...
Tekrar gözleri karardı ama bu sefer düşmesine izin vermedim. Onu tuttum. Onun Beslenmesi gerek ve kendimi tehlikeye atamam. Onu tekrar kucağıma alıp kendi adama götürdüm. Yatağıma yatırdım ve odamdaki notlarımı aldım. Şuan ne arıyorum diye sorarsanız, kan kadar besleyici ve dindirici bir formül not almıştım. Onu arıyorum. Şuan onu yatıştıracaktır.Buldum. Ama bunun için çok az insan kanına ihtiyacım var. Bunu sanırım yapabilirdim. Mutfaktaki ufak bıçağımı alıp parmağıma ufak bir kesik attım. Akan kanı ufak bir kaseye koydum. Diğer malzemeleri de birbiri ile karıştırdım. Son durumda kan gibi kokuyor ve gözüküyordu. Bu onu yatıştırırdı.
O sırada bir ses duydum. Karşımdaki şeyi görünce dehşete kapıldım. Karşımda beyaz saçlı ve dehşet verici kırmızı gözlü, yüzünün sağ tarafında derince çatlaklar olan bir Ayano duruyordu. Dişleri belli oluyor. Hızlı bir hamle yaptı ve...
Bir anda ağzımda tuhaf bir tat hissettim. Elimi ağzıma götürdüğümde bu kandı. Bunu nasıl yaptı? Ama canımın çok yandığını söylemem gerek. Ama anlamadım. Kan mı içti beni mi öptü? Ona tekrar baktım. Normale dönmüştü. Siyah saçları ve siyah gözleri bana dehşetle bakıyordu. İki elini kendi ağzına götürdü.
B-ben özür d-dilerim!
Senin suçun yok. Bunu anlamalıydım. Kanın seni delirteceğini bilmem gerekirdi.
Onun dışında da özür diledim. Saçın...
Saçıma ne olmuş?
Eline bir ayna aldı ve bana verdi. Saçımda beyazlık var ama bu nasıl? Aynayı bırakıp ona döndüm.
Kötü mü görünüyor?
Bana baktı ve biraz utandı sanırım.
H-hayır. Çok h-hoş gözüküyor. Ama bu normal değil. Bunu sana anlatacağım. Merak etme.
Ne anlatacağını cidden merak ediyorum çünkü ne oldu bu sefer bilmiyorum.
...Noldu? Neden bana öyle bakıyorsun? Ölecek miyim yoksa?
Tanrım? Bana biri bunun şaka olduğunu söylesin lütfen. Neden her güzel olan şeyden sonra benim başıma korkunç bir şey gelmek zorunda ki? Az önce Ayano beni yalandan da olsa öptü diye sevinip havalara uçarken Şimdi ise bana jühiç bir şey söylemiyor. Belki de öleceğimi bana söylemek istemezdi. Sonuçta o bir ölümsüzdü. Belki de ölmenin ne demek olduğunu bile bilmiyordur. Nasıl bir hayatım var lan benim? Bir vampir bir anda hayatıma giriyor. Benden resmen yardım istiyor. Yardım etmek için çaba göstermeye başladığımda yaptığım bir hata yüzünden kızcağızı kan kokusundan deli ettirdim. Her şey benim suçum. Bunu kabul ediyorum.
Duvardan destek alarak yattığım yerden doğruldum ve oturur pozisyona geldim. O sırada anladım ki karnıma kadar inen anlatamayacağım bir acı vardı. İliklerime kadar acıyı hissedebiliyordum. Ağzımdan canı istediğince gelen sıcak kandan bahsetmiyorum bile. Ayano ise bana bakmakla yetiniyordu. Sanki düşünür gibi bakan gözleri onu çok tatlı gösteriyordu. Derin ama içinde bir anlam yatan meraklı gözler. Ona bakıp durduğumu farketmiş olmalı ki bir anda ayağa kalktı. Adımlarını duyabiliyordum. Evin içinde turluyordu. Kapı açıp kapatma sesleri de eksik değildi. Kapıları ne kadar da sert çarptırıyor. Sinirlenmiş olabilir mi?
Ne aradığını sorabilir miyim?
Soruyu sormamla yanımda bir anda belirmesi bir oldu. Bana yaklaşabildiği kadar yakındı. O sırada kızardığımı hissettim. Çünkü kahretsin ki çok güzel kokuyordu.
Bana ne aradığımı sormuştun. Senin için bir ilkyardım çantası arıyorum.
Seni küçük zeki düşünceli vampircik. Benim açık yaram yok ki. Peki, bu kız o çantayla ne yapacak?
Pardon da! Benim açık yaram yok. Sen ne yapacaksın ilkyardım çantasını.
Bana aniden gelen bir sinirle bakış attı. Açıkçası korkmadım demeyeceğim. Hırçın ve bir o kadar şirin bakışları onu asi biri gibi gösteriyordu, ama kendisi sevecen biriydi. (Evet seni az önce ölüme götürdü.) ona çantanın yerini gösterdim. Çantayı özenle açtı ve içinden büyükçe bir şırıngayı eline aldı. Şu an korkmaya başladım. Ne yapmaya çalışıyor bu? Umarım düşündüğüm şeyi yapmaya kalkışmaz. Şırınganın iğnesini taktı ve bana döndü. Söyledikleri dehşet vericiydi.
Üzgünüm, canını çok yakacak ama hepsi senin için. İyi geceler, Budo-kun.
Sözlerinden sonra şırıngayı karnıma sapladı. Acı ile bağırmıştım. Ama en kötü tarafı da artık hissedemiyordum. Kahretsin ki hiç bir şey hissedemiyordum. Hayatıma bir vampir girdi ve şu anda hayatımda ilk defa en sevdiğim şey tarafından acı ile katledilmek üzereyim.
Aradan çok vakit geçmeden üzerimde hissettiğim ağırlık ve karnımda hissettiğim hafif bir sancıyla ağır bir hareketle gözlerimi açtım. Bulanık görüyordum. Bu yüzden gözlerimi ovuşturdum. Kalkmaya çalıştığımda engellendiğimi farkettim. Ayano, beni engelliyordu. Hafif baygın olduğunu düşünüyorum. Elimi saçlarıma götürdüm. Biraz karıştırınca elime gelen hafif grileşmiş saçlarımı farkettim. Burada bir yerde ayna olacaktı? Bulup elime aldım ve baktım. Saçlarım tamamen açılmıştı. Siyahtan griye dönmüştü. Ayano'nun nefes alış verişi son derece düzensizdi.
Etrafta çok fazla sırınga parçası vardı. Tahminimce 5-6 tane. Gözlerim hala bulanık olduğu için seçmek zor oluyordu. İçlerinde ne olduğu belli olmayan tuhaf sıvımsı bir madde vardı. Sanki hareket ediyor, yeşil renkli ama cansız. Yani bildiğim hiç bir canlıya benzemiyor. Çok tuhaf bir şey. Bu da beni ürkütüyordu. Ayano'ya baktığımda hareketsiz gibi duruyordu. Ölmüş olabileceği olasılığını aklıma getirmek istemiyordum. Nefes aldığını hissedince rahatlamıştım. Ama sanki bir şeyden dolayı acı çekiyor gibiydi. Onu kendimden ayırıp sessizce yere yatırmaya çalıştım. Ama anında gözlerini açtı.
Ayano, bana ne oldu ve neden sanki seni bir şey kovalamış da yorulmuşsun gibi soluk soluğasın?
Bunu sorduktan sonra nefes alış verişini düzenlemeye çalıştı. İlk baktığımda aç olabileceğini düşünmüştüm. Ama gözleri az önceki gibi kırmızı değildi. Köpek dişlerini de saklıyordu. Bana bir kaç şey söyledi.
Her şeyi anlatacağım. Ama korkmak yok anladın mı?
Onu onayladım. Acaba ne diyecek?
Bölümğ bitirdiğim yer için mutluyum, sizleri seviyorum :+
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI VAHŞET (Ayando)
VampirosVampir dünyasının ve İnsan dünyasının arası hep savaş mı olacak? Bununcevabı EVET.