Bölüm 3| Jongin, Şah ve Lokma

82 7 9
                                    

+Peter Cincotti- Come Live Your Life With Me

#Byun Baekhyun

İnsanları seviyordum.

Onlarla iletişime geçmeyi değil, izlemeyi seviyordum. Düşünsenize! Binbir farklı türde insanın tek olduğunu zannettikleri ama aslında hepsinin bir olduğu kocaman bir topluluk. Kimse kimseyi tanımıyor ama onlarla tek oluyor. Hep dışladıkları ve yargıladıkları ile iç içe geçiyorlar. En güzel tarafı bu.

Bir homofobiği ve eşcinseli sokakta yol hakkında konuşurken görebilirdiniz. Birbirlerini tanımadan ve yargılamadan normal insanlar gibi konuşurlardı. Katil ve kurban yan yana yürürdü. Fakirin oturduğu kaldırımın önünden zengin biri geçebilirdi. Dönüp birbirlerine kötü söz söylemezlerdi.

Bu yüzden yalnızca izlerdim.

Eğer birini fazla iyi tanırsanız, ondan uzaklaşırsınız bana göre. Her ne kadar "hiçbir insan mükemmel değil" desende onların hatalarını fark etmeye başlarsın.

İnsanları ilgi çekici kılan şey ne düşündüklerini asla anlayamamak. Garip bir türüz. Biriyle fazla yakınlaşınca onu çözersiniz. Ne düşünür, ne zaman yalan söyler ve nasıl biri anlamışsınızdır artık. İlgi çekiciliği ve cazibesi tuz buz olur.

Chanyeol'e aşık olmamın bir nedeni bu. Onu ne kadar iyi tanıdığımı düşünsemde çözemeyişim.

Luhan ve Minseok ile arkadaş kalmamın da sebebi ne zaman tam bitti desem yeni bir şeyle çıkıp gelmeleri. Sehunla zaten pek yakın değildik. Yine de iyi çocuktu, bunu görebiliyordum.

İki kişinin konuşmasını izlerken burada oturmuş bir yandan White Chocolate Mocca içiyor, bir yandan da elimdeki mıknatıslı yazı tahtasıyla oyun oynuyordum. Üstüne yazıp yazıp siliyor, kendimce rahatlıyordum.

Önemli bir projem vardı yarına yapmam gereken. Fakat ben son günlerin ve son anların insanıydım. Gece oturur yapardım yoksa içim rahat etmezdi.

Az önce insan gibi konuşan ikilinin birbirine saldırdıklarını görünce kalakaldım. Kaşlarım isyan edercesine havalandı ve ortalık birbirine girdi. Hafifçe saçlarımı düzeltip önüme döndüm.

Önümdeki gerizekalıca yazı tahtasının üzerine çizdiğim şaheserlerin kaybolduğunu görünce gözlerim yuvalarında döndü.

Mona Lisa çizmiştim ben! Kahretsin dünya.

Ben kendi iç dünyamda, çizdiğim Mona Lisa için yas tutarken ve bir yandan küfrederken omzumdaki el ile irkildim. Kafamı ağır haraketlerle yukarı çevirdiğimde Kim Jongin'i görmek şüphesiz şaşırtıcıydı. Tam olarak onun analizini çıkaramamıştım, tanıyamamıştım. Yalnızca iki kez konuşma şansı elde ettiğim bu adamdan yükselen kokunun kime ait olduğunu çok iyi biliyordum lakin, kendime engel oluyordum. Sonuçta unutmaya çalışıyordum, yapamayacağımı bilerek. Eğer her onu hatırlatan şeyde tepki verirsem ne hale gelecektim kim bilir...

"Hey Baek."

Ruhsuz sözleri ve morarmış göz altlarıyla aniden karşı karşıya gelince kaşlarım havalandı. Benden ne istiyor, ne rica edecek umrumda değildi ve kesinlikle ama kesinlikle başkasının derdine ulaklık edecek halde değildim. Ve ne yazık ki benim yanıma gelen insanların yüzde bilmem kaçı çıkar meselesiyle geliyordu.

"Nasıl olduğunu veyahut neden burada olduğunu sorma derdine girmeyeceğim çünkü merak etmiyorum. Yalnızca sessiz olmaya çalış."

Bastard|ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin