Bak:
Öyle biri olacak ki, sen onu yanında gururla taşıyacaksın. Çünkü seni öyle derinden sevecek ki, gözlerinden belli olacak seni sevdiği. Gülüşünden, kalbine seni koyduğunu anlayacaksın. Ve diğerlerine benzemeyecek, öncekiler gibi olmayacak. Kaçmayacak, korkmayacak. En güzeli de pes etmeyecek. Seni ömrü bilecek. Hep yanında duracak. Öyle bir sevecek ki, “bir gün biter mi?” diye aklının ucuna bile getirmeyecek. İşte öyle biri çok yakında gelecek. Arda EREL (senin için)
1. Bölüm:
Bu sabah güneş benim için doğmuşçasına heyecanla açtım gözlerimi. Yerimden kalkmak güç geldiği gibi mutfaktaki annemin kahvaltı hazırlama sesleri de bir hayli yatağa bağlıyordu.Güç bela sıcacık yatağımı bırakıp aşağı indim. Annem ağzında bir şarkı mırıldanarak hem kahvaltı hazırlıyor bir eliyle de çayı demliyordu.
Günaydın
Hadi kızım kahvaltı hazır otur da bir şeyler ye
Bunu yapmak zor da olsa bir şeyler yedim. Bugün gün boyu evde kalmaya karar almıştım.
Kahvaltıyı kaldırdıktan sonra bir ara gözüm telefona ilişti. O da ne. Beş cevapsız arama on iki okunmamış mesaj. Hemen baktım. Liseden arkadaşlarım. Mesajlara şöyle bir göz gezdirirken orda bir de ne göreyim. Üniversite yerleştirme sonuçları açıklanmış. Bir heyecanla çığlık attım. İnşallah kazanmışımdır. Tam bilgisayarımı açıp bakmaya çalışırken annem sesime geldi. Annemi dinlemeden sonuçlara baktım. İşte. Gördüklerime inanamadım. Bir müddet bilgisayarın ekranına öylece baktım.
* * *
Sonra yüksek bir çığlıkla anneme sarıldım. İşte hayalim gerçek olmuştu. Bilgisayarın ekranında Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim fakültesi yazısı karşımda yazıyordu. Artık öğretmenlik hayalimin ilk aşamasını gerçekleştirdim. Sırada o okulu dereceyle bitirmek vardı.
Aslında annem Amasya’dan ayrılmamı istemedi. Ama ben özgür bir hayat yaşamak istedim. O okul hem özgürlüğüm hem de benim hayalime götürecek bir biletti.
Akşam olunca büyük bir heyecanla babama söyledim. Hatta bunu söylerken de “artık başın dik gezebilirsin” der gibi söyledim. O da benim öğretmen olmamı çok istiyordu. Ama onlardan ayrılacağıma çok üzüldüğünü belli etmemeye çalışıyordu. Çünkü daha yeni emekli olmuştu ve ben onun canı sıkıldığında neşe veren tek kişiydim. Ablam bu eve pek uğramaz işten eve kendini zor atan, çocuğuna bile sevgiyi az veren bir anneydi. Ağabeyimse zengin başı yüksekte ve bizi görmeyen biriydi. O da çok gelmezdi. Diğer ablam da zaten üveydi. Babamın eski eşindendi. O da evlenmişti. Arada sırada ziyarete gelirdi. Evin en küçüğü olmak neşe kaynağı demekti. Şimdi ise ben gidince annem ve babam çok zorlanacaklardı. Benimse heyecanım içime sığmıyordu. Annemgili yalnız bırakacağımın üzüntüsüyle ve heyecanımla uykuya dalmışım.
* * *
Sabah olunca erken kalkıp plan yaptım. Okul kayıtlarının başlamasına az kalmıştı. Aşağıya indim. Annem her zamanki gibi kahvaltı hazırlıyordu ama bu sefer neşeli değildi.
Uykusuz görünüyorsun.
Doğru, gece pek uyuyamadım.
Biraz tepkili gibiydi. Daha bu okulu yazmadan önce bile çok tartışmıştık. Ama hayalimden vazgeçemezdim. Benim için de zordu fakat yine de o buna engel değildi. Konuyu açmadım.
Kahvaltı sonrası hazırlandım. Okul için bir şeyler almaya çıkacaktım. Anneme
Hadi sen de gel. Dedim.
Yok kızım sen git.
Hadi anne yapma, bir kere çıktı. Geri dönüş yok.
Seçmeseydin. Yapma dedim. Ne olacak şimdi. Baban da evde. Beni bunalıma mı sokmak istiyorsun.
Bunları dedi ve ağlayarak gitti. Haklıydı. Ben hayalim yüzünden annemi bunalıma sokmaya hakkım yoktu. Vazgeçemezdim ama ne yapmalıydım. Bunları düşünürken aynı zamanda yürüdüm. Onu da götürsem babam yalnız kalır. Hep birlikte gitsek bu eve bakan olmazdı. Beynim durmuştu. Bir çözüm bulmalıydım. Böyle gidemem. Annemi de düşünmek zorundaydım.
* * *
Eve gittiğimde her şey yolunda gibiydi. O konu pek açılmadı. Akşam biraz tartıştık. Annem gitmememden yana, ama ben ısrar ediyorum. Böyle olsun istemezdim. Annemi bir şekilde ikna ettim. Fakat annem haklıydı. O kabul etse de benim aklım onda kalacaktı.
Sabahleyin kahvaltıdan sonra bavulumu hazırladık. Annem her ne kadar istemese de ağlayarak bunu yaptı. Bursa‘yı Amasya gibi sanarak bir sürü kazak koydu. İtiraz edemedim. Biletim, kalacağım yer her şey hazır görünüyordu. Ertesi günün heyecanıyla uykuya daldım.
Sabah annemin yaptığı börek kokusuyla uyandım. Aşağıda bana kahvaltı hazırlıyordu.
Kahvaltımı yaptım. Ayrılık zamanı gelmişti. Annemin en sevmediği şey ayrılık… Bu onun için çok güç bir şeydi. Gara gittiğimizde otobüs gelmişti. Bavulumu bagaja yerleştirdim. Annem orda belli etmeden ağlıyordu. Bu çok zor olsa da yanına gittim. Orda bir sarılışımız var. Bana bir kızım demesi var. Ben oracıkta hıçkıra hıçkıra ağladım. Bir an vazgeçecektim. Bu acıya dayanılmaz. Helalleşip otobüse bindim.
Ne kadar oldu bilmiyorum sadece camdan dışarı bakıp ağladım. Yanımdaki teyze bir aralık dürttü beni.
Kızım börek yer misin?
Yok teyze, sağol.
Ama çok iyi bak, kendi ellerimle yaptım.
Yok sağol.
Sağolsun yol boyu bir şeyler yedi. Ne ben sustum, ne de o durdu. Arada bir bana da uzatıyor ben nazikçe geri çeviriyordum.
* * *
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son"Bahar"
Roman d'amourAğaç dalındayken bilmezmiş yaprağın kıymetini, düşünce anlarmış onu ne kadar çok sevdiğini...