Selam...Ben Masal adımı annem koymuş.Ne yazık ki onu tanıma fırsatım hiç olmadı.Beni doğururken melek olmuş.17 yaşındayım babamla yaşıyorum.Babamla çok iyi anlaşıyoruz.Baba kız gibi değilde daha çok arkadaş gibiyiz.Ben ona herşeyimi anlatırım.Sevgililerimi aramızda geçenleri herşeyi.Oda bana baba yerine arkadaşça cevap verir.O benim en iyi dostum.Yaşına göre oldukça genç gözükür.Hafif uzun saçı var ve henüz beyazlamadı.Sakallarını her sabah traş eder.Zengin olmamıza rağmen ufak bir evimiz var.2 oda bir salon.Fazlasına gerek yokt zaten.Salonumuz oldukça renklidir.L şeklinde bir koltuğumuz birde baba kız koltuklarımız var.L şeklindeki koltuk bordo renginde üzerinde renga renk yastıklar.Duvarda tablolar ve resimlerimiz var.Duvarın yarısı mavi yarısı kırmızı evet çok karışık biliyorum ama karar veremedik bizde iki renge boyadık hayatı seviyoruz.Evin nerdeyse her yerinde bitkiler var.Bir sürü çiçek.Benim odam daha karışık tabi.Henüz toplamaya zaman bulamadım.En azından babam derli toplu bir insan da evde kaybolmuyoruz.Sabah babamın sesiyle uyandım.
"Hadi ama geç kalıcaksın yine"
"Saat kaç?"
"8 buçuk oldu"
"Olamaaazzz"
Yatağımdan hemen çıktım.İlk iş banyoya koştum.Yüzümü yıkayıp kendime geldim.Odama gidip pijamalarımdan kurtuldum.Okul formamı üzerime geçirdikten sonra çantamı hazırladım.Saçlarımı tarayıp mutfağa gittiğimde sevgili babamı kahvaltı hazırlarken buldum.Kafasını bana çevirip saati işaret ettiğinde gözlerim kocaman olmuştu.
"Ama yapma yaa yine mi?"
"Sana da günaydın uykucu hadi kahvaltını yap"
Uykucu mu?Hem hani ben geç kalıyodum?Saat daha 7:30 geç falan kalmıyorum.Ama ben böyle babaya kızamam ki.Sabahın köründe uyanıp bana kahvaltı hazırlamış.Annemin yokluğunu hissetirmemeye çalışıyo ve çok başarılı.Gözlerimi devirip gülümsedim.
"Günaydın babacım da beni böyle uyandırma"
"Peki prensesimiz nasıl uyandırılmak isterler?"
"Hmm mesela gel yanağımdan öp uyandır.Saçlarımı okşayarak uyandır bak bir sürü seçenek var"
"Peki prensesimiz yatağa kahvaltı da isterler mi?"
"Olabilir bu da bir seçenek tabi"
"hadi çok konuşma da kahvaltını yap yoksa gerçekten geç kalıcaksın"
"Peki kralım emredersiniz"
Bana gülümseyip tabağıma omlet koydu.Meyve suyumu doldurup karşıma oturdu.Hızlıca kahvaltımı yapıp masadan kalktım.Tabiki tabağımı falan topladım vicdansız değilim.Herşeyi babama yaptırmıyorum.Kapının önüne gidip ayakkabılarımı giydim.Babam beni yolcu etmek için kapının önüne kadar geldi.Yanağından kocam bir öpücük aldım.
"Geç kalmam merak etme belki çıkışta arkadaşlarla biraz takılırız.Ve seni çok seviyorum"
"Ben seni prenses.Telefonun açık olsun aradığımda ulaşıcam sana."
"Emredersiniz kralım"
Babama el salladıktan sonra bahçeden çıktım.Bu arada evimiz bahçeli tek katlı şirin bir yer.Çok güzel bir sokağımız var.Kaldırımların kenarları çiçeklerle kaplı.Kısa çit görevi gören duvarlarda manzara resimleri var.Her sabah sokağa çıktığımda bu manzarayı görünce hep gülümserim.Neyseki okul fazla uzak diğil.En fazla 15 dk yürüyorum.Okulun girişine geldiğimde arkamdan peri seslendi.
"Heey prenses bekle beni"
Arkadaşlarım babam dahil bana hep prenses derlerdi.Nedenini bende bilmiyorum.Arkama dönüp periye baktım.