KURAL2- Yeteneklerini insanların olabileceği şekilde anlamamasını sağlamalısın. Eğer anlarlarsa;bu onun düşüncelerini temizleyip,kaldığı yerden devam etmesini sağlar.
Amberly beni arabaya doğru götürmüş,düşüncelerimin dağılması için etrafta olan biten her şeyi gösteriyordu. Katıldığı semineri anlatmış,herkesin ona hayran kalmasına gülmüştü. Nede olsa,fazla zeki olması onu şaşırtmıyordu.
Yeni yapılmış yolda giderken,arabanın içinde bir tek ses bile duyulmuyor,sadece ağaçların gölgesi şeritler halinde cama yansıyordu. Güneşin batmasına yakın,yol ıssız bir hale dönüşmüş,tek tük araba geçiyordu. Emniyet kemerinin,sık dokulmuş kumaşında ellerimi gezdiriyordum. Tırnaklarımın uzunluğundan,kemerden çıkan ince sesi duymamış,yola yansıyan düşüncelerimdeydim. Bu sessizliği bozan ince ses ve bu sese gıcık olan Amberly sonunda konuşmuştu.
"Şu sesi çıkarmasan mı?" Dedi,sesi buğultu halinde kulağıma gelince irkildim,ve elimi aşağıya indirdim. "Anlamadım?" Dedim,düz bir şekil alıp ona baktım. Direksiyonu iki eliyle tutması onu güvenli hale getirmişti. Gözlerini ilk dikiz aynasına bakıp,sonra bana çevirdi.
"Mia,nereye gittiğimiz hakkında bir fikrin var mı?" Dedi,gözlerimi kısıp ilk etrafa baktım. Evi şehir içinde olmasına rağmen,orman yolundan gidiyorduk.
"Evin şehir içinde değil miydi?" Dedim,dudaklarım yarım kalmış nefes alışım yavaşlamıştı. Büyük dudaklarıyla gülüp,bana baktı. "Yeni bir ev aldım... yani,şehirden uzaklaşmak istedim biraz. Araba sesleri gitgide daha da çok oluyordu. Hem iyi de oldu,kafa dinlemiş oluruz." Deyip bana göz kırptı.O kadar parayı ne yapıyordu,bilmiyordum. Ama ev alması iyi bir yatırım olarak düşündüm. Fakat nasıl bir ev olduğunu merak etmiyorda değildim. Ön cama biraz daha yaklaştığımda,uzakta gözüken tabela gözüme çaprtı. Meşe ağaçının oyulmuş bir şekilde,içine yazı yazılmıştı.
" TİNDER'E HOŞGELDİNİZ."
"Vay,demek Tinderden ev aldın." Dedim,sağ sinyali yakıp,düz yoldan çıkmış,taşlı yola girmiştik. Arabadan gelen takır takır sesleri doğal bir ortam diye düşündürmüştü.
Amberly yavaşça yokuştan inerken,uzun bir ağacın ardından büyük ve tertemiz göl gözüme çarptı. Uzun ağaçlarla çevrilmiş,gölün üzerine düşen yapraklar,güneşin batışıyla beraber suyun üzerinde adete resim çiziyordu.
"Amberly burası... Burası çok güzel!" Dedim,ağzım bir karış açık kalmıştı. Amberly güldü. "Biliyordum böyle bir tepki vereceğini." Dedi,ve haklıydı da.Arabayla yokuştan aşağıya inmiş,gölün etrafından giden taşı yolda ilerliyorduk. Bazı evler,yetmişlerde yapılmış,bazılarıysa yeni modern evlerden oluşuyordu. Büyük ve geniş bahçeli evlerin önünde,gölde dolaşmaları için kendi sandalları vardı. Bir kaç çocuk kapılarının önlerinde bulunan çimlik üzerinde top oynuyor,bazılarıysa ahşap masalarının üzerinde kurulmuş,yemeklerle beraber ızgara yapıyorlardı. Dışardan gözümü alıp,Amberly'e baktım.
"Ee hani ev nerde?" Dediğime kalmadan,Amberly büyük krem ve koyu kahve rengine boyanmış evin önünde durdu.
"Aman tanrım..."
Emniyet kemerimi çıkartıp,arabadan ilk adımı atmamla,ağzım hiç kapanmayacak şekilde açık kaldı.Amberly evi tekrardan restore etmişti anlaşılan,iki katlı olan bu büyük evin yanında duran araba garajı,evi hem göl evi olduğuna hemde eskiyi andıran yapısıyla modernleşmişti. Önünde bulunan büyük teras,gölün tamamını himayesi altına almış,sadece beni izle diyordu.
"Hadi Mia,içeriye girelim." Dedi Amberly. Açık olan ağzımı,birazda olsa kapatıp, "Ah,tamam geliyorum." Diyerek seslendim. Amberly'nin arkasından yürüdükçe etrafı daha da gözlemliyordum,kapı girişi garajın hemen yan tarafındaydı. Amberly,fransız beyaz kapının yanından bir tuğlayı kenara kaydırıp,yeni usul olan parmak izi sistemiyle kapıyı açmıştı. Amberly kapının önünde durup bana baktı.
"Şimdi eğer beğenmediğin bir yer olursa bana söyle ki hemen restore edelim. Kendi zevkime göre döşedim fakat,birilerinin görüşleri benim içinde önemlidir." Deyip göz kırptı. Kapıyı açar açmaz,içeriye ilk adımı attığımda,gözüme çarpan terasa açılan yerdi. Duvar büsbütün camlarla döşenmiş,hemen yanlarında değişik bitkilerle süslenmişti. Beyaz rengi olan,perdeler yere kadar inmiş içeriyi adete olduğundan daha büyük gösteriyordu. Mutfak,ingiliz dolapları olmasına karşın,beyaz ve ahşap eşliğinde evin havasını daha da güvenilir hale getirmişti. Bir kaç adım daha atıp,salonun ortasında bulunan büyük koltuğa kendimi attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE LOOP (DÖNGÜ)
Ficción GeneralMia,ailesinin soyundan gelen farklı bir yeteneğe sahiptir. Vücudunda var olan bu güç,onu derinden derine etkilesede 22 yıl sonra alışabilmiştir. Mia'nın,insan iç güdülerini anlayabileceği gibi onların kaderinide görebilir. Fakat bunu yapabilme...