MALDİVLERDE AŞK

Uçak Yolculuğu

 Yeni bölüm geciktiği için hepinizden özür dilerim. Neyse umarım beğenirsiniz. Resimdekiler Berke ve Azra. İyi okumalar.

  Sonunda saatler sonra alışveriş merkezinde işimiz bitti ve eve döndük. Şu an odamdayım ve torbaların altlarından tutup dolabıma boşaltmakla meşgulüm. Aslında çok dağınık bir kız değilimdir ama birkaç gün sonra onları valize tıkacağım için şu an hiç uğraşamıcam. 

- - - - - - - - - - - - -

  Sonunda o bir hafta nasıl geçti bilmiyorum. Ama artık geçti ve biz bir saat sonra uçağa binicez. Çok heyecanlıyım, ilk defa bir adaya tatile gidiyorum.

  ''Alev, yarım saat önceden orda olmamız gerekiyor. Acele et.'' Bu babamdı o da biraz heyecanlı çünkü tatil yapmak için hiç yurtdışına çıkmadı. Hep işi için giderdi. Ne yazıkki yine işleri yüzünden sadece bir ay bizimle kalabilecek. Ben ve annem ise üç ay boyunca ordayız.

  Orada sürekli annemle takılmayı düşünmüyorum. Tabi  bunun içinde kendime arkadaş bulmam lazım. Bu konuda pek zorlanıcağımı sanmıyorum çünkü çok konuşkan ve sosyal biriyimdir. Yani öyle telefona sanki tüm hayatı ona bağlıymış gibi yapışanlardan değilim ama elimden de düşürmem. Bu yönden şanslı olduğumu düşünüyorum çünkü bana gözlük hiç yakışmaz. Şimdi diceksiniz gözlük ne alaka. Hani telefon göze zararlı ya ordan şey ettiydim neyse tamam sustum. 

  Sonunda havaalanına vardık. Bizi uğurlıcak hiçkimse yoktu çünkü dün herkesle vedalaşmıştık. Bu yüzden direk uçağa bindik. Koltuklarımız ortadaydı çünkü cam kenarları çoktan kapılmıştı. Ama bu benim için sorun değildi. Hatta yanıma benim yaşlarımda birisi oturursa çok daha iyi olabilirdi.

  Annem ve babam inene kadar uyuyacaklarını söyleyip yattılar. Uçak henüz dolmamıştı yan tarafımda da hiçkimse yoktu. İçimden benim yaşlarımda birisi oturması için dua ediyordum. Girişten sesler gelmeye başlayınca gözlerimi hafif araladım ve karşımda bana doğru gelen çok taş bi çocuk gördüm. Tamam bana gelmiyordu, yanımdaki koltuğa geliyordu ama yinede çok mutluydum.

  Allahtan çocuk bana bakmıyordu çünkü ağzımda salyalar akıyordu. Hemen kendimi toparladım ve ona bakıp gülümsedim ardında o da bana bakıp gülümsedi. Aaahhh şimdi düşüp bayılcam galiba. Derken bu mutluluk fazla uzun sürmedi çünkü çok güzel bi kız gelip bay taşın yanına oturdu. Daha sonra sarışın yelloz (kız sarışındı) bay taşa dönüp bi şeyler fısıldadı ve birlikte gülüştüler. Sanırım sevgililer.

  E tabi sevgililer böyle bi çocuk hiç yalnız kalırmı mal bi düşünsene.

  Üff sen sus bi bee. Her neyse sonuçta Maldivler'e gidiyoruz orda bundan çok daha yakışıklıları vardır kesin.

  İyice fesatlaştın sen haaa. Bu tatil sana iyi gelmicek şimdiden söyliyim.

  Tamam tamam etrafıma bakınmıcam, biraz müzik dinliyim azda olsa kafamı dağıtırım. 

  Çantamın içinden kulaklığımı çıkardım. Bi saniye hayır kulaklığımı çıkarmadım çünkü çantamda yok. Olamaz evde unutmuşum. Neyse boş boş oturmaktansa kitabımı okurum.

  Tam kitaba dalmıştımki yanımdaki dürttü (bay taş) ve yemek servisinin yapıldığını söyledi.

  Tabağımı alıp yemeye başladım. Aç olduğum zamanlarda yemeğe dalış yaparım ve şu an çok açım. Tabi yanımdaki taş yüzünden bunu yapamıyorum.

  Önümüzdekileri bitirip tabakları verdiğimiz zaman daha fazla dayanamayıp bay taş'a döndüm,

  ''Merhaba ben Alev'' herhalde bunu beklemiyordu çünkü bir süre bana şaşkınca baktı. Sonra,

  ''Merhaba ben de Berke'' dedi. Böyle bir süre konuştuk hatta bi ara sarışın yelloz dediğim kız da sohbete katıldı. Ve ikisinin kardeş olduğunu anlamış oldum. İçimden kıza sarışın yelloz dediğim için kendime küfretmeyi de unutmadım tabi. Bu arada kızın ismi de Azra. Sürekli konu değiştiriyorduk ve konu müziğe geldiğinde kulaklığımı evde unuttuğum için sızlanmaya başladım. Off müzik dinlemeyi çok seviyorum ama bilmem kaç saattir dinleyemiyorum:(. Berke bunları duyunca yanındaki sırt çantasından kulaklık ve iphone çıkardı ve,

  ''Birlikte müzik dinleyelim mi?'' diye sordu. Ayyy inanamıyorum. Bu soruyu bana mı sordu?

  Umarım beğenirsiniz bu bölümü. Ben çok beğenmedim ama. Neyse görüşmek üzere...