"Sen gidince çiçekler soldu sevgilim
Sanki papatyalar açmayacak artık.. "
Huzur kokuyordu burası tarih vardı odada Cumhuriyet rüzgar esiyordu üzerimden havada aşk kokusu vardı kulağıma ağlama sesleri geliyordu Burada burada herşeyden birazcık vardı. Çünkü burası düşüncelerin hayallerin hayatların dilde veya akılda kalmadı mısralara döküldüğü hepsinin toplandığı yerdi. Burası evimdi bir başkası için ise sadece kitap yığını. Oturduğum sandalyeyi arkamda bırakarak hayatlarına bodoslama daldığım londralı aşıkların öyküsünden üzülerek ayrıldım. Ne de güzel anlatmıştı yazar ne de güzel dokunmuştu kalbime...
Adımlarımı hızlandırarak görevlilerini tanıdığım kütüphaneneden çıktım. Ardından gelen ayak sesleri şidedlenince refleks olarak arkamı döndüm.
Mehmet abim kendisi kütüphanenin en tatlı görevlilerinden biriydi çok severdim onu gerçekten çok tatlı ve iyi niyetlidir. Ona samimi bir gülüş sunarak diyeceği şeyi bekledim rüzgarın tenimi okşadığı sırada.Kalemini unutmuşsun Deli Kız
dedi.
"Yine yazmışsın çizmişsin kitaptaki minik boşluklara kalbine sığmayan taşan fikirleri "Öyleydi yapardım ben, söylerim içimdedkini söylerimdim eklersin minik boşluklara kendi mısralarımı ona gülümsemekle yetinmedim ve
"Teşekkür ederim Mehmet abi"
bu dizlerin birer su damlası gibi dökülmesine izin verdim. Oysa sıcak bir gülümsemeyi bana bahşedip el sallamakla yetindi. Karşılık verdim ve ayrılık zamanı...
Evimin yolunu tuttum babamın ölümünden sonra hep uzaklara dalan annemi beni beklerken buldum bu haline gerçekten üzülmüştüm. Ah baba keşke biraz daha kalsaydın belki birkaç dakika dakka belki birkaç gün daha ya birkaç, birkaçını biraz fazla sonsuzluğa yakın yıllar??
Olmaz mıydı, kalamazmıydın?
Ah keşke gitmeseydin ama olsun seni tanımamakta vardı sense bizimle kalmak için o lanet ilaçlara katlandın belki sadece birkaç fazla ay veya yıl için canımın içi sadece bir avuç birkaçlar için...
Ben belkide annem bu derin düşünceler ile evin içine girmiştik bile..***
Genç adam yaklaştı uzaktaki masaya elindeki kitabı ile birlikte şuan amacı resminden anladığı kadarıyla bir aşk romanı olan bu kitabı bitirmek. Kuytu köşedeki masasına iyice sindi ve sessizce kitabın ruhunun onu sarmasını bekledi. Beklemiyordu genç adam bunu. Beklediği bu değildi kesinlikle değildi. En çok mısralarımı boşluğuna yazılmış fikirlerde kaldı aklı en çok oradaydı konu en çok oradaydı heyecan , tutku aşk. Yabancıydı genç adam bu hislere Yabancıydı okuduğu mısraların duygularına.
AŞK
SEVGİ
...
Şaşırıyordu genç adam olaylara, tepkilere gülümsüyordu bazen kahkahalar eşlik ediyordu odanın sessizliğine bazen hüzün kapılarını zorluyordu genç adamın ve en yabancı olan ise bunları kitabın yanına yazılmış notlar yapıyordu genç adama. Korktu genç adam bu düşüncelerin sahibinden, düşüncelerden korktu. Ya bağlanırsa ya daha yüzünü bile görmediği yazısından kız olduğunu düşündüğü kişinin fikirlerine aşık olmaktan ya da bu düşünceleri bu yazıları başka bir kitapta bulamamaktan. Neydi bu olan altı üstü birkaç fikir düşünce ya da sadece öylemiydi. Herşey değişmeye başlamıştı farkındaydı çocuk ama ilk defa şikayetçi değildi bunlardan...Bekledi, bekledi bekledi...
Unutmayı aklından çıkarmayı o samimi mısraları , boşluklara sığmayan düşünceleri ama tutku, merak sarmıştı genç adamın genç bedenini bırakmaya pek niyetli değildirler zaten.Karar verilmişti koymuştu kafasına genç adam bulunacaktı bu fikirlere ev sahipliği yapan kız. Bulunacaktı.
Sevgili okurlarım kitap çok farklı devam edecek bu ilk kitabım hatalarım varsa affedin seviliyorsun

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİTAPTAKİ NOTLAR
Chick-Lit"Seni seviyorum" dedi genç adam kişileri zamanı umursamayarak, karşısındaki küçük çaplı bi şok geçirdi ama hemen kendini topladı sarı şaçlarını iterek döndü ve baktı genç adama onda farklı olan bir şey olduğunun farkındaydı ama o zaten aşıktı kalbi...