Bugün Ye Ran lisesinde her zamanki normal günlerdendi. Tam şu anda tüm öğrenciler sınıf öğretmenleriyle birlikte sınıftalar. Okul bahçesinde üç yakışıklı korumanın sakince bir ağacın altında oturduklarını görebilirsiniz. Özellikle yaptıkları bir şey yok. Sadece bu huzurlu ve güneşli günün tadını çıkartıyorlar. Organizasyon ne zaman saldırsa hazır olmaları gereken onlar için, böyle günler bir hediye. Huzurlu bir sessizlik içinde orada oturuyorlardı, ta ki...
"Çocuklar"
"Hımm?"
"Bence patron ve Bay Raizel birbirlerine aşık".............................
Yukarıdaki sevgili Tanrım, her neredeysen, bu sefer bunu haketmek için ne yaptık?Aniden, günleri artık huzurlu hissettirmemeye başladı. M21 bir fırtınanın geldiğini hissetti.
"Tao Organizasyon'un adı aşkına bu fikre nereden kapıldın?"
"Eğer ölmek istiyorsan, lütfen git ve yalnız öl." (Bu iyiydi, M21)
"Hadi ama, bunu farketmediyseniz kalın kafalısınız demektir."
Dürüst olmak gerekirse, zaten farkedebilmek istemiyorlardı."Cıkcıkcık, sizler gerçekten umutsuz vakasınız. Bakın, zihinlerinin birbirine bağlı olduğunu biliyorsunuz değil mi? Bundan başka kanıta ihtiyacınız var mı?"
"Bu birbirlerine bağlı olduklarından değil miydi? Bay Raizel'in patronla bir anlaşması ya da ona benzer bir şeyi olduğunu duymuştum."
"Bizim de onların gücünden parçalarımız var ama zihinlerimiz onlara bağlı değil."
Giderek artan kıvranmalarına rağmen, Tao bir konuda haklı. Bay Raizel onlara yaşam gücünden ve Patron da onlara kendi gücünden verdi. Ama zihinleri birbirlerine bağlı değil.
"Gördünüz mü? Ben haklıyım."
"Sana yalvarıyorum Takio, lütfen bu deliliği durdur." Takio durdurmak istemiyor değil. Ama nasıl..?
Bir umut ışığı aniden ikisine doğru gelir.
"Vay vay, ne hakkında konuşuyorsunuz? Katılabilir miyim?"
Eğer gözleri konuşabilseydi, Bay Karias Tao'nun çenesini kapatması ve bu konuşma hiç yaşanmamış gibi davranması için olan yalvarmalarını duyabilirdi.
"Bay Karias! Tam da aradığım adam!"
Hayır. Olamaz. Tao'nun istediğini yapmasına izin vermeyecekler. Asla olmaz.
"Önemli bir şey değil Bay Karias. Tao her zamanki gibi bir baş belası oluyor sadece."
"Çocuklar, kaba olmayın. Aşklarına bu kadar karşı olmak zorunda mısınız?"
"Aşk mı? Kimin aşkıymış bu?"
"Bay Karias, bu sadece bir yanlış anlaşılma........."
"Patron ve Bay Raizel'in."
........................Muhakkak ki, Bay Karias buna inanmayacaktır değil mi? Muhakkak ki hala sağduyusu vardır, değil mi?
"Biliyordum. Her zaman o ikisinin birbirlerine aşık olduğunu düşünmüştüm."
Neden?!!!!!
Lütfen bunun olmadığını söyleyin. Sık sık savaşmanın tüm hasarları Bay Karias'ı etkilemeye mi başladı, özellikle de beynini????
"Hahahaha, gerçekten de bir iki şey biliyormuşsunuz Bay Karias!"
"Hımph, tabii kide. Bana hiçbir neden yokken Aşk Tanrısı demiyorlar sonuçta." *dramatik saç savurma*
Başka bir boyutta, Cupid çok gücenmiş hissediyordu.
"O zaman ne önerirsin, Bay Karias?"
"Açık değil mi? Onlar için bir randevu ayarlayacağız."
"Harika!!! Plan yapalım o zaman."
İşte hayatın güzelliği çocuklar. Sizi ne zaman şaşırtacağını bilememeniz. M21 ve Takio'nun hayatında, umut ışıkları cehenneme tek yönlü bilete dönüştü. Karias'tan ne bekliyorlardı ki zaten..?
...............................
Frankenstein'ın Evinde
"Neden birisi hakkımda konuşuyormuş gibi hissediyorum?" Aslında, bir değil Frankie, dört. Hatta onları gayet iyi tanıyorsun.
"Sorun nedir, Frankenstein?"
"Ah, hiçbir şey Sahip. Çayı beğendiniz mi? Darjeeling kullandım."
"Kötü değil. Neden beni okula göndermediğinle ilgili kafam karışık."
"Sahip, dinlenmeniz gerekiyor. Lütfen, sadece bir günlüğüne."
"Peki." Raizel hizmetkarının insafa gelmeyeceğini biliyor zaten. Raizel kitabını okumaya devam edeceği sırada Frankenstein tekrar konuşmaya başladı.
"Beni affedin Sahip. Okula gitmekten ne kadar zevk aldığınızı biliyorum, ama bugün sadece ikimiz olarak biraz vakit geçirmek istedim."
Hizmetkarının söyledikleri Raizel'in yanaklarının hafiften kızarmasına neden oldu. Gerçekten de, çocukların evde bulunmasıyla nadiren başbaşa zaman geçirebiliyorlardı. Kıymetli hizmetkarına kıaaca baktıktan sonra küçük tatlı bir gülümseme Raizel'in dudaklarına yerleşti. Bahsedilen hizmetkar ne mi yapıyor? Kendisi Raizel'in kızgın olduğunu zannettiğinden yerdeki halıya bakmakla meşgul. Frankenstein seni aptal, az önce dünya standartlarında bir manzarayı kaçırdın.
Frankenstein'ın sürprizine, Sahibi yavaşça Frankenstein'a yaklaşır ve yanağına küçük bir öpücük kondurur.
"Sa-sahip, siz n-ne... daha şimdi?"
"Benimle zaman geçirmek istediğini sanıyordum. Fikrini mi değiştirdin?"
"Tabii ki hayır, Sahip. Bunu hiçbir şeye değişmem."
5 Dakika Sonra
"Frankenstein, neden beni yatak odana götürüyorsun?"
....................................
Frankenstein, seni yalancı. Raizel'in dinlenmesini istediğini söylemiştin, seni canavar.
Bu sırada.....
"Bay Rael, Patron ve Bay Raizel için bir randevu ayarlamamıza yardım ediceksin, değil mi?"
"Bu doğru, Rael. Belki Seira'yı etkilemek için bir iki şey de öğrenebilirsin."
Rael hayatı boyunca Lukedonia'yı şimdi özlediği kadar hiç özlememişti.
Son😂😂😂
Umarım beğenmişsinizdir.
Eğer romantik değilse çok özür dilerim, Rai'yi ve Frankenstein'ı karakter dışında yapmak istemedim.
Okuduğunuz için teşekkürler!!~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Merhaba
Umarım bölümü beğenmişsinizdir.
Açıkçası çevirirken bazı şüphelerim vardı ve hala da var, çünkü kaçınızın shipper olduğunu bilmiyorum.
Eğer bu tarz şeyler hoşunuza gitmiyorsa söyleyin böyle bölümlere uyarı koyarım.
ÖNEMLİ!!!!
GEÇEN BÖLÜMDE FRANKENSTEİN'DAN SONRA BİTİYOR MU YOKSA RAJAK'A KADAR VAR MI? BÖLÜMÜ BİLGİSAYARDA YAZDIM VE TELEFONDAN BAKTIĞIMDA YARIM GÖZÜKÜYOR. LÜTFEN BİRİSİ YORUMA YAZSIN.STAY FABULOUS
Martha Michaelis
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Noblesse Senaryo, Hayal et ve Tepki(Çeviri)
FanfictionYazarınız Martha'nın Türkçe Noblesse fanfici bulamadığı için bu kirabı çevirmeye karar verdi. Asıl yazar Hakuei25. Okuyup oy verirseniz sevinirim.