ZEUSUM

Öncelikle hikayemi okuyan her kese teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Bu ilk hikayem olacak. Aslında hikayeden çok biyografide denilebilir. Kendi hayatımda yaşadığım ve kaleme almak istediklerimi yazacağım.

Çok değer verdiğim Zeus'umu sizlerle tanıştırmak istiyorum. Zeus dediğim bizim ailemize katılan kırma golden'ımız. Bizim ev pekte kalabalık değil. ben annem ve babam ile birlikte yaşıyorduk. taki 1 kasım 2015 e kadar. 1 kasım 2015 tarihinde, babamı işe uğurladık fakat babam bir daha eve gelemedi. En çok bu duruma annem yıkıldı ama bana belli etmemek için dimdik ayakta durdu. Güçlüdür benim annem. ben 16 yaşıma dek ne derdim varsa babamla dertleşir, ondan yardım ister, ona sığınırdım. o zaman babamın ölümünü asla kabullenememiştim. kendi ellerimle toprağa koymama rağmen. çocukluğumdan beri hayvanlara olan sevgim çok fazladır. Bir köpek sahiplenip bakma kararı aldım. Anneme danıştım ve annemde onayladı. bir köpek almak yada sahiplenmek o kadarda kolay bir şey değil. sorumluluğu çok fazladır. ben ailenin, evin sorumluluğunu üstüme aldığım yetmezmiş gibi birde köpek sahiplenmek istedim.

Alt komşumun arkadaşının köpeği yavrulamış ve hepsine birden bakamadıklarını duydum. Direk gidip rica ettim, bir yavruyu da ben alabilir miyim? Ben bu teklifi sunduğumda Zeus daha 4 aylıktı, o kadar minik ve o kadar tatlıydı ki onu annesinden ayıramadım biraz daha büyüsün annesine doysun diye bekledim. 5 buçuk aylıkken Zeus bize geldi. Ocak ayının son haftasıydı. alt komşum ve arkadaşı birlikte bize getirdiler Zeus'u. İlk geldiğinde çok tedirgindi. Nasıl olmasın ki, annesinden, babasından, 7 kardeşinden ayrılıp sessiz sakin bir eve geldi. İlk gece çok tedirgindi, onu sevmeye bile gidemedim yanına, aya kalktığımda bile ürküp yere sinerken yanına gidemezdim. Neyse ki o gerginliği 3-4 saat sonra geçti. Yavaş yavaş bana alışıyordu. Ona gösterdiğim ilgi, sevgi, şevkat çok fazlaydı. O gece onunla beraber uyudum. Gece 2-3 kez uykusundan sıçrayıp korkuyla titrediğini asla unutmuyorum. Ben ona sarıldıkça titremesi ve hızlı nefes alış verişi düzelmişti. Bizim evimiz sobalıydı, Zeusuma çok güzel bir minder yapmıştım, yeri de tam sobanın arkasıydı. 2. gece orada minderin üzerinde yatarken kapı çaldı, gelen alt komşumuzdu. Biraz oturduk ve çaylar içildi, alt komşum Zeus'u sevmek üzere yerinden kalkıp ona yaklaşırken Zeus birden havlamaya başladı. Resmen beni annemden, babamdan, kardeşlerimden sen ayırdın git beni sevme der gibiydi. O anda evdeki her kes çok şaşırdı, geleli 24 saat olmuştu ama biz Zeus'un sesini o ana kadar hiç duymamıştık. İşte o gece anladım ikimizin ne kadar benzer olduğunu. Ben babamı, Zeus ise tüm ailesini kaybetmişti. Nasıl ben babamı kaybettiğimde bana yaklaşan herkese bana zarar verecek gibi görüyordum, Zeus'ta kendini öyle hissediyordu sanırım. O gecede Zeus ile beraber uyuduk. Ona sarılarak uyumak resmen bana huzur veriyordu. Sonraki gün sabah veterinere kontrole gittik. hem kontrolleri yapıldı hem de aşıları. Birde tasma seçtik tabi ki. Daha önce dışarı hiç çıkmadığı için gezdirirken hem bana hem de ona kolaylık olması açısından vücut tasması aldım. Dışarıda gezmeye alışkın olmadığından yürürken sürekli olarak önüme gelip benim yürümemi engelliyordu. Zamanla dışarıda tasmayla gezmeye alıştık tabi ki. O gün dışarıda biraz korkmuş olacak eve geldiğimizde halının üzerine çişini yaptı. O anda onu yakaladığım için ceza olarak ona bağırmıştım, asla hayvanlara vurma taraftarı değilim. Zeus'a bağırarak içerideki odayı elimle gösterip çabuk içeri diye sesimi yükselttim. içeri girip minderinin üzerine yatmıştı ben dışarıdaki halıyı temizlerken. Ben içeri girdiğimde kafasını kaldırmadan beni izliyordu, ben girdim ve ona hiç seslenmeden koltuğa oturdum. cezalı olduğunu anlamalıydı. ortalama yarım saat sonra annem Zeus'a seslenerek yanına çağırdı, Zeus kafasını bile kaldırmadı. Ben yine tavrımda kararlıydım. 1 saat sonra Zeus'a bakarak yanıma çağırdım ve geldi, annemin çağırmasına kafa bile kaldırmayan benim seslenmeme hemen kalkıp geldi. Aramızdaki bu bağ 3 günde nasıl oluştu benimde hiçbir fikrim yoktu. O olaydan sonra Zeus'un evde tuvaletini yaptığını hatırlamıyorum, ne zaman tuvaleti gelse dış kapıyı patilerinle açmaya çalışırdı.

Ben mutfakta biraz titiz bir insanımdır. Bence evdeki en önemli, en temiz yer mutfak olmalıdır, yediğimiz içtiğimiz her şey mutfakta hazırlanıyor sonuçta. 1-2 defa Zeus mutfağa yanıma gelmeye çalıştı. Ben evde nereye gidersem gideyim Zeus hep peşimdeydi çünkü. Ayrılmaz ikili olmuştuk onunla. Mutfağa da peşimden gelmek isteyince benim titizlik krizim tuttu yine. Ben mutfağa giriyorum Zeus arkamdan giriyor, alıyorum kucağıma çıkarıyorum salona oturuyor salonda. Tam mutfağa gireceğim pat yine arkamdan geliyor. Bu durumu sanırım yüzlerce kez yaptık, en sonunda mutfağa giremeyeceğini anlamış olmalı yada artık benimle olan savaşından beyaz bayrağı çekti. Bu gün kar yağmıştı, bende Zeus'u ve arkadaşımı alıp sahile indim. Zeus'un ilk karla tanışması çok güzeldi. O gece yağan karın benim için bile anlamı farklıydı. Kar taneleri ne kadar soğukta olsa, her kar tanesi içimi ısıtıyordu diyebilirim. Zeus'un karda koşuşturmasını izlemek huzur vericiydi. Bir kar topu yapıp Zeus'a fırlattım, ilk başta korktu ne olduğunu nereden geldiğini anlayamamıştı çünkü. Sonralarda benim yapıp oyun amaçlı attığımı anladıktan sonra baya eğlenmiştik. Normalde atılan kar topundan kaçılır ama Zeus inatla attığım kar topunun üzerine gidip ağzı ile yakılıyordun. Orada onu izlemek, onunla oyunlar oynamak çok farklıydı çünkü ilk defa bir hayvanla oyun oynuyordum. Kar topu savaşını bırakıp çimlerin üzerinde katman olmuş karlarda koşuşturmaya başladık. Zeus'un çok hoşuna gitmişti, Zeus mutlu oldukça ben ondan çok mutlu oluyordum. Artık oyun vakti bitmişti eve gitmemiz gerekiyordu ve eve dönerken ışıklarla süslenmiş bir ağaç baya dikkatini çekmişti. Ağaca havlıyor, etrafında dönüyor çeşitli oyunlar yapıyordu. Bende dedim ki sen bu ağacı sevdin hadi gel bu anı ölümsüzleştirelim. Bu günümüzde böyle geçmişti ...

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere, kendinize iyi bakın.