dizüstü bilgisayarını alıp kütüphanenin yolunu tutan yoongi, yolda karşılaştığı birkaç kişiye selam vererek sonunda kütüphaneye ulaşmıştı.
kronolojik sırayla aldığını yapışkanlı kağıtları dizdi ve ardından bilgisayarını çıkardı. her yapışkanlı kağıdın şekli aynıydı, sadece renkleri farklıydı. bu yoongi'nin ilk ipucuydu. o yüzden renklerin anlamlarına veya temsil ettiği herhangi bir şeyi bulmaya karar verdi.
her renge bir sürü anlam yüklenmişti. yoongi en başta yapışkanlı kağıtların üzerine o gün çaldığı parçaları yazdı. bunu yaparken bir yandan da mavi renginin özelliklerini okuyordu.
'yalnızlığı, üzüntüyü, depresyonu, bilgeliği, güveni ve sadakati simgeler.' yoongi yazmayı bıraktı ve o gün çaldığı parçanın hüzünlü olduğunu ve yağmur yüzünden depresif olduğunu düşündü.
mavi yapışkanlı kağıdın üzerine, hüzün yazdı.
mora geldiğinde o gün çaldığı şarkının çok popüler bir tango müziği olduğunu hatırladı ve morun alamını okurken tutku kelimesinin üzerinde biraz oyalandı.
mor yapışkanlı kağıdın üzerine, tutku yazdı.
sarı rengi tonlarına göre ayrıldığı için ondan emin olamıyordu ama o gün çaldığı parçayı tamamen neşe içinde ve güzel anıları aklına getirerek çaldığını anımsadı.
sarı yapışkanlı kağıdın üzerine, neşe yazdı.
son kağıdı eline aldığında o da sarı gibi kafasını karıştırdı. bunu da neşenin rengi olduğu söyleniyordu ama yanına ek olarak huzuru, heyecanı ve yeni başlangıçları beraberinde getirdiği yazılmıştı.
turuncu kağıdın üzerine, heyecan ve huzur yazdı.
şimdi tek yapması gereken, renkler ve çaldığı parçaların alakasını çözmek. ve bu kağıtları ona bırakan kişiyi bulmaktı. eh, uzun sürecek gibi de durmuyordu. yoongi zeki biriydi ve evren onun karşısına bir sürü ipucu çıkaracaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
post-it↻yoonmin
Fanfictiongüzel sanatlar üniversitesinde öğrenim gören yoongi; her piyano çalışının ardından, piyanosunun üstüne yapıştırılan renkli yapışkan kağıtların ardındaki gizemi çözmeye çalışır. pianist¡yoongi dancer¡jimin b x b yoongi x jimin