kalbi ağır ağır çarpmasına rağmen , damarlarında akan kanın deliler gibi derisinde yankılanışını dinliyordu. bir müddettir. bir müddettir sağ baş ucunda ara ara alnının okşandığını hissediyordu. gözlerini bir kere olsun aralamadan kokusundan, varlığından hissettiği arkadaşı olduğunu biliyordu. yıllarca hastalığına (artık hastalık olduğunu kabullenmişti ) onunla birlikte göğüs geren ikinci kişiydi hayatında. vefanın vücut bulmuş hali. onunla ne zaman tanıştığını hatırlayamıyordu, ki bu çok doğal bir durumdu , bebeklikleri yan yana geçmişti. anne ve babasını kaybettiğinden bu yana ailelerinin üçüncü ferdi olmuştu. odaları ayıran şeyse kriz nöbetlerinin sebebinin anlaşıldığı zamana denk geliyor. konuştuğu anlaşıldığı zamana . nitekim söylediği şeyin dehşet saçması içten bile değildi. arkadaşlıkları aynı seyirde devam etmiyordu belki , fakat ikisinin de hissettiği gelecekle ilgili o tuhaf endişelerinin ortak oluşu. her cuma okul çıkışında eve birlikte yürünürdü, karşılarına çıkan her onuncu banka oturur beş dakika mola verilir böylece aralarında konuşulması muhtemelen unutulmuş , gözden kaçmış ayrıntılar tartışılırdı. o cuma akşamüstü oturulan ikinci durakta gök yüzüne bakarak söylediği cümle hayatlarının nereye varacağına dair bir ip ucu muydu . yoksa , ağızdan öylesine çıkıvermiş, öylesine basit ve takınılmayacak bir zırva mıydı ?
- ikimiz . bu dünyaya ait değiliz. demişti usul bir fısıltıyla. alıp götürmek istercesine, oradan kurtulmak istercesine, kaçırmak istercesineydi sanki.
saniyenin onda biri olamayacak kadar kısa bir zaman dilimi göz göze geldiler. aynı anda
- belki de.
aynı kokuyu almak rahatlatıyor. avokado çilek kokularının yüzde 42 oranında karıştırıldığı esanslı bir vücut şampuanıyla yıkanır, aynı serinin tüm ürünlerini hemen her kişisel bakım malzemesinde kullanırdı. göz ucuyla sağ yukarı bakar gibi oldu.
- ah. ne aptallık.
alışamadığı yegane şey.
annesinin sol yanındaki kahverengi koltukta oturduğunu da biliyordu. odada nefes alıp veren iki kişinin daha olduğunu nasıl mı biliyordu. havaya bulaşmış garip kokuların kime ve hangi duyguya ait olduğunu nerden mi biliyordu. elbette bir fikri yoktu. ancak olduğu gibi kabullenmişti. bir hediyeyi sorgulamadan sevmek gibi düşünün. evet işte bu.
- anne ağlamayı kes artık , sen tepemde bana acıyıp durma beni bırakmayacağını hepimiz biliyoruz. kapının ordaki siz , bay ve bayan. gereksiz merak duygunuzdan kurtulun ben gayet iyiyim. ve bayan fırını açık unuttuğunuz doğru , aklınızdan geçenlerle havadaki hafif yanık kokusunu birleştirince . fırını açık unuttunuz gidin de kapatın.
odada ince , şaşkın bir sessizlik . annesi ne olduğunu anlamaya çalışır gibi arkadaşına baktı . yüzündeki gururlu gülümseyiş de neydi. haklıydım der gibi .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
değişim
Fantasygöller ülkesinin yüzyıllardır beklenen değişim anahtarı sen olabilirsin.