-5- Orman Evi

1.5K 43 2
                                    

Keyifli okumalar. ;)

"Vay canına Jace burada ne işin var?"

"Seni almaya geldim."

diyerek kollarını açtı. Koşarak sarıldım. Jace'i uzun zamandır görmüyordum. Kollarından ayrılırken konuştum.

"Ahh tanrım nereye gidiyoruz?" 

tam kapıyı kapatıp dışarı çıkacakken Jace kapıyı geri itti.

"Bu halde mi? Hiç sanmıyorum. Git şık birseyler giy."

"Neden?"

"Clary bu halde yemeğe gidemezsin."

Gözlerimi devirdim.

"İyi tamam ama beklemen gerekebilir."

"Sen hala burada mısın?"

Arkamı döndüm ve merdivenlere yöneldim. Odama girip üzerimi çıkardım. Dolabımdan siyah, dar, dizimin bir karış üzerinde biten bir elbise çıkardım. Üzerime geçirip makyaj masasına oturdum. Daha önce yapmış olduğum hafif makyajı sildim.Gözüme siyah hafif makyaj yapıp kırmızı bir ruj sürdüm. Saçımı da düzeltip çantamı da aldıktan sonra hazırdım. Hiç vakit kaybetmeden aşağıya indim Jace ve Sofia sohbete dalmışlardı.

"Ben hazırım." diyince ikisi de bana döndü. Jace koltuktan kalkıp yanıma geldi.Ukalaca gülümsedi.

"Bekletmene deymiş.Gidelim mi güzel bayan?"  Koluna girmem için kolunu kaldırdı. Koluna girip gülümsedim.

"Gidelim." Askıdan siyah deri ceketimi aldım. Siyah topuklularımı da ayağıma geçirdim.

Kapıdan çıkarken Sofia sıcak gülümsemesiyle

"İyi eğlenceler." dedi. 

"Size de." dedim Jace ile arabaya yürürken. Az ileride Zayn'in arabasını gördüm fakat kendisi yoktu. Jace benden hızlı davranarak kapımı açtı. Kendisi de sürücü koltuğuna yerleştikten sonra yola çıktık. Bu akşam gerçekten heyecanlıydım. Zayn böyle sürprizleri pek yapmaz. Aslında yapar ama nadir diyebiliriz. Herneyse. 

-------------------------------------------------------------------

Jace uygun bir park yeri ararken ben arabadan inmiş onu bekliyordum.Zayn'i daha görmemiştim. Park yeri restoranın arkasında kalıyordu.Park yerinin arkasını da derin bir orman kaplıyordu.Restoran sehir manzaralıydı.Yani tüm şehir ayaklarınızın altında denebilir. Burası çok büyük, görkemli bir restoran değildi. Daha küçük -çok da küçük değil- ve daha az resmi olan bir yere  benziyordu.Bir anlık esen rüzgarla elimdeki deri ceketimi giydim. Hava soğumaya başlamıştı. Hala Jace'i beklerken tam önüme bir araba yanaştı. Siyah bir arabaydı. Camları da öyle. Arka kapı açıldı. Bir iki adım geriledim.Arabadan Austin inince rahatladım. 

"Austin burada ne işin v-" dememe kalmadan ağzıma bir peçete götürdü. Çığlık atmaya çalıştım. Gözlerim kararırken duyduğum en son ses Jace'in bağırışlarıydı...

-----------------------------------------------------------------

Gözlerimi araladığımda ilk gördüğüm şey boş bir odaydı. Bir sandalyede oturuyordum. Ellerim ve ayaklarım sandalyeye bağlıydı. Ne kadar çabalasam da ipten kurtulamıyordum. Bayağı sıkı bağlamışlar. Etrafıma bir kez daha bakındığımda arka çarprazımda bir pencere gördüm. Hafif aralıktı. Bir anda gözlerim pencerenin altına kaydı.Gördüğüm şeyle içimi bir korku kapladı. Gözlerim doldu. Hiç beklemeden çığlık atmaya başladım. Oraya bakamıyordum. Defalarca çığlık atıyordum. Yardım istiyordum. Ağlıyordum fakat hiçbir ses yoktu. Sabah olmak üzereydi. Güneş yavaş yavaş yüzünü gösteriyordu. Ama bu lanet olası evde kimse yoktu. Birkaç dakika daha iplerden kurtulmaya çabaladım ve yardım cığlıklarımı duyurmaya...Ama hiçbir ses yoktu ve ben odada onunlaydım.Bakamıyordum bile. Yorulmuştum.Başım omuzuma düştü ve daha fazla dayanamayıp gözlerimi kapadım.

Sadist AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin