three

534 46 8
                                    

"Pekala... Birazdan orada olurum Bay Filtch.. Trafik yoğun, evet.. Yolddayım Bay Filtch.'' Harry hızlıca elinde olan fincandaki kahveyi bitirdi ve tezgaha koydu. Telefonu kapattıktan sonra Louis'ye bakarak derin bir nefes alıp verdi. ''Yemin ederim bu adam tam bir kaçık. Hasta olduğumu bildiği halde iki gündür okula gelmem için zorluyor.''

Louis güldü ve fincanında ki çaydan yudum aldı, ''Eve geldiğinde bir şeye elleme ve yemek yapmaya kalkayım deme, tamam mı? Ben dışarıdan birkaç tane şey alacağım. Güzel bir sıcak duş al ve beni bekle.'' dedi, sevgilisinin güzel yüzüne bakarken. 

Harry hapşırdı ve burnunu çekti. Sevgilisinin hastayken kendisine bakmasını çok seviyordu fakat kendisinin hiçbir şey yapamamasından nefret ediyordu. Louis'nin sınav haftasının yaklaştığını biliyordu ve bu yüzden ona yüklenmek istemiyordu. ''Bak gerçekt-''

''Şşh, sen arabayı al ve hemen yola çık. Ben ortalığı toparlayıp, metro ile giderim. Dersim 11'de başlıyor.'' 

Harry gülümsedi ve Louis'nin yanına gelip dudağına minik bir buse kondurdu. ''Seni seviyorum, dikkatli ol, tamam mı?'' 

''Tamamdır, sende öyle.'' Louis sevgilisinin öpüşüne karşılık verdi, ''Hadi, daha fazla geç kalma.'' 

'-'-'-'

Harry eve geldiğinde Louis'nin dediği gibi sıcacık bir duş aldı ve hiçbir şeye ellemeyerek en sevdiği filmi açtı: Eternal Sunshine of Spotless Mind.

Louis için gerçekten yorucu bir gün olmuştu. Sabahtan 11'de olan dersine geç kalmıştı, üstüne üstlük yağmur fena halde bastırmıştı. Eve gelmeden önce sıcak birkaç şey almıştı. Ve birde unutmadan, Harry'nin ilaçları ve yeşil çay. 

Eve geldiğinde Harry uyuyordu. Onu uyandırmadan üstüne bir yorgan örttü ve giyindi. O giyinene kadar Harry uyanmıştı. Louis'nin eve geldiği anlaşılıyor olmalıydı. 

Harry zar zor kalkarak sevgilisine küçük bir öpücük kondurdu, ''Hoş geldin.'' 

Louis gülümsedi ve kolunu sevgilisinin beline doladı, ''Hoş buldum. Fakat sen kalkmamalıydın.''

Yemek yerken ikisi de günlerinden bahsetti. Harry'nin öğrencileri onu ve matematiği özlemişlerdi. Matematiği özlediklerinden emin değillerdi fakat Harry'yi kesinlikle özlemişlerdi. Harry'nin bir sınıfı ona bir buket çiçek vermişti ve bu gerçekten ikisininde çok hoşuna gitmişti.

Louis'nin günü az çok yüzünden anlaşılıyordu. Felaket halde yorucuydu. Yeni bir kitap bitirmesi gerekiyordu ve bu kitaptan zor bir sınav olacaktı. Fakat şuan tek düşündüğü şey sevgilisinin sağlığıydı.

'-'-'-'

Günün sonunda ikisi de birlikte oldukları için huzurluydu. Harry, sevgilisinin göğsünde uyuyakaldı. ''Onsuz ne yapardım?'' diye düşünmeden edemiyordu Louis. Gerçek aşksız yaşanır mıydı? Yüzünü izledi ve izledi.. Kesinlikle onsuz asla yapamazdı..


{Hikayedeki Louis; 

{Hikayedeki Louis; 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

}


athazagoraphobia {l.s}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin