başarısızdım.
ne birisini mutlu etmeyi bilir ne de birisini sevmeyi bilirdim. işe yaramazın tekiydim ben, küçük bir çocuğa balon bile hediye edememiştim daha.
hiçbir vasfım yoktu. kendi kendime konuşur, kendim söyler kendim dinlerdim. anlam yükleyeceğim insanlar yoktu, bana anlam yükleyecek insanlar da yoktu.
saçma sapandı her şey. bir süre sonra da sarpa sardı. kendime yetememeye başladım. bir arkadaş, bir sevgili, bir seven aradım.
aradım.
aradım.
durdum.
dışarı çıkmayı denedim. beni tiksindiren insanların arasına girmeyi denedim. arkadaşlığın tanımını öğrenmeyi istedim çok kez. çok çok kez.
başarısızlıkla sonuçlandı.
öpmeyi denedim. birisini yaralarından öpmeyi, acılarını dindirmeyi denedim. öptüm de. güzelimin bileklerindeki her yarayı öptüm teker teker. her birini öptüm. iyileştirmeyi denedim.
yine başarısız oldum. bir sabah oturma odamda ölü bir bedenle karşılaştım.
oysaki geçti sanmıştım. geçti, her şey bitti, şimdi mutlu olacağız demiştim. belki de içimden söylediğimdendir tanrının isteklerime göz yumuşunun nedeni.
konuşmayı denedim. gürültülü bir yerde yalnızca yanında durduğum arkadaşıma anlatmayı denedim. dinlemedi. yahut duymamazlıktan geldi.
sokaklarda dolaştım, döndüm durdum, döndüm durdum.
duramadım.
kendimi durduramadım. bir yere çarptım önce, sonra yere kapaklandım. avuç içlerim sızladı, dizlerim kanadı. kimse öpmedi yaralarımdan, kimse sarmadı.
sıkıntı etmedim.
denedim durdum denedim durdum.
bir deliye dönüştüm en sonunda, delirdim. nefret ettiğim o elbiselerden giydirdiler bana, her yanım hastane koktu. ayağa kalkamadım, yemek yemedim.
sevmedim, sevilmedim.
denemeyi bıraktım.
nefes oluyor oluşumun tek sebebi deniyor olmammış meğer, denemeyi bırakınca öldüm.