"İkimiz de bambaşka insanlarız. Sen ateşsen ben benzinim ve bir arada durmamız imkansız Ji Min." Genç çocuk usulca gülümsedi.
"Belki de yapmamız gereken tek şey büyük bir yangına sebep olmaktır?"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
mavi sana çok ama çok yakışıyor, tıpkı gökyüzü kadar sonsuz bir güzelliği var
minyoongi: iltifatlardan nefret ederim
moonisbright: Çok garip,
Bu kadar güzelsin ve iltifatlardan nefret ediyorsun
Her şeyle zıt olmayı seviyorsun, bu da seni sen; beni de deli yapan özelliğin
minyoongi: Bana adını neden söylemiyorsun?
moonisbright: korkuyorum
minyoongi: Sadece konuşmak istiyorum, belki de böylece daha yakın olacağız
Utanmana ve korkmana gerek yok
moonisbright: Korkma sebebim bu değil Yoongi.
Benden nefret edeceğini biliyorum,
minyoongi: Bana bunca güzel şeyleri söyleyen bir insandan nefret etmek büyük bir saygısızlık olurdu
Ne kadar sana karşı hiçbir şey hissetmesem de,
Seninle uzunca konuşup, dertleşmek isterim
moonisbright: Olmaz, üzgünüm
Seni üzmek canımı yakacak Yoongi
Beni görmemelisin,
minyoongi: Bu çok mantıksız hem beni sevdiğini söylüyor hem de bana yaklaşmak istemiyorsun
Ah, cidden
moonisbright: Üzgünüm ama en doğrusu bu
Beni anlayacağın güne kadar, bir soru sorma lütfen
Şair çocuğa bir şeyler yazmaya başlayacağım sırada telefonumun titreşimiyle küçük bir küfür dudaklarımdan firar etti. Ekranda yazan 'JeonJungkook' yazısına gözlerimi devirip, işaret parmağımı yanıtla yazan kısma dokundurdum.
"Ne istiyorsan çabuk söyle Jungkook, işim var!" Karşı taraftan gelen titrek iç çekiş ve oluşan birkaç saniyelik sessizlik kötü bir durumun içerisinde bulunduğumuzu gösteriyordu. "Jungkook, konuş artık!"
"O burada Hyung, bizimkiler onu kantinde Taehyung ile konuşurken görmüş ve be-"
"Kimden bahsediyorsun sen, açık konuş velet!" Sesimin sinirli çıktığını anlayan Kook, kekeleyerek konuşmaya başladı. Keşke konuşmasaydı dedim, keşke onun adını duymasaydım.
