Lanet pazar

15 0 0
                                    

Yorgunluktan ölmek üzereydim.Göz kapaklarım kısılıyor,dünyayı kısacık ekrandan izliyordum.Yanımda; Charles Bables yetmiş altı model Alman tankını kararlı bir biçimde sürüyordu. Adamların işini görmüştük.

Hey Charles; söylesene sana söyleneni yapmaktan başka şimdiye kadar ne yaptın ?

-Söyleneni yapmak,karar vermekten daha kolaydır Frank.

Yukarıdan emirler yağdırılıyor,biz de bu emirlere itaat ediyorduk.Domuz Philippe,Barbekü Francisco,Sarışın Rus Heinrich.....Lanet isimler bizimle alay ediyorlardı.

Bu Ahmakların işini düzmeliyiz Charles.

Yukarıda, en tepede biz olmalıyız. Lanet isimlerinin,Barbekü Francisco'nun canın cehenneme.

Alman tankı Çin lokantasının önünde durdu.Araçtan inip içeriye girdik.Sarışın ölü benizli bir kadın yanında şişko koca memeli boş bir İngilizle bizi kesiyordu.Ölmek isteseydim son istediğim yer bir çin lokantası olurdu.Biri size bir çin lokantasında öleceğinizi söyleseydi ona gülerdiniz.

On beş dakika sonra bu çin lokantasının sonunu getiricek olan bombanın düzeneğini sonar tetikleyici sistemlerimize bağlamıştık bile.

Tek tuş.

Araç beş milden sonra otomatik sinyaller gönderecek,benzin ve Azot karışımı havada yanarak,oksijeni bol ciğerleri fosil kömürlere dönüştürecekti.

Düzeneği; tuvalet denen bok çukuruna gizlemiştim.Şişko ve sıska sarışından ayrılıp,yetmiş altı model alman tankına bindik.

Birinci kilometrede ,beyniniz yapmak istediğiniz şeyin,aslında yapmak istemediğiniz bir şeye dönüşmesinden korkup, gaz ibresinin saatte yedi milden onbeş mile çıkarmaya çalışan ayağınıza istemsiz öğütler vermeye geçiyordu.Şehir planlarını alt üst eden devasa bir patlama.

İkinci kilometrede,korku mesafesine girip üç kilometre alanı içine alan bu patlamanın yarattığı tahribatın,aracın arka camından görülebilir olma mesafesi sürücüyü oldukça tahrik ediyordu.

Üçüncü,dördüncü ve beşinci kilometre; patlamadan yayılan patlayıcı toz imha edilecek alanın üzerine serilir. İkinci aşamada ise bombanın ikinci haznesinde bulunan patlayıcı aerosol, ateş alarak çevredeki patlayıcı tozu tetikler. Oluşan kapsamlı vakum dalgası tahribat alanındaki basıncı aşağı çeker. Etki alanı içinde kalan tüm canlılar buharlaşır.

Size patlamadan önce nasıl biriydim bunu anlatmalıyım.Emin olun bu iş oldukça karışık.

Her sabah hiçliğin,hiçliğinde uyanıyordum.Kocaman bir boşluğun,birçoğu normal yaşamsal işlevler için gerekli olan küçük ve karmaşık moleküller de dahil olmak üzere,yüksek hacimli biyokimyasal reaksiyonlar gösterip,Bridstol binasının yirmidördüncü katında bahar yağmurlarının neden batıdan geldiğini düşünüyordum.Eğitim süresince eğitime verilen eğilim bireyler üzerinde robotlaşmaya yönelik bir potansiyel kazanıyordu.

Hayır durun...

Kalın bağırsaklarımın fiber optik kablolarla dolu olduğunu söylemiyorum,bu sadece motor nöronlarımın zamana gösterdiği direnci anlatıyor.

Hükümler,sadece yanılgılarla beslenir.

Bunu bir filmin sahnesinde ya da bir profösörün Pazar konuşmalarında dinleyemezdiniz,çünkü gerçekçilik payı denen şey insanlarla aranıza mesafe çekiyordu.

Ben gerçeğim. Ben pazarların gerçek efendisiyim.

Okuyordum.

Her ne olursa,Değişen kafalar,Şeker hastalarına özel hastalık teoremleri,Pskoloji ve pisikiyatri,yirmi bombalık ömrüm,genetik.

Charles bables'le tanışmıştım çünkü o hayatımda tanıdığım en iyi sahtekardı.

Araç pazarlamak için ilgi çekici metinler yazıyordu.Bir çoğu saçmaydı,ama insanları dolandırmak dünyada en geçerli ve en kolay meslekti. Dört silindirli bir beygire hayatınız boyunca kaç kez binebilirdiniz. Güç sizin peşinizde,bırakın hayatınızı WWT 8329 yönlendirsin.Sadece kontağı çevirmeniz yeterli. Charles aynı zaman da geceleri reyting seviyesi eksilere kadar gerilemiş bir matematik programının sunuculuğunu yapıyordu.Kafadan üç yüz işlem fikrini ortaya atan da oydu.

Onun yerçekimine karşı gelen dik saçlarında huzur buluyordunuz. Derin düşünceler.İnsanın iç sesine yaptığı amansız yolculuk günün birinde bitmeliydi.

Tanıştığımız gün bir kahve dükkanına girmiştik çünkü o bir kahve bağımlısıydı.

Tuhaf olan herşeyi olağanlaştırın.

Hayatınızın negatif yükünü bir kahveye satmalısınız.

Afrika'da ki kabilelerin dikkat artırıcı ve stimülan özelliğine sahip bu şeyi çiğnemeleri çok olağandı çünkü insanlık pişirme aşamasına yüzyıllar sonra ancak geçebilmişti. İki dolara harika çörekler alınabilen bir yere girdiğinizde herkesin sizinle aynı zenginlikte olduğunu tahmin edebiliyordunuz.Üzerinde Penguen resmini taşıyan balonlar modaydı çünkü o yıl bir Penguen,yılın hayvanı seçilmişti.Özel kataloklar Penguen derisinden yapılan çantalar,Penguen çoraplar,Penguen gagalı iç çamaşırları,her şey bir hayvanın bir yılda ettiği para kadardı.İnsanlık bir önce ki yıl Gergedandı.Şimdi iç çamaşırlarına kadar herkes Penguen oluvermişti.

Köşede iki masa rezerveliydi. Bu bizim oturacağımız yerin bir arkası.

Her şey o kadar olağandı ki,olağan şey mükemmelleşmeye başladığında masada duran her şeyi suçlu gösterip aşağıya deviriyordunuz.

Bence biz iyi bir arkadaş olabiliriz.

Neye dayanarak bunu söylediğimi bilmiyorum ama bunu bir şey söylemişti

bile.

Yan masadan gelen iniltiler,iki azgın çiftin henüz yatağa atılamamış pozisyonları üzerine geçiyordu.

Hazırlıksız maç sıfır sıfır biter.

Charles anlatıyordu.

Eğer dost edinmek isterseniz,karşınızda ki ne anlatırsa anlatsın kıpırdamadan dinleyin ve arada onun anlattıklarını onaylar gibi başınızı aşağı yukarı sallayın.Bu ona konuşmak size de düşünmek için zaman kazandırır.

Meksika'da yanan para dolu bir vagonu gasp etmiştik.Biz sekiz kişiydik ve vagon tekti. Kahrolası herifler ters giden birşey olduğunda herkes paçasına sürülecek çamurdan korkuyordu.Vagon tekti,biz sekiz kişiydik şimdi ben ve vagon yine tektik.

Arada bir muzlu jöleye benzeyen saçlarını okşuyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 12, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

lanet pazarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin