O herkesten farklıydı. O bir çocuktu ama yinede kalbini hissedemiyordu. Artık konuşmaya bile korkuyordu. Her istediği ona tepki olarak dönüyordu. Tepki, peki ne bu tepki? O bazen kendini dünyanın en kötü insanı gibi hissediyordu? Neden???
Neden bu zulüm? Bir cevabı varmıydı? Varsa niye duyamıyordu?***
Bir ev. 2 odalı, banyosu olmayan, tuvaleti dışarıda olan bir ev. Ev diyorum, bu iki odada yaşananlar... Ne demek istediğimi zamanla anlayacaksınız. Şimdi de sabaha dönelim.
Zeynep alarmıyla uyanmıştı. Kardeşleri Dilara ve Emir uyanmasın diye alarmı kapattı. Yüzünü yıkamak için mutfağa gidecekti, çünkü başka muslukları yoktu. Kapıyı açtığında şok oldu. Kim görse şok olmazdı ki, o Pazar sabahı beklendik bir şey değildi bu. Karşısında gördüğü gerçek miydi? Gözlerini kapattı, açtığında aynı manzarayı görünce, aklındaki bütün düşünceleri yutup çığlığı bastı. O çığlığa sadece babası ve kardeşleri değil, komşularda uyanıp sokağa fırlamışlardı. Çığlık basit bir "Anneeeee!" kelimesiydi. Ancak o çığlık hayatı yeterince zor olan Zeynep'in hayatını çok etkileyecekti. Babası uykusundan uyandırıldığı için çok sinirliydi kesinlikle Zeynep'i dövecekti. Ancak bu sürprize karşın o da şok olacaktı. Cemal bey mutfağa geldiğinde yerinden kıpırdayamadı, ayrıca nutkuda tutulmuştu. Ama Zeynep daha kötüydü. Yaklaşacak oldu ama korkudan hiçbir şey yapamadı. Çünkü karşısında kendini asmış olan annesi duruyordu. Gözünü tavandaki kancaya sabitledi. Sonrada öteki odaya kaçıcak oldu. Ama Cemal bey kolundan tuttu.
Cemal bey: Sen mi yaptın lan?
Zeynep: Hayır baba ben ben..
Cemal bey: Ulan şere**** bir de evlat olacaksın? Nasıl yaptın lan? İlaç mı verdin kadına? söyle!
Zeynep: Baba yemin ederim ben bir şey yapmadım.
Ardından tavana asılı olan annesine baktı ve hüngür hüngür ağlayacak oldu. Sonrada
Zeynep: Hem ben ne yapabilirim ki?
Cemal bey bir süre durdu. Sonrada yakasından tutup bağırmaya devam etti.
Camal bey: Yalan söylüyorsun be yalan söylüyorsun. Haticem çok mutlu kadındı, evlatlarını pek severdi. Ama sen onu öldürmek istedin.
Adamın ağzından köpükler çıkmaya başladı deli gibi bağrınıyordu. Zeynep'de susamadı bu iftiralara.
Zeynep: Yeter be yeter. Sen onu sevseydin dövmezdin onu. Ya sen ona kadın bile demezdin şimdi nasıl Haticem diyorsun? Delisin sen. Kafayı yemişsin. Belki de senin yüzünden intihar etti annem. Senin dayaklarına boyun eyemedi...
Zeynep daha fazla konuşacaktı ancak Camal bey izin vermedi. Onu bir tekmeyle salona itti. Mutfağın kapısını kapadı. Ağlayan Dilara ve Emir'e aldırmadan Zeynep'i küçük salonun ortasına götürdü ve dövmeye başladı. Önce yüzüne vurdu. Sonrada bacaklarını kırmak istercesine sağ bacağının diz kapağına sertçe vurdu. Zeynep yere devrildi. Sonrada başından tutup duvara vurmaya başladı. Zeynep bağırmıyordu. Bütün gururuyla sessiz kalarak, babasının sakinleşmesini bekliyordu. Çünkü çok yaşamıştı bu durumu. Çığlığa kalkan komşular Cemal beyin bağırışlarına Zeynep'lerin evinin önünde toplanmış içeriye bağırıp kapıya vuruyorlardı.
Komşular: Kız Hatice kadın açın kapıyı. Cemal bey ne oluyor orda? Perişan olduk sokakta, neler oluyor? Hatice!
Ama Cemal bey seslere hiç aldırmadan trafikteki kavgada adam döver gibi kızını dövüyordu. En sonunda Zaynep'in bacakları, başı, gözü, dudağı, ellerinin içi dahi kanıyordu. Dudağıda patlamıştı. Babasının karşısında güçlü görünmek için ayağa kalktı. Dimdik ve kendini herkesten güçlü hissederek kalktı. Babasıyla bakıştılar. Ama sadece 10 saniye dayanabildi bu kadar acıya ve yere yığıldı. Cemal bey kenara çekilip yere oturdu. Zavallı Dilara ve Emir hâla ağlıyorlardı, sanki annelerinin öldüğünü hissetmişlerdi garipler...Biliyorum çok güzel bir bölüm değildi. Ancak bana destek olmak için yıldıza basarsanız sevinirim. İyi günler.