alıştırma bölgelerinde ilginç yeteneklerinin olduğunu gördüm.
Jaime:
-Hadi Pershe birazda senin yeteneklerini görelim.
Bir anda pelerinin tekrar omuzlarımda olduğunu hissettim.
-Tamam yapacağım bekle.
Gözlerimden dumanlar çıktı ve etrafımdaki bazı kişilerin bayıldığını hissettim. Ve gördükleri rüyaları bile ben yönetiyordum. O sırada Jaime'in de yerde yatılı olduğunu fark ettim.
Onun güzel rüyalar görmesini sağladım. Ve bir çığlık çoğu kişiyi uyandırdı, bu Angela idi:
-Sen ne yapıyorsun öyle?
-Ben sadece sade-
Kheiron lafımı kesip:
-Angela burası alıştırma bölgesi,  melezler büyü yapıyor burada.

Ve bir anda herkes uyandı.
Jaime bana baktı ve:
-Sen süpersin dostum!