one

870 72 14
                                    

İlkbaharın ılık havasının verdiği güzellikle birlikte rahatça dolaşabilecekleri bir yer bulmuşlardı. Burası yemyeşil ağaçlarla ve çimlerle kaplı, gökyüzünün masmavi görünüp bulutlara bakarak benzetme yapabilecekleri harika bir yerdi.

"Burada harika şiirler yazabilirim!" dedi Louis cıvıldayarak. Yeni yerler keşfetmeyi ve keşfettiği yeni yerlerde yeni şeyler yazmayı çok seviyordu. Harry ona bakarak gülümsedi. "Bebeğim, istediğin zaman buraya gelebiliriz." dedi sevgilisini kollarının arasına alıp sıkıca sardı.

Birlikte büyük bir ağacın altına oturdular. Büyük ağacın gölgesi onları güneşin yakıcı sıcağından korurken, Louis'nin başı Harry'nin omzundaydı. "Evimize büyük bir ağaç, bir saksı ve bir kaç farklı çiçek almalıyız." dedi Harry. Louis'nin elini tuttu ve nazikçe öptü. "Bebeğim.." diye kıkırdadı Louis. Harry ve Louis bir apartmanda oturuyorlardı ve büyük bir ağaç almak fazla büyük bir hayaldi. Oturdukları daire geniş, büyük ve lüks bir daireydi. Kendilerine fazla geliyordu fakat her odayı kendi tarzlarına göre dekore etmişlerdi. Yatak odaları ve salonları hariç.

Kafalarını yukarı kaldırıp bulutlara baktılar. ''Bak, şu aynı bir yastık gibi.'' dedi Louis. Harry ise gülerek, ''Hayatım, hepsi yastığa benziyor.'' dedi ve Louis'nin anlını öptü. Tam şuanda keşke zamanı durdurabilselerdi.

''Bugün gençlere sınavlarını okuyacağım için söz verdim. Ama hiç hevesim yok biliyor musun?'' dedi Harry. Louis gözlerini bacağının üstünde ki kitaptan bakışlarını ayırmayarak, ''Aşkım, söz verme konularında ciddiyetini biliyorum fakat eğer istemiyorsan okuma.'' dedi. Harry omzunu silkti. Şuan yalnızca sevgilisiyle beraber bu güzel yerde kafa dinlemek istiyordu. Sevgilisin elini nazikçe kavradı ve öptü. Bunu yapması Louis'nin çok hoşuna gidiyordu. Louis gülümsedi, "Ne his ama, senin yanında kralmışım gibi hissediyorum." dedi. Bu sırada Harry'nin dudaklarına uzun bir öpücük kondurdu. Harry sevgilisine sıkıca sarıldı ve boynuna minik bir öpücük bıraktı. Birbirlerine asla doyamıyorlardı.

"Beni asla terk etmeyeceksin, değil mi Harry?" dedi Louis tedirgin bir şekilde. Bu aralar bu soruyu Harry'ye çok fazla soruyordu ve bu Harry'nin dikkatini çekmişti. "Evet." dedi Harry. Onu bu kadar çok seviyorken nasıl terkedebilirdi ki? Louis onun için her şey demekti. Tüm güzellikler, tüm sanat eserleri, hiç birisi onun için Louis kadar çekici ve güzel değildi.

Louis yeniden Harry'nin elini tuttu. Onun güvenilir ve kendinden emin biri olmasını seviyordu. Ve ona sahip olduğu için çok şanslıydı.

Sahip olduğu bu güzelliği kaybedeceğinden çok korkuyordu. Bu korku onun için ölüm korkusundan bile fazlaydı. Harry'nin yanından ayrılmak bile istemiyordu bu yüzden. O güzel gözlerinin yalnızca ona böyle bakmasını istiyordu. Harry'nin yanına yalnızca kendisini yakıştırıyordu.

Ki zaten öyleydi. Harry ve Louis kendileri için yaratılmış gibiydi.

athazagoraphobia {l.s}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin