Olamaz ,kızlar tuvaleti ne zamandan beri bu kadar kötü kokuyor?!!!!
Küçük boy klozetleri görmemle irkildim.Annesinin zoruyla giydirdiğini yoksa hayatta kilotlu çorap giymeyeceğini söyleyen çocuğa baktım.Pantolonunun altındaki beyaz kilotlu çorabı çekiştirerek çizilen karizmasını onarmaya çalışıyordu.Yanındakini göremedim ama sesi kulaklarıma kazındı.İçine Yıldız Tilbe kaçmış gibiydi sesi.Hatta
"Abi ben doğru gelmişim siz yan tarafa kızlar tuvaletine gitmeliydiniz" diye kıkırdadım ama duymadılar.Üzerimdekilere kıyasla yani ,mavi pokemon figürleri olan bahçıvanla ve conversle tam bir erkeğe benziyordum. İçeri dalarken ki utancımı unutup neredeyse yerlere yatacaktım gülmekten.Yerler temiz olmadığı için sadece parmaklarımın arasından çocukların kim ve daha önce hiç girmediğim erkek tuvaletinin nasıl bir yer olduğunu keşfe çıktım.
Hmm alçak lavabolar ,yan tarafta kapının arkasındaki klozetler ,peçetelik herşey normal, hatta kızlar tuvaletinden bile temiz burası tabi şu iğrenç koku hariç.Bizim süslü şempanzeler de keşke parfüm sıkmaktan tuvaleti kozmetik dükkanına çevirmeseler belki daha yaşanabilir bir yer olabilir orası. Çocuklar benim farkıma yeni varmış olacak ki
"Hey sen ne işin var burda ?"
"Yolu şaşırmışım da ben erkekler tuvaletine gidiyordum yanlışlıkla kızlar tuvaletine gelmişim ha bu arada o kilotlu çorapların artık çiçeklileri de çıktı, isterseniz annenize mağazanın ismini verebilirim." Gülmekten karnımı tutuyordum evet hala aç ve doyurulmayı bekleyen midemi. Hepsi senin yüzünden Anıl gül gibi pastadan da ettin ya beni.
"Sen ne saçmalıyorsun ?Annem sabah uykuluyken kız kardeşime giydireceği çorabı yanlışlıkla bana giydirmiş ben de annemi kırmamak için birşey demedim yoksa erkekliğin raconun da yok böyle birşey."
"Ya racon tabi canım çiçekli çoraplı kabadayı seni , neyse hanımlar ben kaçar siz gün muhabbetinize devam edin ben de ..." Kolumun dışarı doğru çekilmesiyle kapıyla kısa süreli bir aşk yaşadım .
"Kızım nerdesin sen ya fırladın gittin .Sena onu yere düşürdün diye köpürdü.Nisa da babasının Amerika'dan getirdiği barbie serisini bozduğun için seni öldüreceğini söylüyor.Kısacası korsanlara karşı emrinizdeyim kaptan!."
Ece konuşurken Anıl bize doğru yaklaşıyordu.Eyvah ,umarım yüzümdeki alev topu kaybolmuştur. Düşün düşün ,bir bahane uydur ve buradan uzaklaş. Yemeğim yarım kaldı .H ayır beren yemeğini tabiki de bitirdin. Çöpü atmayı unuttum .O ff bırak saçmalamayı evde değilsin ki ,hem annen de yemiyor artık bu numarayı.Çişim geldi . Oha o kibar çocuğa çişim mi geldi diyeceksin yeterince rezil olduğun yetmezmiş gibi.
Sen bana bırak.
"Ee Piremses nereye kayboldun öyle hem pastanı da bitirmedin şaşırdım doğrusu eğer o pasta bitmediyse kesin ters giden birşeyler olmalı."evet pasta işte burdan yakala ipi.
"Pastanın içinde kivi vardı benim de kiviye alerjim olduğu için huylandım.Ağzımı çalkalamam gerekiyordu. Kusura bakmayın bazen böyle ani haraketlerim olabiliyor." Oh iyi kurtardın kivi sana tişikkür ederiz.hastalıklar bazen işe yarıyor .
"Ben seni bu dengesiz hareketlerine sevimli buluyorum zaten piremses ."Anıl Anıl bir günde iki iltifat bu yaşta kalpten ölen ilk insan ben olacağım galiba .Piremses ,prensim.
Yaklaşık bir ay sonra olacak olan yıl sonu balosu için gösteri ayarlamıştık.Sınıfın oyları ile Anıl prens Ece'nin gizliden tehdit ve çikolata vermesiyle de ben prenses seçilmiştim.Her provada Anıl'ın elinden tutma fırsatını yakalıyordum.Tabiki bunu gören Sena deliye dönüyordu.Ne kadar istediyse de öğretmen onu prenses yapmamıştı.
O asla bununla kalmazdı benden intikamını almak için her yola başvuracaktı , ki öyle de oldu da.
Her gün yemek arasından sonra prova yapmaya jimnastik salonuna iniyorduk.Sırayla halk oyunları,şiir okuma ,tiyatro diyene kadar en son sıra bizim peri krallığı hikayemize geliyordu.Ve bize karşı savaşan cadı vardı.Hadi çocuklar tahmin etmek çok da zor olmamalı cadı tabiki de Sena'ydı.Aaa hayret seslerinizi duyar gibiyim.Prenses seçilemeyince öğretmen de bunu cadı rolüne koymuştu.Provalarda kaç kere üzerime kovayla su boşaltıcaktı da Anıl'ın beni kenara çekmesiyle Nisa 'nın üzerine döküldü kendi tuzaklarına kendileri düştüler.Bir gün de yemek saatinde üçüz fareler çorba kaseme bakıp kıs kıs gülüyorlardı. O kadar çok yemek yemiştim ki çorbayı en sona -şu yemek sırasının aksine ben tatlıyı ilk önce çorbayı da en son yerim-bıraktığım için canım yemek istememişti.Can da ver ben yerim deyince ona uzattım.Çocuk çorbanın dibini ekmeğiyle silip süpürdü.Sıra tatlısına gelmişti.Ama bir anda sandalyeden fırladı ve karnını tutarak tuvalete doğru koşmaya başladı.Demek çorbama müshil ilacı da katmıştı.Ben ona yapacağımı bilirim.
Uyku saati gelince Ece Anıl Can ve ben -üçüz farelerin salak oyunlarının mağdurları- odaya çocuklar gelmeden senanın yatağının altına kaşıntı tozu döktük.Çocuklar yavaştan odaya geliyordu.Üçüz farelerden nefret edenlerle -herkesle-işbirliği yapıp yataklarımıza uzandık.Topuklu ,tüylü terliklerinin sesi koridorun başında duyulmaya başlamıştı.Yataklarımıza atladık.Kızlar içeri gelince herkes birbiriyle muhabbet etmeye başladı.Kızlar röpdeşambırlarını çıkartıp yatağın kenarına astılar ve narince kendilerini incitmeden yatağa uzandılar bizim yatağa uçma, atlama girişimlerimize karşın.Ece Nisa'nın yatmasıyla yatağın altına osuruk bombasını fırlattı.Sena'nın yatağı önceden hazırdı zaten Eda'nın yatağına da tutkal sürmüştük.Biraz sonra odayı gürültülü ve iğrenç bir koku kapladı Nisa 'nın yatağından gelen bu manzara onu çılgına döndürdü.
"Nisa sana inanamıyoruz bugün yemekte kuru fasulye yoktu ama ..."
"Lütfen tuvalete gider misin? "
"Ayy her tarafım kaşınıyor" diye yataktan düştü kaşınarak Sena Eda kalkmaya çalışırken geceliğinden carrttttt diye bir ses geldi ve üçü birden daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladı.O sırada içeri elinde uçucu mürekkep sürahisiyle Can girdi ve ayağı takılmış gibi yaparak üçüz farelerin üzerine boşalttı. Üçü yine senkronize olmuş bir şekilde çığlık attılar.
"Bu geceliği annem bana Fransa'dan özel ipek yapım getirtdi ."
"Siz ,bu afacanlar ne yaptığınızı zannediyorsunuz ?" üstünü kapatmaya çalışırken bağırıyordu.
Herkes gülmekten yere yatmıştı artık.Anıl Ece Can ve ben birleşip ellerimize sevinçle çarptık.
"İntikam soğuk yenen bir yemektir Sena ve sen biliyorsun ki ben her türlü yemeği yerim!."gözlerimi kısarak ona öldürücü lazer ışınlarımı gönderdim.Biz odadan savaşı kazanan askerler edasıyla omuzlarımızı gere gere kapıdan çıkarken üçüz fareler ağlaşıyorlardı.
Heyt be neredeyse her gün yeni bölüm geliyor giden internetimin ruhuna bir fatiha lütfen .E o kadar okudunuz şu mübarek Ramazan günü bir fatiha da okursunuz. Çocuklar yorumlarınız ve vote larınız içn çok teşekkür ederim. Ama biliyorsunuz ki ben doyumsuz bir kızım .
Karakterler hakkında yorum yaparsanız hikaye sizin yorumlarınız çevresinde gelişebilir. Yani açım açım açım Ramazan-ı şerifleriniz hayır olsun. Parmaklarım kenetlendi yazmaktan hadi ben kaçar sayın okuyucularım en kısa sürede görüşmek üzere
BayanDomatesYanak
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEZEGENİMDEKİ YABANCI
Randomİstemeyerek de olsa artık bu gezegendesin.Buranın kurallarına alışman gerek.Aşırı uzun bu dilin ,umursamazlığın başına bela açacak mı dersin?Peki ya senin hiç hissetmediğin şu duygu geri dönmene engel olursa . Ya da bağlanmam dediğin şeylersiz yaşay...