1.bölüm

9.8K 278 9
                                    

Çalan alarm sesiyle gözlerimi araladım ve alarmı kapadım. Bir beş dakika daha kestirsem bence bişi olmaz düşüncesiyle tekrar uykunun o yumuşak tüylerine kendimi bıraktım.

-Ahh hadi ama kızım geç kalıcaksın. Annemin sesini duyduğumda gözlerimi açtım ve ona baktım. Annem ise perdelerimi açmaya çalışıyordu.

-Saat kaç oldu ? dedim uykulu bir sesle.

-7.30 olmuş dedi annem saate bakarak.

Birden yataktan fırladım. Ve kendimi banyoya attım.Rutin işlerimi hallederken bir yandan da anneme söylenmekle meşguldüm.

-Anne niye uyandırmıyorsun ?Geç kalıcam ya.

-Alarm kurmuş uyanmışsındır sanıyordum Eylül .

Haklıydı uyandım ama tekrar uyumuşum napayım. Banyodan çıktıktan sonra dolabımdan kıyafetlerime göz gezdirdim. Kararımı (medyada var) vermiştim.Giyindikten sonra aşağı aceleyle indim.

-Yavaş ol kızım düşüceksin diye annemin mutfaktan uyarısını duydum. Anne ve babamı öpmek için yanlarına gittim. Yanaklarına sulu bir öpücük bıraktım.

-Kızım  bişiler yeseydin.

-Yok annecim okulda atıştırırım bişiler merak etme diyerek evden çıktım. Ve hemen bir taksiye bindim. Taksideyken hızlıca değişen hayatımı düşünmeye başladım. Ben Eylül Sakaoğlu 19 yaşındayım. Ailemle birlikte bu aralar zor zamanlar geçiriyoruz. Bu yüzden İzmirden Ankara'ya taşınmak zorunda kaldık. Herşeyimiz değişti ve bence altüst oldu ama düşüncelerimi anne ve babama söyleyemiyorum. Çünkü saten moralleri bozuk bende üstlerine gelmemeliyim.İzmirde çok güzel bir yaşantımız vardı. Fakat son zamanlarda annem ve babam şirketimizin durumunun kötü olduğundan bahsediyordu,harcamalarımızı azaltmıştık ama ben durumun bu kadar ciddi olduğuna doğruyu söylemeliyimki ihtimal vermemiştim. Taa ki bir hafta önceye kadar. Annemler Ankara'ya taşınıcağımızı söyleyince kendimi çok kötü hissetmeme rağmen 'iyi oldu saten burdan sıkılmıştım ' diyebildim elimden sadece bu geldi. Ben bu düşüncelerle boğuşurken taksicinin sesiyle kendime geldim.

-Kızım geldik. Taksiciye borcumu ödedikten sonra üniversiteye doğru yürümeye başladım. Evet Ankara'ya taşınıcağımızı öğrendiğimizde bu okula kaydımı geçirdik. Bahçede yürürken bazı bakışların beni bulduğunu gördüm. Ama çok takmadım doğrusu çünkü kendimi güzel bulmuyorum başkaları da baksa baksa aşağılamak için bakar düşüncesiyle bana yardımcı olucak birilerini aramaya koyuldum. Okulda birden bir kargaşa oluştu ve herkes bir yere doğru toplanmaya başladı. Bende merakıma yenik düşerek topluluğun bulunduğu yere gittim.



Herkesin baktığı yere baktığımda iki kişinin kavga ettiklerini gördüm. Hayır düzeltiyorum bir tane kumral yerdeki sarışın çocuğu öldüresiye dövüyordu ama sarışın olan elini dahi kaldıramıyordu. İşte bu yüzden gördüğüm şeye kavga diyemeyiz. Kendimi tutamayarak olaya atladım.

-Ya manyakmısın öldürüceksin çocuğu diye bağırdım ve sarışın olan çocuğun yanına doğru eğilerek;

-İyimisin ? diye fısıldadım. Kaldırmaya yeltendim ama olmadı.

-Ne bakıyorsunuz yardım etsenize dedim etrafımdakilere bakarak.

O sırada kumral olan çocuk kolumu tuttu ve beni ayağa kaldırdı. Yüzüne baktığımdaki sert bakışları ürkmeme neden oldu.Of tamam kabul ediyorum sanırım korktum. Yüzünü incelediğim de  bütün damarlarının gerildiğini farkettim ve bu beni biraz daha korkuttu.

-Sen kimsin lan dedi bağırarak bana. Aaa bu kadar odunuyla da ilk defa karşılaşıyorum. Ben bir bayanım ve bayana karşı asla lan denilmez terbiyeden nasibini almamış nolucak.

-Asıl sen kimsin de bir insanı bu kadar dövebiliyorsun bir kızla lanlı konuşabiliyorsun ,dedim bana kullandığı ses tonunu kullanarak. Gülümsedi ama bu gülümseme küçümser gibiydi. Kolumu tuttu ve beni kendine çekti.

-Bana bak ufaklık sen daha yenisin anlaşılan beni öğrenmeden bana bulaşma istersen yoksa.. Sözünü kestim ve kendim devam ettim.

-Yoksa ne ? Beni de mi döversin ,dedim alaylı bir bakışla.

Kolumu tuttuğu yetmezmiş gibi bir de sıkmaya başladı manyak.

-Dövmem için yalvarırsın ,dedi kolumu bıraktı ve arkamdaki iki çocuğa baktı ve göz kaş hareketi yaptı.Sonra yanımızdan uzaklaştılar. Birkaç kişi sarışın olanın elinden tuttu, yardım etmek istedi ama çocuk istemedi. Bencede en mantıklısını yaptı bende olsam istemem yardımlarını. Sonra ben uzattım elimi. Tuttu ama kırılcak cam gibiymiş gibi çok yüklenmeden kalktı. Kolunu omzuma attı normalde bir erkekle asla böyle yakınlaşmam yani yabancı bir erkekle. Ama durum şimdi farklı çocuk zor durumda. Bir banka oturduk.

-İyimisin ?dedim

-İyiyim teşekkür ederim bu arada ben Berke dedi ve elini uzattı. Bende elini sıkarak;

-Memnun oldum ben de Eylül diye cevap verdim. Biraz sessizce oturduktan sonra çok merak etsemde kavganın sebebini sormadan yanından ayrılmam ve daha dersimin bulunduğu sınıfı bulmam gerektiğini söyledim.

-Ben de sana yardımcı olabilirim istersen

-Sınıf hangi katta onu söyleyebilirsin aslında dedim gülümseyerek.

-2.kat sol tarafa dön saten görüceksin.Verdiği tariften sonra teşekkür ederek yanından ayrıldım.2.katta sol tarafa döndüm ve karşıma Berke'yi döven çocuk ve arkadaşları çıktı. Berke'yi döven çocuk duvara yaslanmış bir haldeydi. Onları umursamadan sınıfı aramaya koyuldum fakat bir kızla çarpıştık. Elindeki kitaplar yere düştü ikimizde eğildik. Kitapları toplamasına yardım ettim. Kız birden heyecanlandı apar topar toplandı ve yanımdan koşarak evet resmen koşarak uzaklaştı.

Önüme döndüğümde beni izleyen bir çift gözle karşılaştım. Bakmamaya çalışarak yoluma devam ettim ve sınıfı buldum. Sıraya yerleştim,çok geçmeden hoca girdi. O kadar sıkıldım ki kafamı sıraya koydum ve uyuya kalmışım. Yanımdaki hareketlenmeyle gözlerimi açtım. Ne göriyim sabah ki psikopat. Bana o kadar sert bakıyorki sanki beni her an öldürücekmiş gibi. Biraz bekledim,ona bakmadım ama yok gözlerini benden ayırmıyor. Dayanamadım ve sınıftan çıktım. Kantine indim kendime soğuk bişiler aldım ve bir masaya oturdum.

PSİKOPATIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin