"Bir saniye... Ne?"
Gözlerimin içine telaşla bakan kardeşim Hanchul ,bana üzücü bakışlarını yolladı. En yakın arkadaşlarımdan biri olan Nakamoto Yuta,Hei'nin -Hanchul'e benim takdığım ad- ilk ve son aşkıydı. Hei bir süre önce Yuta'ya mesaj atmıştı ve bir cevap alamamıştı. Bu onu yeterince üzüyordu. Birde üstüne üstlük bugün sevdiği çocuğun başka bir kızla yattığını öğrenmişti. Arka sırada oturan Yuta,hiçbirşeyden habersiz test çözüyordu. Hei birden koşarak sınıftan çıktı. Bende onun arkasından koştum.
"Hei! Dur!"
"Y-ya Yoona o bunu nasıl yapabilir? Söyle bana! Ha! Söylesene! Onu bu kadar çok sevmişken,Japon balığım diye benimsemişken hemde ona mes-"
"HEİ! Sana onu hayatının merkezi yap diyen ben değildim! O çocuk kötü. Arkadaşım ama onu iyi diye savunamam. Hem şu zamana kadar dediğim hiçbirşeyi yapmadın,dinlemedin. Ya sonuç? Ben haklıyım. Öyle değil mi?"
Hei sinirden yere çöktü. Ben ise sadece fazla aptal olduğunu düşünüyordum.
~~~
Çantamı alıp,saçlarını oynayan kardeşimin kolundan tuttum. Sınıftan çıkarken Yuta koşarak yanımıza geldi. Hei,ona büyülenmiş gibi bakarken ben sadece Yuta'yı dövmek istiyordum.
"Ya Yoona. Neden benimle konuşmuyorsun?"
"Yuta. Şuan hiç havamda değilim. Hatta bugün yatağın ters tarafından kalktım,o yüzden seni SEBEPSİZ yere dövebilirim."
"Yoon? Ne oldu ya?"
Kafamı Yuta'ya çevirdim. Ve dik dik bakmaya başladım. Hei,utangaçtı. Arkamızdan geliyordu. Püff cidden ama. Kardeşimi benden iyi kim tanıyabilir ki? Aklı sıra utangaçım diye arkadan geliyor ki o fırsatta da Yuta'nın Japon kıçını dikizliyor ve hergün bana onun koca kıçını anlatıyor.
Yuta'ya dik dik bakmaya devam ederken birden Yuta yanağımı öptü. İşte Hei beni şimdi öldürecek.
"Ya sen ne tatlısın ya! O boyuyla kalkmış birde bana bakıyor."
"YA NAKAMOTO! KENDİNE GEL,İYİCE OROSPU OLDUN! KAŞARİSTANLI'MISIN KOÇUM?"
Yuta bu dediğime gülerek;
"Dostça öpemeyecekmiyiz ya?" dedi. Sonra el sallayıp gitti.
"Hei?"
"Neyse Yoona... Yürü."
~~~
"Hei~ Bana kızgın mısın?"
"Hayır." dedi yemeğini büyük bir dikkatle yiyen Hanchul.
"Yavaş ye kız. Boğulacaksın."
"Ne güzel işte,boğulurum."
"ŞOK ŞOK ŞOK DÜDÜKLÜ MAKARNA İLE BOĞULDU!"
"DÜDÜK NE AMK KELİ?"
Birden aklıma birşey dank etti.
"Hım saat daha 12.06..." Pis pis sırıttım.
"Alo Yuta?"
"Aa şey diyecektim acaba birlikte birşeyler yermiyiz?"
"Tamam,hızlı gel ama."
Ve birden masanın üzerinden birşey uçtu.
Hei'mi o?
HeiBek?
~~~
Herkes yerine oturdu. Dersin başlamasına sadece 1 dakika kalmıştı. Kapı açıldı ve yırtık kot pantolonlu, krem renkli tişörtü olan,genç biri içeri girdi. Elinde matematik kitapları,cebinde ise yüzümden büyük telefonu vardı. Bende işsiz gibi telefona aşık olmuştum. Herkes onun nöbetçi öğrenci olduğunu düşünmüştü bende dahil. Kitaplarını masaya koydu ve telefonunu cebinden çıkardı. Sınıf sessizleşene kadar ayakta durdu. En sonunda hiçbir ses duyulmayınca Mardin Münih hattı gibi damarlı olan ellerini saçlarını karıştırmak için kullandı. Ciddi bir şekilde konuşmaya başladı.
"Evet gençler,ben sizin yeni matematik ve rehber öğretmeniniz Jeon Jungkook. Bundan sonra Yesung öğretmenin yerini ben alıyorum. Matematik ve rehberlik derslerini beraber işleyeceğiz. Aramızda bir sıkıntı olmasın. Çıkıntıları sevmem."
"Neden hocam? Çıkıntılara fobiniz mi var." dedi gevşek ağızlı bir çocuk. Tüm dikkatim dağıldı ya. Ne güzel telefona yavşıyordum ben...
"Fobim sadece beyinsiz olanlara. Şunu öğrenmeni isterim ki artık sana karşı çok fobiliyim."
Ve sınıf duman altı.
"Sınıfınızın başkanı?"
"Buyrun öğretmenim?"
"Ben yokken sınıftan sen sorumlusun. İsmin?"
"Huang Yoona öğretmenim."
"Peki,oturabilirsin. Şimdi yoklamayı alacağım sessiz olun."
Koltuğuna oturdu ve birşeyleri imzalamaya başladı. Bende fark ettim de her kafadan farklı bir ses çıkıyor.
"Of çok tatlı?"
"Yakışıklılığa bak be."
"Bazenleri sadece damarda akan kan olmak istersin."
"Vallahi işedim."
Ben ise;
"Hey maşallah! Telefona bak be!"
(Huang Yoona:Çin,Kore)
(Huang Hei. Huang Hancul: Kore) Atesperisi01❤
(Nakamoto Yuta:Japonya)
~~~
Beğendiniz mi?
İlk bölümler...Beni öldiriyır vallahi.
Kardeşimin sayfasınıda takip edin! Atesperisi01
Neyse umarım eğlenmişsizindir.
Alırım bi OY YORUM ikilisi✋
👊629 kelime👊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
❝The Teacher❞ JJK
Fanfiction"Sen benim sadece öğrencimsin." "Biliyorum öğretmenim. Ama bu canımın acımasını engelleyemez." Arkamı döndüm ve göz yaşlarımı serbest bırakarak bahçeye doğru koştum. Ne demek öğrencimsin? Hemde ben sana sırılsıklam aşıkken.