Okulun ilk haftası -çok şükür- bitmişti. Haftasonu hiçbir şey yapmamayı planlarken kendimi Maya'ya kütüphanede buluşma sözü verirken bulmuştum. Bizim oturduğumuz mahalleye çok yakında kocaman bir kütüphane vardı,şanslıydık. Maya bu durumdan çok daha mutluydu çünkü -iki günde anladığım kadarıyla- tam bir kitap kurduydu. Onunla okulda geçirdiğim iki günde anladım ki benim kitaplarla alakam bile yokmuş. Onunla vakit geçirmek güzeldi fakat eskiden hep beraber takıldığım arkadaş(!) grubumu rahatsız etmişti. Onlarla artık hiç takılmadığımı söylediler. Evet,onlarla takılmıyordum çünkü gerçek arkadaşlara ihtiyacım vardı.Üzgünüm,üzgün değilim.
Cumartesi olmuştu,saat 8'de kalkmış,kahvaltımı yapmış ve hazırlanmaya başlamıştım. Öğlen 2'de kütüphanede olmam gerekiyordu.
Hazırlanırken bayağı özenmiştim. Maya'ya -nedense- güzel görünmeye çalışıyordum. Ya da onun yanında sönük kalmamaya. Ne gerek vardı ki? Alt tarafı kütüphanede biraz ders çalışacaktık.
Saat ikiye çeyrek vardı. Evden çıktım ve Maya'yı almak için Maya'ların evlerine doğru yürümeye başladım. Evlerimizin arasında bir kaç tane dükkan ve apartman vardı sadece. Doğru eve geldiğimi umarak kapılarını çaldım. Kapıyı bakımlı,orta yaşlı bir kadın açtı.
-Merhaba,ben Maya'nın arkadaşıyım. Beraber kütüphaneye gidecektik de...
-Heh,sen Miray olmalısın.
-Evet,siz de Miray'ın ablası falansınız herhalde.
Gülerek;
-Hayır,annesiyim.
-Öyle mi? Çok genç görünüyorsunuz.
-Ciddi misin?Ben yaşlandığım için telaşlanmaya başlamıştım.
-Ciddiyim,çok genç görünüyorsunuz.
-Teşekkürler,ben Maya'yı çağırayım.
Beklemeye başladım.
Yaklaşık iki dakika sonra,Maya güzel görüntüsüyle yanıma geldi. Bol bir kot,tişört ve kırmızı converse giymişti. Ben onu süzerken o,"Haydi gidelim" diyerek önüme koyuldu.Kütüphaneye geldiğimizde,günlerden cuma olmasına rağmen çok az kişi, dolayısıyla bir sürü boş masa vardı. Şanslıydık. Boş masalardan birine geçtik ve defterlerimizi çıkarmaya başladık. Maya, "Okulun ilk haftası daha yeni bitti,ne çalışağız?" deyip güldü. Ders çalışmak bahaneydi. Beraber vakit geçirmek istiyorduk.
-Cidden buraya ders çalışmak için mi geldik sence?
-Ya ne yapacağız ki?
-Sohbet edeceğiz,güleceğiz,eğleneceğiz.
-Vay,bunları yapmak için en uygun yeri seçmişiz desene;kütüphane.
-Bak en güzel kısmı ne biliyor musun?
-Ne?
-Kütüphaneden kovulmak.
-Ah,güzel plan.Dediğimiz gibi yapmıştık,sohbet etmiş,kütüphaneyi kahkahalarımızla doldurmuş ve eğlenmiştik. En sonunda da ihtarlara kulak asmayıp kütüphaneden kovulmuştuk.
Okulun ilk günleri uğradığım hüsrandan sonra mükemmel bir haftasonu geçirmiştim.