1. BÖLÜM:Ölüm Sessizliği

94 8 5
                                    



03.02.2018

Umut mu öldürür insanı yoksa sadece yaralamakla mı kalır? Korkularımız mı bizim gardiyanımızdır yoksa sadece ıstırap çektirmek için mi içimizi kemiriyor?

Peki acılarımız? Yoksa onlarda bizi içten içe delirtmekle mi mükellef? Kafamızın içindeki soru işaretlerinin çengelleri tam kalbimizin orta yerine saplandığında bir el onu döndürerek iyice sapladı.

Kanattı... Hiç durmadan çevirerek kanattı... Neden? Bunu hak edecek ne yapmıştık? Ben söyliyim sadece...



Sen hazırla..." cümlesini tamamlayamadan odama girip halimi gören Mira gözlerini devirip yarım kalan cümlesine devam etti. "Tabiki hazırlanmadın. Geç kalıcaz ama artık" diye isyan edercesine konuştuğunda bende eş zamanlı olarak gözlerimi devirdim ve bu halimi görmüş olacak ki " Bana göz devirmeyi bırakta artık hazırlan cidden geç kalıcaz " demesiyle isyan bayrağını çekmiş oldum.

"Tamam, hazırlanıcam" diye mırıldanınca zafer kazanmış edasıyla gülümseyip ardından ciddi haline dönüp " o deftere sakın geri döneyim deme bozuşuruz " cümlesinin bitmesiyle kendimi gözlerimi devirmemek adına dizginlemeye çalıştım.

Ellerimi havaya adeta teslim olurcasına kaldırıp tekrardan "Tamam hazırlanıcam" dedim. Mira tekrardan o gülüşünü sergileyip odamdan çıkmak üzere kapıya yöneldi. Kapıyı açıp tam çıkacakken vücudunu bana döndürüp sağ elindeki işaret ve orta parmağını ayırıp gözlerinin hizasına getirdi. Önce kendi gözlerini ardından benimkileri işaret edip odamdan çıkınca bu sefer kendime engel olamayıp gözlerimi devirdim.

Önüme dönüp günlüğümün kapağını kapattım ve kalemimi üzerine bırakıp odamdaki banyoya yöneldim.

Aynada ki yansımamı görünce ister istemez biraz tedirgin oldum. Yüzüm çok... Solgundu. Resmen yüzümde kana dair bir belirti yoktu vampire benziyordum. Ya da zombiye. Her neyse ne diyorum ben?

Yansımama daha fazla bakmadan üzerimdeki kıyafetleri çıkartıp kirli sepetine attım. Ve hemen duşun içine girip kendimi soğuk suyun kollarına doğru bıraktım.


Su vücudumu tavaf ederken sanki ruhumdaki bütün kirlerden beni arındırıyordu. Ruhumdaki kirler...  


Asla temizlenmeyecek olan kirler...

Düşüncelerimin girdabından hemen kurtulup kısa bir duş aldım ve hemen bornozuma sarıldım. Saçlarımı da bir havluyla sarıp banyodan çıktım. Odama geçip masamın üzerindeki telefondan saatte baktım "17:14" olduğunu görünce "cidden geç kalıyormuşuz" diye kendi kendime mırıldandım ve daha fazla oyalanmamak adına dolabımın karşısına geçtim. Dolabımda içim gibi simsiyah ve kapkaranlıktı. Galiba bu yüzden siyahı tercih ediyordum. Ruhumu yansıttığı için...Ama bugün biraz değişiklik yapabilirdim.

Hemen dolabımdan siyah yırtık bir pantolonumu, bordo boğazlı kazağımı ve siyah deri ceketimi aldım. Bunları yatağıma bırakıp çekmeceme yöneldim ve siyah iç çamaşırlarımı aldım. Seçtiğim bütün kıyafetleri üzerime geçirdim ve aynadan nasıl göründüğüme baktım. Fena sayılmazdım. Herhalde... Makyaj masamın önüne oturup aynaya baka baka saçlarımı yavaşça taradım. Ve son olarak tarama işlemim bittince havluyla nemini alıp yüzümün biraz renkli görünmesi adına makyaj yapmaya karar verdim.

FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin