"Sen...Ağlıyor musun ?"
Gözyaşlarımı elimin tersiyle silip Harry'e baktım.Endişelenmiş gibiydi.
"Ben...Şey...Önemli bir şey değil."
Başıyla onaylayıp arabayı sürmeye devam etti. Kısa bir süre sonra 2 katlı müstakil bir evin önünde durmuştuk.
"Geldik."
Başımla onaylandıktan sonra arabanın kapısını açıp kaldırıma adımımı attım.Arabadan inen Harry evin kapısının önünde durunca onu takip ettim.Cebinden çıkardığı anahtarla kapının kilidini ustalıkla açtı.Ev tahmin ettiğimden daha düzenli ve sıcaktı.Dekorasyon genellikle krem rengi ve bordo ağırlıklıydı.Ayağımın altındaki parkeleri ıslattığımı fark edince yürümeyi kesip ayakta dikilmeye başladım.
Bunu fark etmiş olmalı ki "İstediğin yere oturabilirsin."diye mırıldandı.
"Ah, şey...Koltukları mahvetmek istemem."diyerek kıkırdadım.
"O zaman benimle gel.Sana giyebileceğin bir şeyler bulalım."
Başımla onayladıktan sonra onu takip ettim.Yatak odası olduğunu tahmin ettiğim odaya girdiğimizde şaşkınlığımı gizleyememiştim.Perdesinden tut yatak örtüsüne kadar her şey siyahtı.Şaşkınlığımı fark etmiş olmalı ki rahatsızca kıpırdanıp öksürdü.Odayı incelemeyi kesip bana uzattığı giysileri kucakladım."Şey...Eşofman biraz büyük gelebilir.Elimdekilerin en küçüğü bu, kusura bakma."
Başımla onaylayıp "Sorun değil, idare ederim. "diyerek yanıtladım.
Giyinmem için odada yalnız kaldığımda üstümdeki ıslak çamaşırları çıkarıp yere attım.İç çamaşırlarım kuruduğu için onları çıkarma gereği duymayıp eşofmanı ve bana en az 3 beden büyük gelen tişörtü üstüme geçirdim.Tişörtün nane kokusunu içime çekerken aniden kapının açılmasıyla irkilmiştim.
"Ah, şey...Giyindin sanmıştım.Ben...üzgünüm.Islak çamaşırlarını kurutucuya koymak için isteyecektim de..."
Harry'nin Ağzından
Odaya aniden girdip onu iç çamaşırlarıyla gördüğümde irkilmiştim.Ten rengi iç çamaşırları güzel fiziğini kapatsa da yine de oldukça seksidi.
Çamaşırları kurutucuya yerleştirirken onu düşünüyordum.Koyu sarı saçları, dolgun dudakları ve ipeksi tenini düşlerken tadının nasıl olduğunu merak etmiştim.Dudakları vişne rengindeydi, acaba tadı da öyle miydi?
Başımı iki yana sallayarak aklımda oluşturduğum binbir türlü fanteziyi uzaklaştırdım ve hızlıca koridoru adımlayarak odaya geri döndüm.
Yatağın ucuna oturmuş beni bekliyordu. Beni görünce hemen ayağı kalktı, gri tişörtüm üzerine oldukça bol gelmişti.Altına verdiğim eşofman üstünü giymemişti.
"Şey...Eşofman çok bol geldi."
Bakışlarımı bacaklarından çekip bal rengi gözlerine yoğunlaştırdım.
"S-sorun değil.Yani sen rahatsız olmayacaksan."
Başıyla onaylayıp az önce oturduğu yere geri oturdu.Oturduğu an tişört dizinden baldırlarına sıyrılmıştı ancak rahatsız olmuş gibi durmuyordu.
Bakışlarımı zorla bedeninden çekip tekrardan gözlerimizi birleştirdim.
"Şey...Aç mısın?"
Başını iki yana salladı.
"Değilim.Çok yorgunum.Nerede uyuyabilirim?"
"Misafir odası boş.Yan oda.Orada uyuyabilirsin."
Teşekkür benzeri bir şeyler mırıldanıp hızlı adımlarla yan odaya geçti.
O gittikten sonra üstümü çıkatma gereksinimi duymadan yatağa uzandım ve onu hayal ederek uyumaya çalıştım.
***
Addison'ın Ağzından
"Beni bırakmayacağını söylemiştin! "
Tanrım, bu gürültü de neydi böyle?
"Hani hep mutlu olacaktık? Bana yalan söyledin Sarah!"
Bu Harry'nin sesiydi.Bu saatte kimle konuşuyordu ki?
"Lütfen beni bırakma Sarah!"
Sevgilisi olmadığını söylemişti?
Yavaşca yerimden kalktım ve yan odaya doğru adımladım.Aralık kapıdan içeri baktığımda kimsenin olmadığını fark ettim.Harry uyuyordu, belki de bir kabus görmüştü.
Odama gitmek için arkamı döndüğümde merakıma yenik düşüp odasına geri döndüm.
"Seni seviyorum Sarah."
Sarah da kimdi?Sevgilisi mi?
Çığlıkları hıçkırığa dönüştüğünde onu uyandırmam gerektiğini fark edip dövmelerle kaplı kolunu hafifçe dürttüm.
Aniden irkilip belime sarıldığında gafil avlanmış ve göğsünün üzerine sertçe düşmüştüm.
"Lütfen beni bırakma."
Merhaba, yine iğrenç bir bölümle karşınızdayım .d Telefondan yazdığım için yazım yanlışı olabilir, kusura bakmayın :D
Eğer okuduysan vote verir ve görüşlerini kısacık bir yorum olarak benimle paylaşır mısın ?? Tek istediğim bu ^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurtarıcı ( ASKIDA)
FanfictionYeşil gözleri kısıp gülümsediğinde fark etmiştim.Belki de o Tanrı'nın bana gönderdiği bir melekti. Benim kurtarıcı meleğim...