Vincent'in babası 1885'te öldü. Kardeşi Theo'nun isteğiyle bir yıl sonra Paris'e taşındı. Theo, kelimenin tam anlamıyla kardeşine bakmayı görev edinmişti. Özellikle resim ile ilgili desteği sonsuzdu.
Hazırlanmış bunca zeminden sonra Vincent üzerine düşeni yaptı ve ressam Cormon'un atölyesine kayıt oldu. Burası onun için yeni bir başlangıçtı. Özellikle empresyonist ressamlarla tanışma fırsatı buldu. Toulouse – Lautrec, Pissarro, Signac, Seurat ve Gauguin ile de tanışmıştı. Hepsinden ayrı etkileniyordu.
Bir dönem de Pointillist tekniğini benimsedi. Resimlerinde bir dönem bu tekniğin etkileri görüldü. Paris'te yaşadığı bir yıl içinde 200'den fazla resim yapmıştı.
1888'de Lautrec'in fikriyle Güney Fransa'da Arles kasabasına gitti. Daima güneşli ve sıcak olan bu kasabada Akdeniz'in rengi Vincent'i büyülemişti. Gaugin de gelip ona misafir oldu.
Hayat belki de Vincent için Paris'ten sonra başlamıştı.