Bu sabah erken kalktık çünkü dün gece kızlarla parti vermeye karar verdik.daha dün bir bugün iki ama biz partilere başladık bile.Annem duysa öldürür beni.Amaa duyamaazzz hehehee.Saat 20 de parti yapacağımıza dair arkadaşlarımıza mesaj attık.Evimiz büyük değil ama her mesaj attığımızda gelmez zaten.Birazdan bora yardıma gelecek betülle melis yiyecek içecek ve süs almaya gitti bende evi topluyorum.En kazık işi bana bıraktılar ama buradan markete kadar da gitmeye üşeniyorum doğrusu.Kapı çalıyor bora geldi galiba.Hızlıca kapıya koşup kapıyı açtım.Evet gelen bora.
"Hoş geldin girsene içeri."
"Hoş bulduk."
İçeri geçtik.Koltuğu işaret ederek tam otursana diyecektim ki ,bora buzdolabının önüne ışınlandı.Dolabı açıp " Çok açım insan bir kahvaltı hazırlar kız olacak bir de!"
"Evinde yeseydin.Kahvaltı yapmaya mı geldin ? Bende beni düşünüp yardıma geldin sandım"
iki elini açarak
"Eee her şeyin bir bedeli vardır" dedi.
Alt dudağımı büzerek somurtunca "Şaka şaka yardıma geldim tabi." bir yandan da dolaptan çıkardığı salamı ısırdı "Ama bu biricik arkadaşına da bir kahvaltı hazırlarsın herhalde"dedi.
"Hiç inanmadım ama hadi neyse.Sana bir omlet yapayım."
O sırada bora dolaptan çıkardığı kahvaltılıkları alıp çoktan masaya oturmuştu.Bir yandan yiyor bir yandan da"Yani aslında tanırsın beni böyle bedavacı değilimdir ama sana iş bırakmayayım diye kahvaltı bile yapmadım düşün yani o derece."
"hı hı bilirim bilirim hiç bedavacı değilsin."
Boraya iki büyük omlet yaptım.Tabağına koyup karşısında ki sandaliyeyi çekip oturdum.Bora yemeğe o kadar daklanmışki beni fark etmedi bile.
"Bora?"Sesleniyorum ama duymuyor yada duymazlıktan geliyor."Bora? "
"BORAAA!" Sonunda kafasını kaldırıp "Ne bağırıyorsun ya sağırmıyım ben.Ne var?"
"Diyorum ki az yavaş ye boğulacaksın."
Bu çocuk nasıl bu kadar çok yiyip hem de çok fit kalabiliyor baklavalarını saymıyorum bile.
"Bana bir şey olmaz.Olursada yemekten olsun"
"Eşeğin ölümü arpadan olsun diyorsun yani"
"Çok naziksin durucuğum bana eşeği mi layık gördün?"
"Valla boracığım naziklik konusunda eline su dökemem sen o konuda başlı başına bir ekolsün zaten."
"Ne yani sence ben kaba mıyım?"
"Öyle de diyebiliriz."
"İstersem pekala da nazik olabilirim."
Şunun azıcık damarına basarsam bu gün bütün işleri ona yaptırırım.Ne var yani davranışları normal değil hem birazcık hak etti."Hı hı tabi."
"İnanmıyor musun sen şimdi?"
"İnansam ne değişecek."
"İyi.Peki ben sana nazikliği gösteriyim de gör sen" dedi ve masadan tabakları kaldırmaya başladı.kahvaltılıkları buzdolabına koydu.Ama bunları yaparken sinirli görünmüyordu tam tersine çok centilmen bir hali vardı.Yine gaza geldi şapşal.Bu taktik borada her zaman işe yarar zaten.Bulaşıklarıda yıkadıktan sonra evi bir güzel süpürdü bende bu arada televizyonu açıp koltukta uzanarak kahvaltı haberleri izliyordum.O arada kızlar geldi.Bir sürü şey almışlar.Ben mutfak malzemelerini alıp mutfağa girdim.Onlarda süsleri asmaya başladılar.Poşetleri boşaltıp biraları, kolaları ve kokteyl çerezleri dolaba koydum.Bir de baktım ki en sevdiğim framboğazlı pastadan da almışlar.Hemen onuda dolaba koydum.İçeriye geçtim.Salondaki koltukları alıp melisin odasına zar zor üst üste tıkıştırdık zaten öğrenci evi olduğu için mobilyalarımız yeni değildi hepimiz kullanmadıklarımızı getirmiştik.Sadece 2 tekli koltuğu ve birde küçük uzun koltuğu salonda bıraktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pencere Önü Menekşeleri
Ficção Adolescente" Hiç bir neden yokken yada biz bilmezken tepemiz atmış konuşmuşuzdur.Onca neden varken ve tam sırası gelmişken hiç bir şey yapmamış susmuşuzdur. Aynı anda aynı sessiz geceye doğru içim sıkılıyor demişizdir.Aynı sabaha uyanırken kim bilir aynı düşü...